Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektörüne dair 2016 değerlendirmesini ve 2017 yılı beklentilerini düzenlenen basın toplantısında dile getirdi. UTİKAD Yönetim Kurulu üyeleri 3 Ocak Salı günü InterContinental Otel’de basın mensupları ile bir araya geldi. Kahvaltılı basın toplantısında UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, sektörün durumuna dair ayrıntılı bir sunum yaptı.
2016’nın hem ülkemiz hem de çevre coğrafyalardaki ülkeler için oldukça zorlu bir yıl olarak tarihe geçtiğini belirten UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Türkiye GSYH’ı içinde yaklaşık %12-13 paya sahip bir sektör olan lojistik sektörünün hacminin de yaklaşık olarak 100 milyar TL olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki amacımız bu payı artırmaktı. Ancak 2016 hedeflerimiz ülkemizde birçok üzücü ve can sıkıcı gelişme ile sekteye uğradı. 15 Temmuz’daki darbeyi milletçe dik bir duruş sergileyerek atlatmış olsak da ekonomimiz bu durumdan kısmen zarar gördü. Bu noktada sadece Suriye ve Irak ile olan ticaretimiz etkilenmekle kalmadı. Göçmen krizi nedeniyle en büyük pazarlarımızdan biri olan Avrupa Birliği ile de zorlu günler geçirdik, güvenlik endişeleri nedeniyle sınırlarımızda kilometrelerce tır kuyrukları oluştu. Dövizdeki dalgalanmalar da lojistik sektöründe etkili oldu. Dövizin yükselişi ithalat yüklemelerini azalttı. Sektörümüzün yurt dışı taşımalarına yönelik işlemleri döviz bazında olduğundan direkt bir etki yaşanmadı gibi görünse de önümüzdeki günlerde yük taşımalarının azalmasının sektörün cirosuna olumsuz etki edeceğini söylemek mümkün” diye konuştu.
MODLAR ARASINDA DENİZYOLU İLK SIRADA YER ALIYOR
ENDÜSTRİ 4.0 LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜ DE DERİNDEN ETKİLEYECEK
Dünya çapında büyük ilgi yaratan ve önümüzdeki on yıllarda tüm iş süreçlerini değiştireceği öngörülen Endüstri 4.0’a da değinen UTİKAD Başkanı Eldener, “e-ticaretteki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hatta sadece yakından takip etmekle kalmamalı, iş süreçlerimizi buna göre revize etmeliyiz” dedi. Amazon gibi AliExpress gibi firmaların artık gönderimlerini kendilerinin yapmayı planladığını vurgulayan Emre Eldener, “Örneğin Amazon bir gün daha önce teslimat yapabilmek için kendi lojistik zincirini oluşturuyor; uçak, gemi ve tır yatırımları yapıyor. Teslimat süresini kısaltabilmek amacıyla gemileri depo olarak kullanarak insansız hava araçlarıyla (drone) ürünlerini taşımayı hedefliyor. Bu noktada akıllara bazı sorular geliyor tabii ki. Acaba sektörümüzü de etkileyen bu evrimsel sürecin sonunda, dünya çapında hizmet veren dev firmalar lojistik hizmetleri kendi bünyelerinde mi gerçekleştirecek? Halihazırda mevcut olan lojistik akışlar nasıl yenilenecek? Hız ve maliyet ekseninde nasıl bir değişim yaşanacak?” diye konuştu.
Önümüzdeki yıllarda lojistik sektörünü şekillendirecek bu soruların yanıtlarının önemine dikkat çeken Eldener, “Ön etkin davranarak birbirinden farklı ürün özelliklerine ve yeni teknolojilerle belirlenecek yeni iş yapma yöntemlerine uygun olarak lojistik iş süreçlerini geliştirmemiz, uzmanlaşmaya yönelerek gelişen ticaret anlayışına uygun çözümler ve hizmetler üretmemiz gerekiyor” dedi.
