Avrupa’nın en büyük E-İhracat Konferansı’nın Türkiye’de gerçekleşiyor olması son derece sevindirici. Organizasyonu düzenleyen ve iki gün boyunca İstanbul Kongre Merkezi gibi dev bir tesisi dolduran tüm ekibi kutluyorum. Benim de konuşmacı olarak yer aldığım platforma, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekci’nin de katılım ve desteği, Türkiye’nin e-ticareti ve özellikle e-ihracatı desteklediğini açık seçik ortaya koymakta. Rakamlar ve veriler de destekliyor mu, ona yazımda değineceğim, ama daha işin çok başında olduğumuzu ve gidilecek çok yolumuz olduğunu söylemeliyim. Önceki gün televizyonda birlikte konuşmacı olduğumuz Eximbank Genel Müdür’ü Adnan Yıldırım’ın da ihracatın artması yönündeki pozitif geri bildirimi, tıpkı bu platform gibi bizleri umutlandırmakta ve durmaksızın ihracat söylemimizi de desteklemekte.
Konuya girerken, evvela ülkemizdeki yerel pazardaki e-ticaret rakamlarına göz atmak yararlı olacaktır. 2014 ile 2015 yılları arasında pazardaki büyüme payı %31 iken, 2015 ile 2016 yılları arasında bu oran %24’lerde kalmış durumda. Özellikle artışın en çok görüldüğü sektörler, tatil ve seyahat harcamaları ile perakende sektörü olurken, çok kanallı perakendede ise yıllık 30 yıllık büyüme gerçekleşmiş. E-Ticaretin toplam perakende içindeki payı ülkemizde yüzde 3.5 iken, bu oran, gelişmiş ülkelerde yüzde 8,8 oranlarında. Gelişmekte olan ülkelerde ise oran yüzde 3.8.
E-Ticaret maalesef Anadolu’da istenilen seviyede yayılamamakta. Bunun ana sebepleri arasında, güvenlik ve tedarikçi güvenliği ile ürün içeriğinde görülen sahtecilik. Güvenlik alt yapısı oluşturulmadığı sürece de beklenen büyümenin gerçekleşemeyeceği muhakkak. Özellikle devlet kontrollü ve destekli özel sektör üzerinden ilerleyecek ödeme sisteminin geliştirilmesi ve belki de PTT tahsilat sisteminin kurulması, hatta bir an önce hayata geçirilmesi büyük önem taşımakta. Yine Ticaret Kanunu'muzda da yer alan SDR kapsamının zorunlu hale getirilmesi ve ürünün sigortalı olması da büyük bir önem taşımakta. Tabi tüm bu güvenlik alt yapısının kargo şirketleri için de kurulması ve göndericiyi ve alıcıyı karşı koruyucu tedbirler alınmasını gerektirmektedir.
Ülkemizde gerek e-ticaretin gerekse e-ihracatın gerçekleştirilmesi için, mutlak surette bir E-Ticaret Kanunu'na ihtiyaç bulunmakta. Bu kanun, sektörün de fikri alınarak, tüm ödeme sistemlerini, müşteri tedarikçi ilişkilerini ve hukuki sorumlulukları kapsamalı. Yine e-ticarette önemli bir unsur olan lojistik maliyetlerinin kontrol altında tutulabilmesi ve rekabetçi ortamların yaratılmasına da bahse konu düzenlemeler destek vermeli. Birim ürün fiyatının düşük, ancak ülkemiz için ihracat tarafında önemli fırsatların olduğu sektörlerde lojistik maliyetlerinin yüksek olması, daha oyunu baştan kaybetmemize sebep olacaktır. E-ihracatı yapılan bir ürünün iade alınması halinde ortaya çıkacak lojistik maliyetler, bu alanda büyümenin önündeki en önemli engellerden birini oluşturmakta. Ali Express ve Amazon gibi devleri incelediğimizde, ücretsiz kargo ve güvenilirliğin, önemli ve maliyet düşürücü etkilerini görebilmek mümkün.
E-ihracatın gelişmesi için ticari ateşeliklerimizin de konuyu daha iyi öğrenmesi, araştırmacı olması ve pazar yeri ve ürünler konusunda teşvik edici olabilmeliler. Devlet yardımlarımızın içerisinde e-ihracat yapan firmalara yönelik pek çok teşviğin yer alması ne kadar pozitif bir durum ise, satıcılara pazar yeri konusunda destek verilemiyor olması bir o kadar negatiflik oluşturmakta. Hedef ülkelerin gümrükleri ile kontak halinde olacak ve tüm gelişmeleri takip edecek bir sistem belki de e-ticaretin ve ihracatın gelişmesi için güzel bir başlangıç olacaktır. Zira, her ürünün dış ticaret mevzuatları açısından ayrı proseslere ihtiyaç duyduğu düşünüldüğünde, gümrükler ile kurulacak entegrasyonların önemi daha iyi anlaşılabilir.
Özetle e-ihracatın gelişmesinde devletimize çok iş düşmekte. Bu konuda çok fazla potansiyele sahip olmamıza rağmen, çok az kısmını kullandığımızı kendimize itiraf etmemiz gerekiyor. Hedeflenen ülkelerde kurulacak üsler ile özellikle KOBİ’lere bu konudaki potansiyeller çok iyi anlatılır iken, eğitimlerle de bu çalışmalar desteklenebilir. E-Ticaret Kurulu’nu da Ekonomi Bakanlığı’ndan bağımsız hale getirerek, daha da güçlendirmenin de yararlı olacağını belirtmem lazım. Avrupa’nın en büyük E-İhracat Platformu’nu gerçekleştirebilen bir ülkenin, aynı Avrupa’nın en büyük e-ihracat ülkesi olmasını başarması için bence hiç bir engel yok. İnanalım, tartışalım ve cesaret edelim yeter.