Yenişehir Fuar Merkezi’nde açılan “Mersin 4.Otomobil, Ticari Araçlar, Motosiklet ve Aksesuarları Fuarı”nda (MOF) stant açan Renault Mersin Yetkili Satıcısı Gürsoy Oto’yu ziyaret eden Renault Mais A.Ş. Genel Müdürü İbrahim Aybar, Renault Mais A.Ş. Türkiye Satış Müdürü Merih Tüzün ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi.
Gürsoy Oto Başkanı M.Alper Gürsoy ile Tarsus Yetkili Satıcısı Çayan Otomotiv yetkilisi Ali Çayan’ın da katıldığı toplantıya basın mensuplarının ilgisi büyük oldu.
Gelinen son nokta değişimin göstergesi
Genel Müdür İbrahim Aybar, bu yıl 4. gerçekleşen MOF’da Renault standının tekrar yerini almasının memnuniyet verici olduğunu belirterek, Renault’un geçen yıldan itibaren büyük bir değişim yaşadığını ifade etti.
Fuarda sergilenen tüm otomobillerin geçen yıl lanse edilen ürünler olduğunu hatırlatan Genel Müdür Aybar, bu otomobillerin geldiği son teknolojik nokta ve ortaya koydukları yeni dizaynın yaşanan değişimin en önemli temsilcisi olduğunu bildirdi. “Değişim olmazsa hayat gelişmez” diyen Aybar, ancak burada önemli olanın ihtiyaçların belirlendiği ve insanlığın yeni arayışlar içerisinde olduğu anda, değişimin öncüsü olmak olduğunu vurguladı.
“Değişimi sosyal projelerle destekliyoruz”
“İşte bu anlamda Renault bu büyük değişimin arkasından yepyeni değişimleri gündeme getirmiştir” diyen İbrahim Aybar, “Megan Hartchback ve Coupe ile başlayan değişim, Laguna Coupe, arkasından Fluence, Grand Scenic, Megan Sport Tourer ve bir süre önce lanse ettiğimiz Koleos ile birlikte ürün çeşidimiz büyük bir zenginliğe kavuştu.
Biz bu değişimi geçen yıl başlatırken ayrıca hiçbir zaman unutmadığımız sosyal sorumluluk projelerimizi de yine Türkiye genelinde dalga dalga yaymaya devam ettik.
İlkokul ikinci sınıf öğrencilerine yönelik Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttüğümüz “Sokakta İlk Adımlar” başlıklı eğitim projemiz devam etmektedir. Bu proje ile 8 yıl boyunca toplam 40 ilde 500 bin ilkokul 2. sınıf öğrencisine ulaştık. Yani çocuklarımıza trafikte, yollarda nasıl güvenli ve emniyetli seyir içerisinde bulunabileceklerini daha bu yaşta aşılıyoruz.
“Değişimin öncüsü eco 2 projesi”
Bununla da yetinmiyor, yine Milli Eğitim Bakanlığı desteği ile tüm sürücü ehliyeti alacak olan sürücü adaylarına, sürücü kurslarında güvenli sürüş teknikleri eğitimi verdiriyoruz. Bununla da kalmadan Türkiye’nin ilk otomobil sporları eğitim merkezi ile birlikte on binlerce Renault sahibi müşterimize güvenli sürüş teknikleri eğitimi veriyoruz. Sadece geçen yıl 7 bin müşterimiz bu eğitimlerden yararlandı. Tabi bu çalışmaların ardı arkası kesilmeyecek, daha yeni projelerimizde var ancak son günlerde duyurduğumuz büyük değişimin öncüsü olarak dünya ve Türkiye gündemine taşıdığımız; eco2 Projesi ile sürmektedir” diye konuştu.
“Gelecekteki dünya şartlarını oluşturmak bizim elimizde”
Artık herkesin; gelecekte çok daha temiz ve çevreci bir dünyaya sahip olmak amacına yönelik yaşadığını kaydeden Genel Müdür İbrahim Aybar, gelecekteki dünya şartlarını oluşturmanın da bugün insanlığın elinde olduğunu söyledi.
