TRT Çukruova Radyosu’nda yayınlanan “Akdenizden Toroslara” adlı programa katılan Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Genel Sekreteri Korer Özbenli, TRT Çukruova Radyosu’na konuk oldu. Programda denizciliğin dününü bugününü değerlendiren Özbenli, kabotajın önemine değinerek; bir ülkenin, kendi limanları arasındaki deniz ticaretini kendi yurttaşlarının ve kendi bayrağını taşıyan gemilerin yapması anlamını taşıyan kabotaj ile ilgili kanunun 1 Temmuz 1926’da kabul edildiğini anımsatan Özbenli, bu tarihten önce Türklerin kendi kıyılarında deniz ticareti, yük ve yolcu taşımacılığı yapma ayrıcalığını, kapitülasyonlar nedeniyle yabancılara devrettiğini belirtti. Kapitülasyonların karşılıklılık esasına dayalı olarak verildiğini söyleyen Özbenli, “Fransa, İtalya gibi Avrupa ülkelerine bazı haklar tanınırken Osmanlının da oralarda bu haklardan yararlanabilmesi söz konusuydu. Ancak o dönemde Osmanlı bir tarım ülkesi olduğu ve deniz araçları ile donatılmış bir filosu olmadığı için bu haklardan kendisi yararlanamamıştır” şeklinde konuştu.
“Temelleri 1924 yılında İzmir İktisat kongresinde atılan ve yolu Lozan ile çizilen kabotaj hakkı 1926’da yasalaşmış ve denizciliğimizin önündeki engeller kaldırılmıştır. Ülkenin bağımsızlığı anlamında da çok önemli bir adım atılmıştır” diye konuşan Özbenli, denizciliğimizin 1926’dan sonra gelişme trendine girdiğini ancak son 50-60 yıldır arzulanan hızla ilerleyemediğini kaydetti.
“DÜNYA DENİZCİLİĞİNİN GELİŞME HIZINA AYAK UYDURAMIYORUZ”
Bugün dünya denizciliğine bakıldığında filomuz itibariyle 13. sırada olduğumuza dikkat çeken Genel Sekreter Özbenli, 30 milyon DWT filo kapasitemizin ancak 8,5-9milyon DWT’lik kısmının Türk bayrağında, diğerlerinin Türk sahipli olmasına rağmen ama yabancı bayrak altındaki gemiler olduğunu anlattı. Denizcilik açısından istenilen noktada olmadığımızı söyleyen Özbenli, kıyı şeridi bizden çok daha az olan ülkelerdeki denizciliğin bizden çok daha ileri durumda olduğunu belirterek, bugün Türkiye’de elleçlenen yük kapasitesinin Belçika’daki Anvers Limanı’nın ya da Hollanda’daki Rotterdam Limanı’nın yarısı kadar olduğuna işaret etti. Özbenli şöyle devam etti: “Bu da demektir ki dünya denizciliğinin gelişme hızına biz ayak uyduramıyoruz. O büyüklükte limanlar yapamamışız. Denizci bir ülke olamamışız. Denizci ülke olabilmek için denizcilik politikalarının değişmeksizin takip edilmesi gerekir”.
MARİNA AVM OLDU!
Konuşmasında Mersin Marina hakkındaki görüşlerini de dile getiren Özbenli, Mersin Marina’nın Türkiye’nin en büyük marinalarından biri olarak 500 yat bağlama kapasitesine sahip olduğunu belirtti. Mersin Marina’nın yat limanı hüviyetinden ziyade bir çarşı, bir alışveriş merkezi ve yeme içme mekanı olarak görüldüğünü vurgulayan Korer Özbenli,, “Marinaların arkasında yatçılara yönelik alışveriş mekanı bulunur. Ancak bizde AVM’nin marinası var. Mersin’de marinacılığın gelişmesine yönelik çalışmalar yapılması gerekir” diye konuştu.
“DENİZDEN KARAYA BAKARSANIZ ÇİRKİNLİĞİ ÇOK DAHA NET GÖREBİLİRSİNİZ”
Türkiye’de kıyı şeridinde 27 ayrı il bulunduğuna ve nüfusun yüzde 50’den fazlasının bu 27 ilde yaşadığına dikkat çeken Özbenli, buna rağmen insanlarımızın denizciliğin endüstriyel boyutunun yeterince farkında olmadıklarını söyledi. Denizciliğin sadece bir ulaştırma işi olmadığının altını çizen Özbenli, “Denizciliğin, marinacılık, tersanecilik, yat üretimi gibi çok farklı kolları var. Bizler bunlardan faydalanmak yerine, ikinci konutlarımızı kıyılara dikerek kıyı şeridimizi öldürmüş vaziyetteyiz. Denize bakmayı seviyoruz. Manzara olarak izlemeyi seviyoruz. Ama denizden karaya bakarsanız çirkinliği çok daha net görebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
YATIRIMLAR TEŞVİK EDİLMELİ
Denizcilik sorunlarının çözülmesi için geniş ölçekli, uzun vadeli, hükümetten hükümete değişmeyen politikalar gerektiğine vurgu yapan Özbenli, gemi inşa ve gemi satın almanın büyük yatırımlar olduğunu, bu yatırımların ve Türk bayrağının devlet tarafından teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Özbenli, “Bazı uygulamalar var ancak yeterli değil. Bazı yeni politikalarla gemilerin yaşlarını yenilemek adına çalışma yapmak gerekir. Böylelikle bu kriz ortamında hem tersanelerimiz canlanmış olur hem de filomuzu da yenilemiş ve gençleştirmiş oluruz” diye konuştu.
Hediye EROĞLU/MERSİN - LOJİPORT