Denizbank Proje Finansmanı, Finansal Yapılandırma ve Krediler Uluslararası Koordinasyon Grubu Genel Müdür Yardımcısı Savaş Çıtak, Denizbank’ın lojistik ve ulaştırma sektörüne yönelik proje finansmanı yaklaşımlarını Dünya’ya anlattı.
DenizBank’ın bir yandan altyapı, diğer yandan ulaşım ve lojistik sektörünün finansmanı konusundaki politikası nedir?
Türkiye Bankalar Birliği’nin verilerine göre Türk bankacılık sisteminin altyapı sektörüne sağladığı uzun vadeli proje finansmanı kredisi 19 milyar dolar büyüklüğe ulaştı.
Sağlanan toplam yatırım kredileri içerisinde yüzde 37 pay alıyor. Özellikle altyapı ve ulaşım yatırımlarının finansmanı uzmanlık gerektiren konular. DenizBank 2004 yılında kurduğu Proje Finansmanı Bölümü ile bu konuda uzman durumda.
Bugüne kadar Türkiye’nin gelişiminde önemli yer teşkil eden birçok önemli altyapı ve ulaşım projesine imza attık. Türkiye’nin toplam 19 milyar dolarlık altyapı projeleri finansmanının yüzde 8’den fazlasını sağladık ve belli başlı tüm altyapı yatırımı projelerinin finansmanında yer aldık.
Söz konusu projelerin uzun vadeli finansman çözümleri gerektirmesinden ötürü kaynaklarımızın doğru projelere, etkin bir şekilde kanalize edilmesi için titizlikle çalışıyoruz. Finansmanında yer alacağımız projelerde özellikle projeyi üstlenen firma ve ortaklarının sektördeki deneyimine, projenin zamanında ve belirtilen bütçe dahilinde tamamlanıp tamamlanamayacağına bakıyoruz.
Olası gecikme ve/veya maliyet artışlarının projeyi üstlenen firma tarafından nasıl telafi edilebileceği de bizim için önemli bir husus. Bankamız, bugüne kadar ülke gelişimi ve kalkınması için hep kritik projelerde yer aldı; bundan sonra da aynı vizyonla çalışmalarını sürdürecek.
“1 milyar euro kaynak aktardık”
Denizbank’ın proje finansmanı kapsamında lojistik ve ulaştırmadaki varlığı konusunda bilgi verebilir misiniz?
Türkiye’nin ulaştırma yatırımlarında üst seviye bir etkinliğe sahip olan DenizBank, özellikle havalimanı ve karayolları yatırımlarının finansmanında ayrı bir ihtisas kazanmış durumda.
Bugüne kadar İstanbul Havalimanı projesine 634 milyon euro, TAV Bodrum Havalimanı projesine 154 milyon euro, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, İstanbul Atatürk Havalimanı, Antalya Havalimanı ve Gazipaşa Havalimanı projelerine toplam 900 milyon euro ve KKTC’nin tek havalimanı projesine 100 milyon euro olmak üzere sektöre 1 milyar euro kaynak aktardık.
DenizBank, İstanbul Havalimanı projesine en yüksek limit tahsis eden özel banka olurken, TAV Bodrum Havalimanı, Ankara Hızlı Tren Garı (160 milyon dolar) ve Ercan Havalimanı projelerinin finansmanını da tek başına üstlendi ve ulaştırma sektörü finansmanında öncü kuruluşlardan biri olduğunu kanıtladı.
Öte yandan Ulaştırma Bakanlığı, 2053 yılı itibarıyla yapılacak toplam 189 milyar euro yatırımın yüzde 37’sini (64 milyar Euro) demiryolu ağı için planlıyor. Biz de DenizBank olarak bu konuda önemli bir yatırım olan (TCDD’nin İlk Yap- İşlet- Devret Projesi) Ankara Hızlı Tren Garı’nın finansmanını sağladık.
İzmir, İstanbul, Konya, Sivas, Bursa, Eskişehir ve Kayseri yönünden gelecek ve gidecek tüm hızlı trenler için merkezi konumda olması planlanmış kavuşma noktasının inşaatına 160 milyon dolar finansman sağladık.Bugün itibarıyla 405 km’lik karayolunun (Kuzey Marmara Otoyolu, Sırbistan Barış Yolu) finansmanına 390 milyon dolar finansman sağladık.
