Dünya Bankası da, ‘Türk taşımacılar haklı’ dedi

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) aylardır yaptığı çalışmaların ürününü almaya başladı. Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya tarafından...

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) aylardır yaptığı çalışmaların ürününü almaya başladı. Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya tarafından yapılan tarife dışı engelleri AB komiserlerine, Avrupa Parlamentosu milletvekillerine ve ilgili tüm büyükelçilere yazı ve makalelerle duyuran UND, sonunda Dünya Bankası’nın da haklılığımızı teslim ettiği raporuna girmeyi başardı. Sorun yaşadığı tüm ülkelerde davalar açan UND, yine de çözülmezse konuyu GATT’a (Dünya Ticaret Örgütü) götürmek için devlet desteği bekliyor.

2013 yılında AB ülkeleri üzerinden karayoluyla gerçekleştirilen transit taşımalarımıza getirilen ayrımcı kısıtlamalara karşı kapsamlı bir mücadeleyi başlatan Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND), Taksim Point Otel’de, 30 Nisan 2014 Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, Dünya Bankası tarafından 8 Nisan 2014 tarihinde açıklanan  “AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirme Raporu” ele alındı.

SANAL PRANGALAR VAR

Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Gümrük Birliği’nin artık mevcut haliyle kalamayacağının Dünya Bankası tarafından hazırlanan raporda da vurgulandığını belirterek, “Bu rapor, 18 yılını dolduran Gümrük Birliği’nin mevcut kotalardan etkilendiği ve bir bedel ödendiği, ödenmeye de devam ettiğine vurgu yapmaktadır. AB ekonomisinin menfaatleri gereği de bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir. 2008’den 2013’e AB’ye ihraç taşıma pazarımız % 25 büyürken Türk taşımacılar  % 10 pazar kaybetti. Sırbistan, AB için bir üçüncü ülkedir; oysa Türkiye 1963’ten beri AB’ye ortak üyedir.  Buna rağmen Sırbistan araçları Macaristan’ı serbestçe transit geçebilirken; Türk araçları transit ücret ödemektedir. 34 milyon yük taşıma aracı AB içinde serbestçe dolaşırken; sadece 21 bin Türk aracının çevreyi kirlettiği gerekçesiyle geçişinin engellenmesi sanal prangalardan başka bir şey değildir”dedi.

SONUNDA AB DE HAKLILIĞIMIZI KABUL EDECEK

Yaşananların yalnızca nakliyecilerin sorunu  olmadığını ifade eden Nuhoğlu, “Bu, Türkiye’nin, Türk ihracatının problemidir. Tarihimizde ilk kez Kalkınma Planı’na lojistik de dahil edilmiş ve hedef olmuştur. Denmiştir ki, 282 milyar dolar ihracat yapacağız. Dünya lojistik performans liginde 15. sıranın altına ineceğiz. Bu 282 milyar doların en az 150 milyar doları Avrupa’ya ve yüzde 50’si de TIR’larla yapılacaktır. Sen taşımacılıkta sorunları aşamazsan, hedefine nasıl ulaşacaksın?

Avrupa Birliği’nin 8 komiserine, tüm AB parlamenterlerine, tüm büyükelçilere yazılar yazdık. Bulgaristan Parlamentosu’ndaki bir Türk parlamenteri Mehmet Kazak, AB parlamentosuna ‘Türkleri niye engelliyorsunuz?’ diye sordu: Tahmin ediyorum ki, mayıs hazirana kadar bir AB raporu, etki analizi çıkacak. Dünya Bankası raporu da, haklılığımızı bir kez daha gözler önüne sermiştir” açıklamasını yaptı.

SORUNLU ÜLKELERE DAVA BOMBARDIMANI BAŞLIYOR

Mahkemelere gittiklerini, sorun yaşanan ülkelerin kendi mahkemelerinde davalar açtıklarını kaydeden Nuhoğlu şöyle devam etti: “UND, bir yıldır Bulgaristan, Avusturya, Macaristan, Romanya gibi sorunlu olduğu ülkelerle yapılan KUK toplantılarına katılmıyor ve hiçbir belgeye imza atmıyor. Bu sorunlar kalkmadan da imzalamayacağız. Bunun anlamı ‘sen transitte bu tip uygulamalar getirirsen seni uyarıyorum. Bugünden itibaren ödediğimiz her kuruşu sizden alacağım’ demektir.”

