İMEAK Deniz Ticaret Odası Ağustos ayı meclis toplantısı, yaz aylarında olmamıza karşın yeterli bir katılımla gerçekleştirildi. Meclis Başkanlığı koltuğunda vekaleten oturan Tahir Sarıoğlu’nun haziruna hakimiyeti, gözümüze ilk çarpan olarak öne çıktı. Buraya kadar her şey hoş ve güzel. Ancak hemen ardından salonda ardı ardına 3 madde oylandı ve her zamanki gibi ‘el kaldırma hızı’yla geçti. 1- DTO borçlanma yetkisi aldı. Bu yetkinin dışında, taşınmazlarından bir ya da birkaçını rehin edebilmesine olanak tanınması da istendi. 2- Türkiye limanlarında yük alan veya limanlara yük getiren Yabancı Bayraklı gemiler veya yabancılara kiralanmış Türk Bayraklı gemilerin Yükleme ve boşaltmadan ayrı ayrı sağladıkları tüm navlun hasılatı üzerinden alınan payın tavan seviyesine yükseltilmesi talep edildi. 3- 6 ay önce 3 milyon liraya satın alınan yüzde 5’lik GİSAŞ hissesinin GİSBİR’e satışı için yetki istendi. Oysa, basına ve üyelere dağıtılan gündem metni aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
- ODA MECLİSİ’NİN 04.07.2013 TARİH VE 3 SAYILI TOPLANTI TUTANAKLARININ ONAYLANMASI HK. 2. ODA’NIN 2013 HAZİRAN AY’I MİZANI VE MUNAKALESİ HK. 3. ŞUBE BAŞKANLARI, MESLEK KOMİTE BAŞKANLARI VE MECLİS ÜYELERİ’NİN SEKTOREL VE BÖLGESEL GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ HK. 4. ODA YÖNETİM KURULU BA$KANI’NIN TEMMUZ AY’I FAALİYETLERİNİN SUNUMU 5. DİLEK VE TEMENNİLER HK.
Görüldüğü üzere gerçek gündemle pek ilgisi yok. Oysa, meclis onayına sunulan 3 madde, üyeler için de karar vermeden önce müzakere edilmeyi hak ediyor. Şeffaf bir yönetim isteniyorsa, özellikle akçeli konularda oda üyelerinin bilgilendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Artık üyeler de, yılda 50 milyon lira (eski parayla 50 trilyon) geliri olan bir kurumun nereye harcama yapacağını bilmeli. Ama oylama esnası ve sonrasında da kimsenin ‘Bu kadar gelir var. Odamız niye yeniden borçlanma yetkisi istiyor? Bu para nereye, ya da hangi yatırımlara kanalize edilecek?’ diye sormaması da enteresan…! YİNE PİRİ REİS Aslında bizim bir fikrimiz tabi ki var. DTO kaynaklarının tek sahibi yıllardır değişmedi: Piri Reis Üniversitesi. Talep edilen krediler, okul için harcanacak. Piri Reis’in denizcilerimizin gurur kaynağı olduğu doğrudur. Eğitimin kutsal olduğuna da kimsenin itirazı yok. Fakat, denizcinin tek sorunu Tuzla’daki birkaç dönümün imarından mı ibarettir. Konjonktür çok uygunken niye koster yapımını hızlandıracak adımlar atılmaz? Denizlerimizde balığı mumla arayacağımız günlere doğru hızla ilerliyoruz. Bunu önleme çabaları, daha mı az ilgiyi hak ediyor? Eğitimse tüm derdiniz, Türkiye’nin niye hala bir eğitim gemisine sahip olmadığı gerçeğini değiştirmek için çabalamıyorsunuz? Ya da Piri Reis’e aktaracağınız meblağda küçük bir kesinti yaparak; deniz eğitimi veren onlar için büyük, sizler için küçük kaynaklarla Anadolu’daki okullarımıza ivme kazandırmıyorsunuz? Denizci ülke olmanın gereği çocukluktan başlar. Ana okullarından başlayarak denizi sevdirecek, büyüyünce ona sırtını dönmeyecek nesillerin yetişmesine niçin katkı sağlamıyorsunuz? Muhalefet pek sevilen bir kavram değildir. Ama muhalefetsiz toplulukların gerçekle tanışmaları hep zaman almıştır. Seversiniz sevmezsiniz ama son seçimlerdeki başkan adayı Salih Zeki Çakır iyi ki var. Ve son toplantıda söylediği sözlere sonuna kadar katılıyorum. Sayın Çakır, Piri Reis Üniversitesi konusunda tarafsız bir çalışma grubu oluşturulmasını talep etti. Bu grup, üniversitenin fayda/maliyet analizini çıkararak odaya olan marjinal katkısını inceleyecek. Bence şeffaflık adına çok olumlu bir adım. Günden güne daha demokratik adımlar attığı gözlenen oda yönetiminin bu öneriyi de dikkate alacağını umuyorum. BAHRİ TURAN’IN ELEŞTİRİLERİNİ KABUL ETMİYORUM DTO Meclis Üyesi Bahri Turan, Büyük Kulüp’te iftar öncesi gerçekleştirilen ortak meslek komitesi toplantısını düzenleyenlere övgüler yağdırarak, basına da ilgisizliğinden dolayı sitem etti. Sayın Turan, Sayın Metin Kalkavan’ın demokrat kişiliğinden zerre kadar kuşkum yok. Ancak, sanırım durumdan vazife çıkararak beni muhalif gazeteci mertebesine oturtanlar komite toplantısına katılmamın gereksizliğine hükmederek sadece iftara çağırmakla yetindiler. Dolayısıyla, biz de kadro dışı kaldığımızdan iftarımızı yaptık ve evimize döndük. O nedenle ‘dinlediler ama yazmadılar’ grubunun içinde olmadığımı bilmenizi isterim. Saygılarımla.