HANJİN’İN İFLASI CİDDİ ÖNLEMLERİ DE BERABERİNDE GETİRDİ
2016 yılında yaşanan beklenmedik gelişmelere de vurgu yapan Emre Eldener, Hanjin’in iflas erteleme başvurusunun sektöre etkilerini ve olası sonuçlarını da değerlendirdi. Hanjin’in başvurusunun ardından çeşitli toplantılar yaptıklarını belirten Eldener “Söz konusu firma ile yükleme yapmış üyelerimizin karşılaştıkları sorunların ve güncel durumun değerlendirilmesi amacıyla 21.Eylül’de Hanjin Shipping’in Türkiye acenteliğini yapan üyemiz Arkas Denizcilik ve Nakliyat A.Ş.’nin yöneticileri, Arkas ve UTİKAD hukuk danışmanlarının da katılımıyla UTİKAD Denizyolu Çalışma Grubu bünyesinde bir toplantı yaptık Söz konusu toplantıda, Hanjin Shipping firmasının iflas erteleme başvurusu konteynerlerin taşınmasına ilişkin sözleşmeleri feshetmesi ve edimini yerine getirmeyerek konteynerleri bulundukları limanlarda bırakması nedeniyle ortaya çıkan sorunlar ve belirsizlikleri değerlendirdik. Toplantımızın ardından hazırlanan bilgi notunu ise üyelerimiz ile paylaştık” dedi. Hanjin’in bu kararının ardından lojistik sektöründe küresel anlamda büyük bir devinim yaşandığının da altını çizen Emre Eldener, “Dünya çapında sıralamada yer alan armatörler ile konteyner hatları arasındaki iş birlikleri ve birleşmelere şahit oluyoruz. Bu gelişmeleri yeni krizlere ve olası iflaslara karşın alınan önlemler olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.
‘YENİ GÜMRÜK KANUNU TASLAĞI İÇİN ÇALIŞIYORUZ’
Gümrüklerde yaşanan sıkıntılara da değinen Eldener, Yeni Gümrük kanunu taslağının hazırlanması sürecinde UTİKAD olarak aktif rol oynadıklarını da belirtti. Tek Pencere sistemine tam olarak geçilememesi, dijitalleşme sürecinin tamamlanamaması ve lojistik süreçlerde global entegrasyonun sağlanamaması gibi çözülmesi gereken sorunlar olduğunu söyleyen UTİKAD Başkanı “Yeni gümrük kanunun dış ticareti ve lojistik akışları kolaylaştıracak şekilde hazırlanmasını ve yürürlüğe girmesini umuyoruz” dedi.
LOJİSTİK MASTER PLANI HAYATA GEÇİRİLMELİ
Lojistik mevzuatlara dair Bakanlıklar arasında yaşanan kopuklukların sektöre olumsuz olarak yansıdığını belirten Eldener, “Sektörün öncelikli beklentilerinin başında Bakanlıklar arası koordinasyonun sağlanması geliyor, diyebiliriz. Lojistikte koordinasyon büyük önem taşıyor, özellikle kalkınma planında sektörümüzün öncelikli sektör kabul edildiği bugünlerde. Bakanlıklar arasındaki entegrasyonun sağlanması ile ikincil mevzuatlarla ilgili sıkıntıların aşılacağını umuyoruz. Bu noktada Lojistik Master Planı’nın ülkemizin üretim ve ticari hedefleri doğrultusunda verimli sonuçlar doğuracak şekilde hazırlanması da büyük önem taşıyor” dedi.
YETKİ BELGELERİNİN SADELEŞMESİ İŞ AKIŞINI HIZLANDIRACAK
Karayolundaki sorunlara ilişkin de açıklamalar yapan UTİKAD Başkanı Emre Eldener, R2 belgesine sahip firmaların R2 sahibi firmalar ile çalışamamasının sektörde ciddi sıkıntılara neden olduğunu dile getirdi. UTİKAD olarak bu konudaki çalışmalarını da sürdürdüklerini söyleyen Eldener “Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde yer taşıma işleri organizatörleri tanımının değiştirilerek bu sorunun ortadan kaldırılabileceğini düşünüyoruz” dedi. Bunun yanı sıra karayolu mevzuatında yer alan yetki belgelerinin sadeleştirilmesi sürecinin sonuna yaklaşıldığını da belirten Eldener, yetki belgelerinin sadeleştirilmesi iş akış hızımızı arttıracaktır” dedi.