Bir otomobil üreticisi olarak 15 yıl önce dünyada çok daha az karbondioksit ve çevre kirliliği oluşturacak büyük bir çalışma başlattıklarını aktaran Aybar, neticede eco2 Projesi’ni hayata geçirdiklerini söyledi. “Proje ile araçlarımızın karbondioksit emisyonunu minimuma indirmeye, standartlar bu gerekliliği getirmeden başlattık” diyen İbrahim Aybar, ancak bu çalışmaları şimdi çok daha öteye götürdüklerini ifade etti. Geleceğin elektrikli otomobillerle şekilleneceğinin altını çizen İbrahim Aybar, eco 2 projesiyle; “Grand Scénic” sloganıyla lanse ettikleri büyük değişimin öncülüğünü ortaya koyduklarını dile getirdi.
Elektrikli Fluence seneye yollarda
Önümüzdeki yıldan itibaren Türkiye’de, geçen yıldan beri büyük bir başarılı ile üretmeye başladıkları, Türkiye’nin amiral gemisi ve Renault’un gururu olan Fluence’nin, elektrikli olarak bütün dünya yollarına çıkacağını açıklayan Genel Müdür Aybar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hepimiz bunun büyük heyecanı içerisindeyiz. Çünkü inanıyoruz ki dünyada artık bir gerçek var: dünya otomobillere uyumlu değil, otomobiller dünyaya uyumlu olmalı. İnsanlığa, çevreye, uyumlu saygılı otomobiller ancak gelecekte bizi istediğimiz dünya şartlarına götürür. Onun için bu projeyi tüm dünyaya lanse etmekten son derece büyük mutluluk duyuyoruz.
“İlk elektrikli otomobil üretimi için yola çıktık”
Şunu bir kez daha söylemek istiyorum ki; biz hayatı değiştirdiğimiz gibi artık otomobilleri de değiştiriyoruz. Ve dünyadaki herkes için elektrikli otomobil üretmek için yola çıktığımızı duyuruyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren Türkiye’den çıkacak elektrikli Fluence ile beraber bu büyük gururu yaşayacağız ama şimdiden Türkiye’de bu teknolojiyi ilk defa seri üretime koyan tek marka olduğumuzun da altını çizmek istiyorum.
Elektrikli araçlar sıfır karbondioksit salınımı gerçekleştirmektedir. Yani dünyayı hiç kirletmeyen bir otomobil ile dünyayı dolaşabilmenin ayrıcalığı yaşanacaktır.
Otomobiller insanlar içindir. İnsanlar için otomobil yaparken, insanların gelecekteki ihtiyaçlarını bugünden çok iyi görmeli ve ona göre yönlenmeliyiz. Bugün herkes elektrikli otomobil üretmeye başlayabilir ama herkes için tek tip otomobil üreteceğiz demek çok başka bir iddiadır ve bunu da Renault dünyanın gündemine koymuştur.
“Gelecek hepimizin”
Konu sadece çevreyi temiz tutmanın ötesinde çevrede güvenli olarak bu otomobilleri kullanabilmek yani otomobillerin yollarda dolaşırken gerek sürücülerinin, yolcularının ve yaya güvenliği için maksimum çaba sarf etmek. İşte bu anlamda 12 otomobilimiz en sağlam otomobiller olduklarını gösterdiler. Ama bu yeterli değil neticede bu otomobilleri insanlar kullanıyor bu nedenle insanların da güvenliğe tam bilinçle sahip çıkması lazım. Bu anlamda sürdürdüğümüz sosyal projeler önemlidir. Bu işin sonu yok, gelecek hepimizin. Bu dünyada gelecekte de güvenli yaşamak için bu konunun önemini bir kez daha hepimizin dikkat çekmesi lazım” .
“ÖTV indirimi sektöre nefse aldırdı”
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Renault Mais A.Ş. Genel Müdürü İbrahim Aybar, geçen yıl ki ÖTV indiriminin sektöre etkileri ve bu yıl ki beklentileri ile ilgili sorulara şu yanıtı verdi:
“Geçen yıl dünyada finansal kriz kendisini çok şiddetli hissettirmiş ve Türkiye’de de önemli etkileri görülmüştür. Bu ortamda verilen ÖTV indirimi 6,5 aylık süreç içerisinde sektöre ciddi bir ferahlama getirdi ve Pazar hiç beklemediğimiz ölçüde, 2008 yılının üzerinde bir sonuç verdi. Sektör gerçekten nefes aldı ancak bu sene böyle bir beklentimiz yok. Son 4 ayda da Türkiye pazarında işler gayet iyi gidiyor.
