Yine uykusuz geçen bir gecenin son karaltıları ile birlikteyiz. Zaman bütün hızıyla önümüzden sonsuzluğa doğru umursuzca akıp giderken bizler, tutkularımızın hükmü altında son derece keyif ve neşe içinde Ada teknesinde yeni av bölgelerinin rotalarını çiziyoruz. Güneş, geceden saklandığı dağların tepelerinden fırlayıp bize kıs kıs gülmeden oltalarımızı denize bırakabilmenin telaşı ve heyecanını yaşıyoruz. Seyir boyunca hafif hafif esen deniz kokulu rüzgarın esintileri altında huzuru ve mutluluğu yakalamanın keyfi içindeyiz. Böylesine doğal bir atmosfer içinde ruhunuzu bütün kötülüklerden ve olumsuz bütün duygulardan arındırılmış olarak hissediyorsunuz. Özdere açıklarında, Ege'nin mitolojik desenli efsanevi sularında yaptığımız bu antik seyir, bizleri ufkun öteki yüzünde henüz keşfedilmemiş okyanusların sırlarla yoğrulmuş mavilikleriyle tanıştırıyor. Onlarca asrın esrarengiz iniltileri arasında konuk olduğumuz tanrı ve tanrıçaların göz kamaştırıcı saraylarında ihtişam içinde yaşarken, Ada teknesinin yanından geçen küçük bir balıkçı teknesinin pancar motorunun patarlı sesiyle birden irkilip, zirvesinde dolaştığınız o eşsiz güzelliklerle dolu düşler aleminden istemeyerek de olsa uyanıyoruz. Zaten bu kadar hayal kurmak da sanırım yeter. Gerçeklere dönme zamanı geldi. Az sonra teknemizin çapası suya salınacak. Bizler de bardaklarımızda kalan son çayları yudumladıktan sonra antenli mercanları yakalamak için oltalarımızı rastgele diyerek Kuşadası körfezinin derin maviliklerine bırakacağız. Bu umursamazlık, vurdumduymazlık ve boş vermişliğin Dünyasındaki en anlamlı duygunun, insan oğlu ile doğanın birlikteliğinden oluşan sevginin gücü olduğunun farkına vardık. Şehrin insani değerlerden uzaklaşmış karbon kokulu sokaklarında mutsuz ve huzursuz bir vaziyette dolaşırken içine düştüğümüz bu tükenişin ve yozlaşmışlığın sorgulamasını son bir kez daha yapmamız gerektiğinin inancı içindeyiz. Ş.Ünal BENLİALPER Kaptan-Denizci Yazar