yılını da Avrupa pazar lideri kapatıyor. Avrupa Otomotiv Sanayicileri Derneği’nin (ACEA) ilk 6 aydaki rakamlarını basınla paylaşan TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ”Bu tablo, gerçek anlamda Avrupa’daki DAF’ın tırmanışını gösteriyor. 2000 yılında 6. sırada yer alan firmanın bugünkü yeri bir başarı öyküsüdür” dedi.
DAF’ın ikinci el değeri en yüksek araç olduğunun altını çizen Çetin Nuhoğlu, “Çekici değil, yatırım malı satıyorsunuz. 2000 yılında DAF yüzde 12 pazar payıyla 6.sırada. ABD’li Paccar Group’un almasıyla birlikte 2 bin yılından itibaren istikrarlı bir büyüme başlıyor. Bu büyüme sonucu, 2008 yılında ikinci sıraya yükseliyor. Yine aynı yıl, özellikle Euro 5 motoru ile bu yükselme inanılmaz bir hız kazanıyor. Sadece hizmet satmak ve performans çok önemli değil. Performans 27 artı 2 ülkede sürüyorsa, demek ki Avrupalı nakliyeci bu araçtan emin demektir. Sizden ricam, lütfen bu tabloyu okurlarınıza duyurun!” diye konuştu.
DAF 2009’da yüzde 15’lik pazar payı ile Avrupa Çekici Pazar Lideri olduğunda orta vadede yüzde 20’lik pazar payını hedeflemişti. Haziran 2010 sonuçları açıklandıktan sonra bugün bulunduğu noktada yüzde 21.3’le hedeflenilenin de üzerinde bir pay elde etmiş oldu.
DAF’ta henüz eşi olmayan bir kampanya sinyali
2011’de yeni bir proje başlatmayı hedeflediklerini ifade eden Nuhoğlu, ancak DAF yetkilileri ile henüz görüşmediği için projenin detaylarını açıklamaktan yana değil. Fakat, 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle devreye almayı düşündükleri sistem, birçok nakliyeciye uygun koşullarda DAF çekici alma imkanını verecek gibi gözüküyor.
800 DAF sattık, ama 2 bin satabilirdik
DAF-TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, tabiri caizse ‘peynir ekmek gibi’ sattıkları DAF çekicileri, üreticiden yeterli miktarda temin edememekten şikayetçi. Bunu da şu sözlerle aktarıyor: “Dünyada çok sattıkları için Türkiye’ye kotayı kısıyorlar. 2007’de 1200 araç sattık. 2008’de ise 400. Ne oldu diye sorduğumuzda DAF’tan ‘kusura bakmayın’ yanıtı aldık. Çünkü, aynı aracı orada 4-5 bin Euro daha yüksek ücrete satıyorlarmış. Bütçeden yüzde 1-2 gibi bir meblağ vererek bizim gönlümüzü aldılar. Şu anda araba alamıyoruz. Bu yılı 800’de kapatacağız. Ama, 2 binde kapatabilirdik. Çünkü, araç gelmiyor. Mersin’de çok sevdiğim bir müşterim var: Erman Nakliyat. Ziyaretlerine gittik. 20 araç üzerine anlaştık. Kişisel bir hatadan dolayı DAF’a zamanında bildiremedik. Hala araç alamadığımızdan teslim edemedik. Avrupa’nın bir numaralı çekici üreticisinin malını satmaktan çok gururlanıyoruz. Ancak, böyle sorunlar da yaşayabiliyoruz.”
UND Deniz hissesi almam ama yönetime girerim
4. gemi için talep toplama yöntemini kullanan UND Deniz’de hisse alıp almayacağını sorduğumuz Çetin Nuhoğlu, bizi şöyle yanıtladı: “UN Ro-Ro kurulurken 1993 yılında aldım. 2001 yılında Başkan olana kadar hissem yüzde 10’du. Ama etik olarak öyle bir dönemde hem nakliyeci, hem de gemi sahibi olmanın bazı uygulamalarla çeliştiğini gördüğüm için hissemi satıp, ayrıldım. Bugün uluslararası taşımacı olarak aktif değilim. Hisseleri de uluslararası nakliyecilerin alması gerektiğine inandığım için hisse almayacağım. Ama, UND Deniz kurulursa, şeffaflık adına yönetiminde olacağım. Hesap verebilirlik, kimsenin hakkının yenmemesi ve daha önce oynanan oyunların gerçekleşmemesi adına yönetimde olacağım.”
Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR