DOĞAL AYRICALIK

Üç tarafımızı çevreleyen denizlerimiz ve kıyılarımız sahip oldukları morfolojik ve oşinografik yapılarıyla birbirlerinden farklı özellikler...

Üç tarafımızı çevreleyen denizlerimiz ve kıyılarımız sahip oldukları morfolojik ve oşinografik yapılarıyla birbirlerinden farklı özellikler sunarlar. Bu doğal mimarinin mükemmel yontularıyla oluşan harika coğrafya ona Dünya üzerinde çok ayrıcalıklı ve anlamlı bir statü kazandırmıştır.

Dünya deniz ticaret hacminin yılda yük bazında 8 milyar tonu ve değer bazında da 400 milyar doları açtığı gerçeği düşünüldüğünde, denizlerin ve deniz ticaretinin insanoğlu için ne kadar önemli olduğu çok daha iyi anlaşılır. Dünya deniz ticaretinin %90 nı ve Türkiye dış ticaretinin de %85 i deniz yoluyla yapılmaktadır. İstatiklere bakıldığında, 2000 yılında %90 a ulaşan bu rakamın 2009 yılında %85 e gerilediğini görürüz. Bunun nedelerinin başında denizcilik ile ilgili yapılan yanlış ve eksik planlamalar, bürokratik engeller, iş bilmezlik, vurdumduymazlık ve izlenen popülist politikalar gelir.

Yaratıcı-yenilikçi-rekabetçi-yatırımcı ve çevreci bir denizcilik ruhunun çağdaş atılım süreci içinde gerçekleştireceği bilimsel içerikli AR-GE çalışmaları sektöre yeni bir ivme kazandıracaktır. Yüksek teknolojinin hızlı erişimine ulaşmayı başaran denizcilik sektörü ise Dünya denizlerinde daha çok söz sahibi olmayı hak edecektir. Türk deniz ticaret filosunun sahip olduğu 655 adet geminin (1000 GRT ve üzeri) %40 ını kuru yük gemileri oluşturmaktadır. Konteyner gemileri ise %6 gibi çok az bir orandır. Bu nedenle konteyner yük taşımacılığını geliştirmek ve bu alanda yatırım yapmak zorundayız. Sahip olduğumuz bu gemilerin yaş ortalamasının Dünya standartlarının altında seyrediyor olması uluslar arası denizlerdeki rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir. Genel anlamda gemilerimizin yaş ortalaması (01.01.2010) tarihi itibariyle 23 tür. Toplam sayısı 21 adet olan arabalı şehir hatları gemilerinin yaş ortalaması ise 27 dir. Sadece 7 adet olan yolcu ve yolcu yük gemilerinin yaş ortalaması 35 dir. Bu rakamlar bize deniz ticaret filomuzun acilen yenilenmesi gerektiğini bütün çıplaklığıyla göstermektedir.

Türkiye kabotaj taşımacılığında 2000 yılından bugüne kadar geçen süre içinde önemli ataklar yapamamıştır. Bu anlamda 2000 yılında 16 milyon ton dolayında olan kabotaj taşımacılığı, 2009 yılında ancak 18 milyon tona yükselebilmiştir. Kabotajda yolcu taşımacılığında 2003 yılında 100 milyon olan yolcu sayısı, 2009 yılında 159 milyona ulaşmıştır. Geçen bu altı yıl içindeki artan rakamlar, Türkiye'nin sahip olduğu denizlerin konumuna göre olması gereken değerler değildir.

Denizciliğin tarihsel gelişim süreci içinde tortulaşarak oluşan denizcilik kültürünü milli ülkü olarak benimseyen ülkeler, Dünya denizlerinde egemenlik kurarlar ve onların bütün değerlerinden yararlanarak deniz ekonomisini kontrol altına alırlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diğer Haberler

‘Türkiye Yüzyılında Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi’
Index Grup, lojistik işletmeciliğinde büyümeyi hedefliyor
Sürat Kargo filosu, 2025'te 125 elektrikli araca ulaşacak
Ticaret Bakanlığı'ndan hızlı kargo dolandırıcılığı uyarısı
Daimler elektrikli otobüs testinde Mercedes-Benz Türk imzası!
Aliağa’da Denizcilik Uygulama Merkezi açıldı
6.⁠ ⁠Hizmet İhracatının Şampiyonları Ödülleri sahiplerini buldu
Evolog, TAL Trailer'den 120 treyler alacak
Bir türlü güncellenemeyen gümrük sistemi, milyon dolarlık kayıplar getirdi
Yeni eSprinter ile Mercedes hafif ticarilerde elektrikli dönüşüm başlıyor