R2 BELGESİ SAHİPLERİNE DEMİRYOLUNDA DD YETKİ BELGESİ VERİLMELİ
Demiryolundaki yüksek belge ücretleri konusuna da değinen UTİKAD Başkanı, “Demiryolu taşımacılığında ‘organizatör’ olarak faaliyet gösterecek firmaların alması gereken DD yetki belgesi ücreti 50 bin TL olarak belirlendi. Bu bir hayli yüksek bir rakam. Taşıma işleri organizatörlüğü alanında deneyimli firmaların demiryolu taşımacılığında faaliyet göstermelerinin sağlanabilmesi amacıyla R2 yetki belgesine sahip firmaların DD yetki belgesine otomatik olarak sahip olması sağlanmalıdır” diye konuştu.
GÜMRÜK MÜŞAVİRİ İSTİHDAMI ŞART
Taşıma İşleri Organizatörleri olarak gümrük müşaviri istihdam edilmesiyle ilgili beklentilerini de tekrar eden Eldener, “Çalıştığımız firmalar bizlerden gümrükleme hizmetleri de dahil edilmiş anahtar teslim çözüm istiyor. Gümrükleme uzmanlık isteyen ve mutlaka konunun uzmanı gümrük müşavirleri tarafından yapılması gereken bir iş, bu konuda hemfikiriz; ancak bizler anahtar teslim çözüm üretebilmek için birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi bünyemizde müşavir çalıştırabilmek istiyoruz. Bunun gerçekleşmemesi halinde ise bir müşavirle yapacağımız sözleşmeyle bu hizmeti verebilmek istiyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan yeni gümrük kanunu taslağında bu yönde bir adım atılmasını bekliyoruz” dedi.
AHL’DEKİ KİRA BEDELLERİ DÜZENLENMELİ
Son dönemde yaşanan döviz dalgalanmalarına da vurgu yapan UTİKAD Başkanı, Atatürk Havalimanı’ndaki hava kargo acentelerinin ofis kiralarının USD’den TL’ye çevrilmesi için girişimlerde bulunduklarını da belirtti. Eldener sözlerine şöyle devam etti; “Hava kargo acenteleri ofislerinin kiraları dünyada emsal teşkil eden diğer havalimanlarına kıyasla çok yüksek. Söz konusu kiraların seviyesi hizmet üretim maliyetlerini de etkiliyor, dolayısıyla ihracat ve ithalat maliyetleri üzerinde belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda hem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na hem de Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne ve bunun yanı sıra Turkish Kargo’ya durumu aktardık. Hava kargo acentelerinin ofis kiralarının USD’den TL’ye çevrilmesinin olumlu etkilerini kendileriyle paylaştık.”
HATALAR AZALACAK, LOJİSTİK AKIŞ HIZ KAZANACAK
Gümrük İşlemlerinde Elektronikleşme (e-AWB, e-Freight vb.) ve Kurumlar Arası Ortak Elektronik Bilgi Platformu oluşturulmasının önemine de dikkat çeken Emre Eldener, “Hava ve deniz limanlarında kargolara ilişkin bilgiler farklı paydaşlar tarafından birçok kez birbirinden bağımsız sistemlere giriliyor. Bu durum hem zaman kaybına neden oluyor hem de hata yapma olasılığını artırıyor. Dünyanın en önemli limanlarından olan Singapur, Hong-Kong, Rotterdam ve Hamburg limanlarında örnekleri görülen, liman toplulukları oluşturularak özel işletmelerin ve kamu kurumlarının ortak erişimine ve kullanımına açık, tüm paydaşların veri girişlerini yapabileceği ve verilerin ortak kullanılabileceği elektronik bir platform oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Eldener, “Bu sistemin tüm paydaşları kapsayacak şekilde hayata geçirilmesiyle deniz ve havalimanlarında sağlanacak eşgüdüm ve işbirliği sayesinde verimlilik arttırılacak ve lojistik akışlar hızlandırılacaktır” diye konuştu.
LOJİPORT