Kısaca kendiniz ve kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
27.11.1980 Bursa doğumluyum. İlk orta ve lise eğitimimi Bursa’da tamamladım. Lisans eğitimimi Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde, ilk yüksek lisansımı Bilgi Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü’nde tamamladım. İkinci yüksek lisansımı da Çukurova Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon MBA olarak devam ettirdim. Medya, lüks tüketim ürünleri ve sağlık sektöründe İletişim ve Pazarlama Yöneticiliği yaptım. 1.5 yıldır otomotiv sektöründeyim.
Kariyerinizin en büyük dönüm noktası nedir?
İlk dönüm noktası, medya sektöründen büyük bir sağlık grubuna iletişim ve pazarlama yöneticisi olarak geçmek. Özellikle sağlıkta iletişim, pazarlama ve kurum yönetimi adına uzmanlaşmak oldu. İkinci dönüm noktası ise sağlık sektöründen, otomotiv sektörüne geçmek oldu.
Çalışma hayatınızdaki benimsediğiniz ilkeler ve öncelikleriniz nelerdir, iş hayatında yaşadığınız sorunların üstesinden nasıl geliyorsunuz?
Kesinlikle ilk olarak söyleyebileceğim “Disiplin”. Kişinin öncelikle kendi öz disiplini, sonrasında organizasyon içinde sahip olması gereken bir disiplin anlayışı olması gerektiğini düşünüyorum. Yöneteceğim işin öncelik ve stratejilerini benimseyerek iş planını ve zamanı doğru planlayarak sürdürülebilir yönetim anlayışı oluşturmak, ve tabi ki bunu etkin bir iletişim ile yapmak; ayrıca duygu ve tutkularımı işe yansıtmak en temel noktalar diyebilirim.
Benim zaten savaşçı bir ruhum var. Dolayısıyla karşıma çıkan tüm sorunları işimin bir parçası olarak görür ve bununla mücadele etmekten büyük keyif alırım. Çünkü insanın zorlandığı nokta, gelişmeye başladığı noktadır. Ekip çalışmasına ve yönetimine inanan bir kişi olarak Benim için doğru bilgi ve iletişim ile çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur diye düşünürüm. Bu sebeple sürekli öğrenmeye devam etmeliyiz. Bilgi en büyük güçtür.
5- İyi bir yönetici olabilmek için bireysel başarının yanında iyi bir ekiple de çalışmanın önemli olduğunu söyleyebiliriz. Sizce iyi bir ekibin özellikleri nelerdir?
Kesinlikle bir başarı varsa bu ekiple olan, ekipteki herkesin rolünü doğru gerçekleştirdiği, yöneticinin lider olduğu organizasyonlarda gerçekleşir. Bir ekipte öncelikle yönetici liderlik özelliklerine sahip, duygusal zekası ve adalet duygusu yüksek birisi olmalıdır. Süreçler şeffaf ve hedefler smart olmalıdır. Yetki ve sorumluluk doğru orantısını da çok değerli bulurum. Herkesin aslında kendi işinin yöneticisi gibi olmasını, sorumluluğunu ve tabi ki ödülünü almasını çok önemserim.
Koçaslanlar Motorlu Araçlar’da ne gibi yenilikler yaratmayı düşünüyorsunuz? Gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?
Görevimiz şirketimizin ve temsil ettiğimiz markaların, hedeflerini, müşteri ve çalışan memnuniyetini sağlayarak içinde bulunduğu pazardan yüksek pazar payları elde etmeyi sağlayarak kalıcı sürdürülebilir organizasyon ve yönetimi sağlamaktır. Marka değerine inanan biri olarak tüm çalışmalarımızın merkezine, temsil ettiğimiz markaların ve şirketimizin marka değerini yukarıya taşıyacak çalışma modellerini ve duyarlılığını sergileyeceğiz. Ticari hedeflerimiz dışında iç ve dış müşterinin mutlu olduğu bir yapı inşa etmek, ayrıca dijital dönüşüme zamanında geçmek diğer planım diyebilirim.
SSH MÜDÜRÜ ERCAN ŞAHİNKAYA SATIŞ MÜDÜRÜ DİNÇER KILIÇ GENEL MÜDÜR DİDEM ARAS..
Gençler için iş hayatına yönelik kariyer hayatlarında neler tavsiye edersiniz?
Öncelikle sevdiği ve ilgisi olduğu işi yapmalarını öneririm. Burada kişilik yapıları da önemli bir etken. Herkesin iyi yaptığı bir şey vardır. Önce aile, sonra gençler bunu keşfetmeli. Zaten iyi yaptığınız işte kariyer kendiliğinden oluşmaktadır.
Kariyerinizin başındaki kendinizle bugün bir araya gelme imkanınız olsaydı o günkü Didem Aras’a neler söylerdiniz?
Ben hep hayallerimin ve tutkularımın peşinden koştum. Cesur kararlar aldığım ve bunların arkasında durarak güçlendiğimi hissettiğim zamanlar da oldu. Kendimi hep iş kadını, iyi bir yönetici hayal eder hatta gözümde resmederdim. Sanıyorum bu gönülden isteğim doğrultusunda ilahi plan tarafından yolum oluşturuldu. Elbette bu yolun başında “Tecrübe” yoktu. Tecrübe bu yolda düşe kalka oldu. Hiç pes etmedim. Bu yol bana ne zaman neyi öğrenmem gerektiğini gösterdi. Kendime ve yoluma güvendim. Şükrettiğim ise bundan 20 yıl önceki Didem’in heyecanını her yeni projede hissetmek olmuştur. O günkü Didem’de tek sabit kalan bu heyecan ve tutku oldu.