“Yılın ilk 3 ayında sektörde güzel gelişmeler var”
Yılın ilk 3 ayında toplam 103 bin satış olduğu Türkiye’de bu ay ise 60 bine yakın satış bekliyoruz ki, bu rakam da geçen yılın Nisan ayına göre oldukça iyi bir sonuçtur ve sektörde genişlemenin, büyümenin devam ettiğini göstermektedir.
Temennimiz bu gelişmenin yılını ikinci yarısını da kapsamasıdır. Eğer tahminlerimiz böyle tutar ise yol sonunda geçen yıla göre, 2009 da olduğu gibi 557 bin ve hatta bunu geçen bir satış rakamı yakalanması söz konusu olacaktır. Ümitliyiz, Türkiye’deki potansiyel çok büyük. Yeter ki moralleri bozucu gelişmeler olmasın, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi makro ekonomik istikrar devam etsin.
2010’da beklene artış oranı yüzde 7
Geçen sene vergi indirimi sayesinde kısa çalışma ödeneklerine müracaatlar kalktı vardiyalar azalmadı ve dolayısıyla sektörde kan kaybı yaşanmadı. Bu sene korkumuz vardı. Ancak pazardaki ilk 4 aydaki eğilim bizi bu korkularla baş başa bırakmadı. Sektörümüzde nitelikli istihdam aynı şekilde devam etmektedir.
Toplamda geçen yıla yüzde 7’lik artış var. Hafif ticari araçların geçen yıla göre satış artışı yüzde 20’nin üzerinde binekler biraz daha geride. Bu ÖTV indirimin binek otomobillere yaradığını da söyleyebiliriz. Ama toplamda yüzde 7'lik artış bu yılı en gaz geçen yılki hacmi götürecek gibi görünüyor”.
Elektrikli araca devlet desteği şart
Elektrikli araçlar için gereken altyapı çalışmalarında gelinen son durum ile ilgili soruları da cevaplayan Aybar, bu noktada hükümetin bu sistemi desteklemesinin önemine vurgu yaptı.
“Elektrik alt yapısı için öncelikle şarj istasyonlarının kurulması lazım” diyen Aybar, bunun örneklerinin bugün Avrupa’da ortaya çıkmaya başladığını ve hatta en yakın bölgede İsrail’de bu yönde yapılanmalar söz konusu olduğunu bildirdi.
“Türkiye’nin de mutlaka bu araçları iç pazarda satılabilir bir alt yapıya kavuşması lazım” diyen İbrahim Aybar, aksi takdirde dünyanın bu en yeni teknolojisinin Türkiye’de sürekliliğini sağlamanın mümkün olamayacağını işaret etti.
“Artık eyleme geçme zamanı”
Konuyla ilgili girişimlerinin devam ettiğini söyleyen Genel Müdür Aybar, bu işin devletin katkıları olmadan olamayacağının altını çizerek, “Bu konuyla ilgili yetkililer ile bir konsensüs sağlanmış vaziyette ve umuyoruz ki bu yıl bitmeden bunun meyvelerini alırız. Araç önümüzdeki yıl lanse edileceği için şu anda vaktimiz var ancak zaman kaybetmemek çok hızlı davranmak lazım.
Yapılması gereken yasal düzenlemeler var alt yapı çalışmalarına ihtiyaç var. Devletin bu konuya yaklaşımı olumlu ancak artık fiiliyata, eyleme geçmenin zamanı.
Özellikle araçların kullanımında çok büyük ekonomi ile baş başa olacağız. Bu araç 100 kilometrelik yolda yaklaşık 5 litre yakıt kullanmaktadır” dedi.
Soldan Sağa) Renault Mais A.Ş. Genel Müdürü İbrahim Aybar, MOF’10 ile ilgili Gürsoy Oto Başkanı M.Alper Gürsoy ve Tarsus Yetkili Satıcısı Çayan Otomotiv yetkilisi Ali Çayan’dan bilgi aldı.
Hediye EROĞLU - MERSİN / LOJİPORT