Soma’daki maden faciası ve İstanbul’daki “asansör” faciası sonrasında gözler, “iş güvenliğine” çevrilmişti.
Sadece “MİŞTİ”, zira Ermenek faciası, 15 günlük işçisinin Manisa’daki trafik kazasında (06 Temmuz 2015) hayatını kaybetmesi ve benzeri müessif olaylar; Türkiye’de iş güvenliğinin hala “mış gibi” seviyesinde olduğunu, “iş güvenliğinin” göz ardı edildiğini ve “insana” gerekli önemin verilmediğini gösteriyor.
Türkiye’de lojistik faaliyetlerde “iş güvenliğine” nasıldır? “iş güvenliğine” önem veriliyor mu?
2013 yılı SGK İstatistik Yıllığı’ndaki “İş Kazası ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri” verilerine göre;
- Grup H’de toplam 30.848 sigortalı çalışan iş kazası geçirmiş ve toplam 179.659 geçici iş göremez gün olmuş.
- Grup H, yük ve insan için yapılan lojistik faaliyetleri içerir. Sadece “YÜK” kapsamına giren lojistik faaliyetlerde ise toplam 9.260 sigortalı çalışan iş kazası geçirmiş ve toplam 114.680 geçici iş göremez gün olmuş.
- Ayrıca; 911 forklift vb. yükleme-boşaltma yapan araçların operatörü, 3.537 yükleme-boşaltma işlerinde nitelik gerektirmeyen işlerde çalışan ve 220 faf istifleme işlerinde nitelik gerektirmeyen işlerde çalışan iş kazası geçirmiş.
Türkiye’deki diğer bütün iş kollarında yapılan lojistik faaliyetlerdeki iş kazaları ve iş göremez günlerin verileri de eklenirse yukarıdaki rakamlar artacaktır.
Türkiye’deki bütün iş kollarında ise toplam 191.389 sigortalı çalışan iş kazası geçirmiş ve toplam 2.357.505 geçici iş göremez gün olmuş.
“İnsanın değeri ve insana önem verilmesi” gibi söylemler, konunun önemini açıklamaya yetmiyorsa iş güvenliği eksikliğinin şirketlere ve ekonomiye verdiği “MADDİ” zararlar ve kayıplar ile konunun önemi vurgulanabilir (maalesef!!!)
Türkiye’de “MADDİ” zarar ve kayıplara yönelik bir çalışmaya rastlamadım.
Öte yandan; Liberty Mutual tarafından hazırlanan “2014 Workplace Safety Index” verilerine göre 2012 yılında gerçekleşen iş yerindeki kazalarının geçici iş göremez günler için ABD’ye toplam direkt maliyeti 70,1 Milyar ABD Doları (ölüm hariç) olup ABD’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nın 0,4%’dür.
Türkiye’nin 2012 yılı Gayri Safi Milli Hasılası olan 1.420 Milyar TL ve yukarıdaki 0,04% oranı esas alınırsa Türkiye için toplam maliyet 2012 yılı için 5,8 Milyar TL ve 2014 yılı için 7,2 Milyar TL olarak öngörülebilir.
Grup H’nin 2014 yılı büyüklüğü 210 Milyar TL olup bunun YÜK ile ilgili büyüklüğü ise 105 Milyar TL’dir. Eğer ABD’deki 0,4% oranı ve YÜK ile ilgili iş kollarının büyüklüğü olan 105 Milyar TL esas alınırsa Türkiye’de 2014 yılındaki iş kazalarının toplam direkt maliyeti 432 Milyon TL olarak öngörülebilir.
Ayrıca; yukarıdaki 179.659 geçici iş göremez gün ve SGK’nın Grup H için yayınladığı 2013 yılı ortalama günlük kazancı olan 54,83 TL esas alınırsa yaklaşık 10 Milyon TL iş gücü kaybı (iş yerinde yok ama ücreti ödeniyor yani ödenen ücretin karşılığı olması gereken emek eksik kalıyor) öngörülebilir.
Lojistik faaliyetler ve lojistik faaliyetlerin yapıldığı tesisler (depolar, limanlar vs.), “Tehlikeli İşyeri” olmasına karşın “İş Emniyeti” uygulamalarına gereken önem verilmiyor.
Başlık niçin “Deli, Deli, Deli, Deli, Deli …. 40 Kere Deli”?
Dilimizde “Bir adama 40 gün deli denirse o adam deli olur” söylemi vardır.
“40 Gün Deli Demeye” devam edelim ama “deli etmek” için değil “deli olmamak” için…
Saygılarımla,
- Ekonomik Faaliyet Sınıflamasına göre Grup H, Ulaştırma ve Depolama iş kolundaki farklı lojistik faaliyetleri (49-Kara taşımacılığı, 50-Su yolu taşımacılığı, 51-Hava yolu taşımacılığı, 52- Taşımacılık için depolama ve destekleyici faaliyetler, 53-Posta ve kurye) kapsar.
- Grup H’de “YÜK” kapsamına giren faaliyetler kapsamında; Demiryolu ile yük taşımacılığı, Karayolu ile yük taşımacılığı, Gemi tahmil ve tahliye işleri, Deniz ve kıyı sularında yük taşımacılığı, İç sularda yük taşımacılığı, Hava yolu ile yük taşımacılığı, Depolama ve ambarlama, Kargo yükleme boşaltma hizmetleri ve Posta ve kurye faaliyetleri incelenmiştir
- “Türkiye’nin Lojistik Sektörünün Büyüklüğü (Resmi Verilerle)” https://www.lojiport.com/turkiyenin-lojistik-sektorunun-buyuklugu-resmi-verilerle-91460yy.htm