Planlı ve kurumsal tedbirler biran önce alınmazsa, Türkiye’yi ciddi bir depolama alanı darboğazı bekliyor. Ülkemizde kayıt altındaki depolama alanı henüz 20 milyon metrekare (m2) bile değilken, gelecek 5 yılda depolama alanı ihtiyacının 2 kat artarak ilave 25 milyon metrekareye daha ihtiyaç olacağı açıklanıyor.
Nitekim her 1 milyar Euro değerindeki üretim yatırımı için ilave 18.000 m2 depolama alanı, normal perakende mağazacılığına göre e-ticaret için 3 katı daha fazla depolama alanı ve her 1 milyar Dolar e-ticaret satış artışı için yaklaşık 116.000 m2 depolama alanı gerekebiliyor.
e-Ticaret Bilgi Platformu verilerine göre, 2019 yılında 136 milyar TL e-ticaret hacmi, 1.3 milyar adet olan sipariş sayısı ve 68.457 adet olan işletme sayısı varken, bu rakamlar 2022 yılında 800 milyar TL hacme, 4.8 milyar adet siparişe ve 548.688 işletmeye çıktı. TÜİK’in son verilerine göre e-ticaret kullanımı ülkemizde katlanarak artıyor. 2012 yılında bireylerin internet üzerinden sipariş vermesi yüzde 10.3 iken, bu oran 2023 yılının Ağustos ayı itibariyle yüzde 49.5 oldu. Her gün milyonlarca kargo, evlere ve ofislere teslim edilir hale geldi ve ayrıca siparişlerde dönen ürünlerin yaklaşık yüzde 50’si depolama alanı ihtiyacı olan ürünlerden oluşuyor.
“e-ticaret sektörü günümüzde, tüketiciye çok daha yakın olmak ve çok daha kısa sürelerde teslimat yapabilmek için çözümler arıyor. Küresel ölçekte müşterilerin, çok daha kısa sürede teslim alma istekleri giderek güçleniyor ve bunun için ilave ücret ödemeyi de kabul ediyorlar. The Fabric tarafından hazırlanan “The 3 Biggest Last-Mile Challenges the Retail Industry is Facing Today” raporuna göre, müşterilerin %81 “aynı gün” teslimat yapılması durumunda daha fazla e-ticaret alışverişi yapacağını belirtmiştir ve yine müşterilerin %67’si “aynı gün” teslimat için fazladan ödeme yapabileceğini (%37’si “1-4 dolar”, %23’ü “5-10 dolar”, %7’si “11-20 dolar” ve %’2’si “20 dolar ve fazlası”) açıklamıştır.” dedi.
Türkiye, Avrupa’nın tedarik zinciri ülkesi olmak için doğru ülkedir
Pandeminin etkisiyle yakın coğrafyalarda üretim ve tedarik kaynağı bulma ihtiyacı nedeniyle Türkiye’nin hem coğrafi yakınlığı, hem de üretim yetkinliği ile Avrupa’nın tedarik zinciri ülkesi olmak için doğru ülke olduğunun altını çizen DepOrtak Kurucu Ortağı Oruç Kaya, bu durumda ülkemizdeki depolama alanı ihtiyacının çok fazla olacağına işaret etti.
Sadece ülkemizde değil, dünya genelinde de lojistik firmalarına (3PL) ait depolama alanları arzının, depolama ihtiyacını ve talebini karşılayacak yeterlilikte olmadığına dikkatleri çeken Oruç Kaya, şunları söyledi:
“Akla gelen ilk çözüm, klasik yöntem yani yeni depoların inşa edilmesi olabilir, ama bu çözümün hayata geçirilmesi ve uygulanması, yüksek miktarda yatırım yapılmasını gerektirir ve en az 5-10 yıl sürebilir. Ayrıca günümüzde, klasik depolar konvansiyonel kontrat yönetimi ile yüzde 85-90 seviyelerinde doluluğa ulaştıklarında aslında gizli “tam dolu” statüsüne geçiyorlar. Oysaki talepler, gerçek-zamanlı, konum-tabanlı yönetilebilir olursa, bu boşluk alanlardan yüzbinlerce m2 ilave depolama alanı olarak kullanılıyor olacaktır. Özetle günümüzde, klasik yöntemler yerine, daha radikal, farklı ve hatta hemen uygulanabilecek çözümler, devreye alınmalıdır ve kullanılmalıdır. Bu çözümler, DepOrtak tarafından sunulan “on demand depolama” ve yine DepOrtak tarafından geliştirilen hemen bugün uygulanabilecek Gri Depolama çözümleri olmaktadır. Yüzlerce depoyu dijital olarak birbirine bağlayan DepOrtak sayesinde, ülke genelinde depolardaki boşluklar canlı ve gerçek zamanlı olarak tek merkezden yönetilebilmektedir.” diye konuştu.
Dünyanın sayılı lojistik teknolojilerinden birisi haline gelen Tırport’un kurucusu Akın Arslan’ın tecrübesi ve iş zekası liderliği, Türkiye’de depoculuğun önde gelen uzmanlarından Oruç Kaya’nın ortak akıl ve güç birliğiyle bu yılın Mart ayında canlıya geçen dijital akıllı depolama platformu DepOrtak, sahip olduğu teknolojilerle sadece ülkemizde değil, Avrupa’da da oldukça iddialı çözümler getirmeye devam ediyor.
LOJİPORT