Çetin Nuhoğlu, ‘konuyu niçin Dünya Ticaret Örgütü’ne götürmüyorsunuz’ yönündeki bir soruyu da şöyle yanıtladı:

“Aslında önümüzde bir Panama-Kolombiya örneği var. Panama da, Latin Amerika ülkelerine açılmak istiyor ama Kolombiya engeller çıkarıyordu. Konu, GATT’a taşınınca, acilen çözmek zorunda kaldılar. Ancak, biz sektörel bir sivil toplum örgütüyüz. Bu nedenle yalnızca bireysel davalar açabiliyoruz. GATT’a başvuru ise sadece ülkeler nezdinde yapılabiliyor. Girişimlerimizle sorunu çözemezsek, bu kez devletimizden konuyu GATT’a taşımasını talep edeceğiz. Çünkü, sorun yalnız taşımacıların değil, Türk ihracatının, Türkiye ekonomisinin sorunudur.”

CAMBAZA BAK DİYORLAR, PARAYI BEN ÖDÜYORUM

Avrupa Birliği ülkelerinde yük taşıyan 34 milyon araç bulunduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Bunlar Avrupa’nın her bölgesine taşıma yapıyorlar ama ne hikmetse sadece benim 21 bin aracım AB’nin havasını kirletiyor. Sadece Almanya’da 40 bin araç trafiğe çıkıyor. Ama benim 21 bin aracım için bin dereden su getirilmesi isteniyor. Yok trene bineceksin, yok intermodal yapacaksın, bunun dışında şu kadar para vereceksin. Kısaca cambaza bak cambaza diyorlar ve ben para ödüyorum.  Avrupa’ya açılan 3 tane kapı var: İpsala, Hamzabeyli ve Kapıkule. 3 kapıdan günde ortalama 1.000 araç çıkabiliyor. Niye Bulgaristan’ı, Romanya’yı geçerken türlü meşakkatlere katlanıp, Almanya’yı Fransa’yı geçerken hiç beklemiyoruz. Sadece Habur’dan günde 2 bin araç geçerken, benim 3 kapımdan niye yalnızca bin araç geçebiliyor?” diye konuştu.

RAIL CARGO VE U.N RO-RO BİRLİKTE HAREKET EDİYOR

Nuhoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “İntermodal taşıma diye bir şey çıkardılar. Bu yöntemi biz mi keşfettik? Nasıl ki, Bulgaristan ve Romanya’nın yaptığı engellemeler gibi Avusturya da önümüze setler çekmeseydi ro-ro + tren bu kadar yaygınlaşacak mıydı? Rail Cargo ile U.N Ro-Ro birlikte hareket edip, bu ülke nakliyecisine yeni dorseler yoluyla 75 milyon Euro yatırım yaptırdılar. Tren işi ortadan kalkarsa, bu ağır taşıtlar elimizde kalacak. Paralar uçtu gitti.”

İHRACATÇIMIZ GEREKSİZ MALİYETE KATLANIYOR

Türk nakliyecileri engelleri aşmak adına rüşvet de dahil 800 Euro civarında ödeme yapıyor. Bu da doğal olarak navluna yansıyor. Nuhoğlu, bu durumu da şu sözlerle aktardı: “Bulgar, Romen nakliyecileri böyle bir ödeme yapmadıkları için bizden ucuza taşıyor görünüyorlar. Halbuki yaşanan gerçek son tüketicinin daha pahalı navlun ödediğidir. Bunun sebebi de Türk taşımacısına yapılan dayatmalardır. AB’ye ihracat yapan firmaların tek bir güzergahta yaklaşık 800 Euro’yu bulan gereksiz ek maliyetlere katlanmasına neden olurken, bu fark söz konusu taşımaları engelsiz olarak gerçekleştiren Bulgar, Romen taşımacıya kar olarak yansımaktadır.”