İlave olarak tarafımızdan; 3.Köprü için inşaat aşamasında yaklaşık 200 milyon euro kesin ve Avans garanti mektubu sağlandı. Şu anda mevcut projelerin yeni etaplarının finansmanı ile ilgili imkanlarını değerlendirmekteyiz.
Denizciliğin kredilerimiz içindeki payı yüzde 2.5
Denizciliğin modernizasyonu ve rekabet gücünün artması yönünden özel bir misyon üstleniyor musunuz?
Türk denizcilik sektörüne finansman sağlamak amacıyla kurulmuş bir devlet bankası olan Denizcilik Bankası’nın lisans hakkını satın alarak kurulan DenizBank; bu sektörü kuruluşundan beri öncelikli “niş” sektörleri arasında tutuyor.
2003’ten beri gerek yeni gemi inşa ve gemi alımı gerek tersane ve liman yatırımları finansmanı sağlayarak, sektörün modernizasyonu, sürdürülebilirliği ve rekabet gücünün artmasına yönelik en çok kaynağı sağlayan bankalar arasında yer alıyoruz. DenizBank’in toplam kredi büyüklüğü içinde denizcilik sektörünün payı yüzde 2.5 oranında. 2022 yılsonu itibarıyla denizcilik sektörü riskimiz 571 milyon dolar ve yüzde 87’si (495 milyon dolar) nakit riskten oluşuyor.
Bu nakit riskin ise yarısı 244 adet gemi alımı (kuru yük, tanker, konteyner, yüzer havuz), yüzde 8’i tersane yatırımları ve yüzde 42’si ise işletme sermayesi finansmanı dolayısıyla gerçekleşiyor. Liman yatırımları içinse Yıldırım Holding’e 100 milyon dolar, Çelebi’ye 74 milyon dolar, IDO özelleştirmesi için de 38.5 milyon dolar tutarında finansman sağladık.
“Savaş ticaret rotalarını değiştirdi”
“Kamu-özel sektör iş birliği önemli Türkiye’nin lojistik sektöründeki konumunu ve rekabet gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi konum sebebiyle lojistik sektörünün potansiyeli oldukça yüksek. Türkiye’de taşınan malların değeri bazında son 10 yıllık dönemde denizyolu taşımacılığı hem ithalatta hem de ihracatta en büyük paya sahip olurken, karayolu taşımacılığı ikinci sırayı, havayolu taşımacılığı ise üçüncü sırayı aldı. Demiryolu taşımacılığı Türkiye’nin dış ticaretinde yüzde 1’le en düşük paya sahip.
Pandemi sonrası kontrol altına alınmaya çalışılan küresel ekonomideki durgunluk, artan enerji fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ticaret rotalarındaki değişimler; dünyada lojistik sektörünü oldukça olumsuz etkilemiş durumda. Bu mevcut kriz ortamı, Orta Koridor’un yeniden canlanması ile Asya ve Avrupa’yı en hızlı ve verimli şekilde buluşturabilecek Türkiye’nin “lojistik koridoru” haline gelmesi için önemli fırsatlar yaratıyor.
“Kamu-özel sektör iş birliği önemli’’
Liman ve demiryolu yatırımları başta olmak üzere bu alanda kamu-özel sektör iş birliğine nasıl bakıyorsunuz?
Kamu- Özel Sektör iş birliği türü finansmanlar, uluslararası finansman imkanlarının temin edilebilmesi acısından önemli. Bugüne kadar finansmanı başarılı bir şekilde tamamlanmış onlarca proje var.
Söz konusu yatırımlar çoğunlukla kamusal fayda sağlayan ve kamunun işletimine teslim edilen yatırımlar olduğundan, özel sektörün üstlenemeyeceği bazı risk unsurlarının kamu tarafından üstlenilmesi, projelerin hayata geçirilebilmesi açısından güzel bir iş modeli oluşturuyor. Şimdiye kadar Kamu Özel Sektör İş birliği modeli altyapı ve ulaştırma projelerinde diğer sektörlere kıyasla daha yaygın ve etkin bir şekilde kullanıldı. Finansmanı sağlayan taraflardan biri olarak biz da kamu-özel sektör iş birliğine olumlu bakıyoruz.
KAYNAK: DÜNYA GAZETESİ
LOJİPORT