"Denizciler hırsız değil işverendir!"

Denizcilerin, aşırı zengin, hırsız ya da götürücü olarak görüldüğünü belirten İMEAK DTO Başkanı Metin Kalkavan, bunun doğru olmadığını ve kendilerinin sadece işveren olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

İMEAK Deniz Ticaret Odası Aylık Olağan Toplantısı, İstanbul Defterdarı Fahrettin Özdemirci ve İstanbul Vergi Dairesi Başkanı Bekir Bayrakdar’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantının kapanış konuşmasını yapan DTO Başkanı Metin Kalkavan, sektöre ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. “Karamsar olmaya gerek yok. Denizdeysen fırtınalara alışkın olacaksın” diyen Kalkavan, gelecekten umutlu olduğunu ifade etti. Türkiye’de sektörün desteklenmeye ihtiyacı olduğunu kaydeden Kalkavan, yurtdışında denizcilik alanında verilen destekleri örnek gösterdi. İmkan verildiğinde Türk denizcilerin çok daha iyi işler yapabileceğine inandığını anlatan Kalkavan, “Denizcilik ülke için önemli bir sektör. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Eşit şartlar verildiğinde iddialıyız çok daha iyi işler çıkaracağız. Tersanecilikte, gemi inşada çok iyi işler yapabilecek güçteyiz. Sırf ekonomik olarak değil, istihdam olarak, ihracat olarak, ödemeler dengesine katkı olarak önemli bir alan. En büyük avantajımız bu alanda çalışmak isteyen binlerce insanın olması” diye konuştu.

6 GÜNDE BİR MEVZUAT DEĞİŞİYOR
Denizcilik sektörünün dünyada hızla büyüyüp geliştiğine dikkat çeken Metin Kalkavan, Türkiye’nin bu hızlı gelişime ayak uyduramadığını söyledi. Özellikle resmi kurumlarda bürokratların sürekli değişmesinden dolayı işleyişin de yavaş olduğunu kaydetti. Kalkavan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni bir bürokrat geliyor, sektöre alışmaya başlıyor. Tam öğretiyoruz, tam verim almaya başlayacağız pat bürokrat değişiyor. Siyasette de bu olmaya başlayınca daha büyük sıkıntı yaşayacağız. Son dönemlerde denizcilik için 400’ün üzerinde mevzuat düzenlemesi yapıldı. Bu bir rekordur. Neredeyse 6 günde bir mevzuat değiştirildi.”

“BİZİ İŞVEREN OLARAK GÖRÜN”
Toplumda, denizcilikle ilgili yanlış bir algı bulunduğunu söyleyen Metin Kalkavan, denizcilik ve armatörlük tanımında çok fazla dezenformasyon bulunduğuna dikkat çekti. Denizcilerin ve armatörlerin toplum tarafından hırsız, götürücü olarak görüldüğünü ifade eden Kalkavan, “Bizleri de işveren, iş yaratan olarak görmek lazım. Götürücü hırsız olarak görmek doğru değil. Ama maalesef kime anlatırsak anlatalım Türkiye’de iş adamlığı tanımında çok fazla deformasyon var. Bunu da çok kısa zamanda çözmek zor” dedi.

ÇAKIR’DAN DENETİM UYARISI
Türk limanlarına sefer gerçekleştirecek 30 yaş üstü gemilerin Liman Başkanlıkları tarafından denetime tabi tutulacak olmasını değerlendiren Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği Başkanı Salih Zeki Çakır, dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye’de, 1000 -  12 bin DWT arası 30 yaş üstü gemi sayısının 300 olduğunu söyleyen Çakır, “Bakanlık, yeni düzenleme ile bu gemileri takibe alarak ilk uğrak limanlarında yükleme öncesi özellikle balast tanklarına yönelik bir denetime tabi tutacak. Bu düzenlemenin, can, mal ve çevre emniyeti açısından kısa ve uzun vadede etkileri olacaktır. Bunun çok iyi analiz edilmesi lazım. Bundan ilk elde kim zarar görecek, iyi hesaplanmalı. Aynı uygulamayı Ukrayna ve Rusya’nın da başlatacağı duyumunu aldık. Bunun ne anlam ifade ettiğini hepiniz iyi biliyorsunuz. Bu anlamda bütün gemi sahiplerimizin ve kiracılarımızın çok dikkatli olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“ZOR GÜNLER GEÇİRİYORUZ”
Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maksadını aşan uygulamalar sektöre zarar verebilir. Şu anda bütün denizcilikte sıkıntı var. Küçük tonajda da durum böyle. Şu anda birçok gemi spot durumda. Zor günler geçiriyoruz. Herkesin anlayış göstermesi gerekiyor.”

“TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARET YÜKÜNÜ
YABANCI ARMATÖRLER TAŞIYOR”

Denizciliğe gereken önemin verilmemesinin ortaya ciddi kayıplar çıkarabileceği uyarısında bulunan Armatörler Birliği Başkan Vekili Erol Yücel, Türk ekonomisinin denizciliğin sağlayacağı katkıya ihtiyacı olduğunu söyledi. Dış ticaret yüklerinin Türk armatörler yerine çoğunlukla yabancı armatörler tarafından taşındığına dikkat çeken Yücel, “Ulaştırma Bakanlığı oturdu, 2013 yılında biz ne kadar navlun ödedik diye araştırma yaptı. Türkiye Cumhuriyeti, dış ticaret yüklerini taşıtmak için 9 buçuk milyar dolar navlun ödedi. 1 buçuk milyar dolarını Türk armatörüne, 8 milyar dolarını yabancı armatöre ödedi. 2014 yılında 11 buçuk milyar dolar rakam ödendi. Yine değişen bir şey yok. Türk armatörün aldığı pay 1 buçuk milyar doların da altında. Hükümetimizin 2023 hedefleri var. 500 milyar dolarlık ihracat. 700 milyar dolar da ithalat. 1.2 trilyon dolar dış ticaret hacmi. Bu yükü taşıtmak için 36 milyar dolara ihtiyacınız var. 36 milyar dolar ne kadar büyük? Ne kadar küçük? 2014 yılının ihracat rakamı 157 milyar dolar. Şimdi denizciliğimize önem verelim mi, vermeyelim mi?” dedi.

TÜRK BAYRAĞINI SEVMİYORUZ
Yapılan uygulamalar neticesinde armatörlerin, gemilerine Türk bayrağı çekmekten uzaklaştığını kaydeden Erol Yücel, “Biz Türk bayrağını sevmiyoruz. Ben veya sektörüm olarak bunu söylemiyorum. Bizi yönetenler. Ben bir armatör olarak ülkemde burası benim, evim babam ocağım diyemiyorum. Bir Türk bayraklı gemi burada bir arızası olsa, yük beklese 48 saatten fazla burada duramaz. 49. saatte faturalar çalışmaya başlar. Cezalandırılırsınız. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir ülke var mı?” diye konuştu.

Burak GÜNER - LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Deniz Ticareti Haberleri

Bankalar Galataport'a ortak oldu
Med Marine, filosuna yeni bir römorkör daha ekledi
Erkport, Çin’den İstanbul’a yeni bir dönemi başlatıyor
"Gemiler, sac kalınlıkları uygun olmadığı için Karadeniz'de batıyor"
Türkiye’nin ilk Ro-Ro’larını inşa eden Alman tersanesi iflas etti