ÇIBANIN BAŞI AVUSTURYA

Çetin Nuhoğlu, en büyük sorunlardan birini yaşadığımız Avusturya’yı kendine has üslubuyla şöyle tarif etti:

Avusturya şöyle diyor:

Ben Avrupa’nın ortasındayım. Benim üstümden sadece 15 bin geçersin.

-          Bizim sadece Almanya ile 180 bin taşımamız var.

Beni ilgilendirmez

-          13 milyar dolar göndereceğim, 23 milyar dolarlık da mal alacağım. Sen benim Almanya ile olan ticaretimde nasıl belirleyici olursun?

Elimden bir şey gelmez, yollarımı yıprattırmam.

-          Peki bana mani oluyorsun Macaristan, Romanya, Bulgaristan’a da olacak mısın?

Hayır. Onlar geçebilir.

-          Ben de anlaşmalara tarafım. Başka ülkeye nasıl davranıyorsan bana da öyle davranmalısın diyoruz. Ama sonuç değişmiyor. Yaşananlar aynen budur.

2008’den 2013’ e  AB’ye ihraç taşıma pazarımız % 25 büyürken Türk taşımacılar  % 10 pazar kaybetti.

 2008                                                   2013

335 bin Türk taşımacı                        310 bin Türk taşımacı

65 bin yabancı taşımacı                     190 bin yabancı taşımacı

Toplam Pazar: 400 bin                      Toplam Pazar: 500 bin

UND’DEN ÜÇ ADIMLI MÜCADELE PLANI

Anlaşmanın, her iki tarafa da daha faydalı olabilmesi için “Gümrük Birliği kapsamındaki malların dolaşımının serbestleştirilmesinin”  özellikle vurgulandığını anlatan Çetin Nuhoğlu, şunları söyledi:

“Türkiye’de üretilmiş olan tüm mallar, aslında ortak gümrük alanında yer alan ‘AB iç pazarına ait’ mallardır.            Türkiye’nin AB pazarına yaptığı ihracatın % 50’si Türkiye’de yerleşik AB menşeli firmalar tarafından yapılmaktadır. Bu ihracatın % 30’u ise Alman sermayeli firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Transit geçişi engelleyerek serbest dolaşımda olan Türkiye ihraç ürünlerini engelleyen AB ülkeleri bu tavırlarıyla aynı zamanda Türkiye’de üretilmiş AB ürünlerini ve AB’nin Türkiye’ye ihracatını engellemektedir. Aslında AB, ‘Ulaştırma’ unsurunu, Gümrük Birliği’ne konu olan malların serbest dolaşımını sağlayacak şekilde 1963 yılı Ankara Anlaşması’ndan beri öngörmekte ve teyit etmektedir. Bugün, 50 yıldır unutulmuş haklarımızı geri almanın mücadelesini başlatıyoruz. Bunu 3 adımda gerçekleştireceğiz. Bunlardan birincisi  kamu kuruluşlarında ve kamuoyunda farkındalık yaratmak; bir diğeri malların serbest dolaşımına getirilen kısıtlamaların   AB’ye fayda sağlamadığını AB ülkelerine anlatmak; sonuncusu ise transit geçişte zorlandığımız ülkelere dava açmak olacak. Transit  geçişlerimizde beklemeler, verimsiz alternatif modlara yönlendirmeler gibi engellemeler yüzünden ödediğimiz her kuruşu Macaristan, Avusturya, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerden geri alacağız. Bu ülkelere çok yakında davalar açacağız, bunun hukuki dayanağı var”  dedi.

Selçuk ONUR - LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Karayolu Haberleri

Transit sistemin güncelleme kuyruğu 25 km'yi aştı
İki dev proje daha start aldı
TIR şoförlerinden grev kararı
DKV'den müjde: EURO 6 araçlar için Sırbistan’da %9,4 indirim olacak
Köprü ve otoyolların garanti tutarlarına kur zammı