Dünyamız denizleri senelerdir değişik nedenlerle doldurularak kapladıkları alanlarda azalma yaşanırken, denizcilik endüstrisi ve deniz ticaretinde ise giderek büyük bir artışa tanıklık edilmektedir. Gezegenimizde kosterden, konteyner gemisi ve kruvaziyerlere dek uzanan denizci devlet filolarında 2030 yılına kadar beklenen farklı tip ve tonajdaki deniz taşıtlarının sayısı ekonomik canlılık açısından şüphesiz yüz güldürücüdür. Ancak tüm bu taşıtların denizlerde meydana getirebileceği kirlilik ve kazalar ayrıca tümünün karaya yanaşma sırasında gereksineceği kamu ve özel sektöre ait iskele, rıhtım ve limanlar düşünüldüğünde, birtakım çözümü mümkün çokça doğal sorunun ortaya çıkması da kaçınılmazdır.
Elbette uluslararası yük ve yolcu seyrüseferinin dünya denizlerinde güvenli ve verimkâr biçimde işleyişi gerek ilgili “Uluslararası Deniz Hukuku” kurumlarının gerekse de Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)’nün ödün vermez yaptırım ve özverili çalışmalarıyla sahipsiz bir konumda değildir ve olmayacaktır. Bu konuda denizci ulusların/ülkelerin “ticari denizcilik etiği” kapsamında gösterecekleri duyarlık ve işbirliğinin taşıdığı önem ise göz ardı edilemez.
Ticari denizciliğin bugünü ve geleceği açısından,“iş etiği”nin gereklerinin yeterince vurgulanarak uygulama alanına geçirilmesi, hem ilgili denizcilik fakültelerinin olağan eğitim hem de gemicilik şirketlerinin hizmet içi eğitim programlarına dahil edilip, herhangi bir aksamaya uğramaksızın, sürekli güncelleştirilerek devam ettirilmesiyle mümkün olabilecektir.
Hemen her sektör gibi, ticari denizcilik sektöründe de “düzgün ve yolunda giden iş” demek, “etik iş” demektir” ve bu bağlamda “denizcilik etiği”nin çeşitli eğitim programlarına katılımı gündeme geldiğinde, karşımıza genelde “etik değerler” ve “etik ilkeler” şeklinde iki ayrı ana başlık çıkmaktadır.
“Etik değerler”i özetle aşağıdaki alt başlıklar halinde sıralayabiliriz:
- Bağımsızlık: İlgili ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu mensupları çalıştıkları kurum/şirket dışında başka bir benzeri kuruluştan talimat almamalı ve görevlerini olumsuz yönde etkileyebilecek her tür eylemden kaçınmalıdırlar.
- Bağlılık: Çalıştıkları kurum/şirket amaç, değer ve ilkelerine bağlılık bütün gemi adamları/insanlarının temel yükümlülüğüdür.
- Tarafsızlık: Herhangi bir ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu personeli, resmi görevlerini yerine getirirken daima tarafsızlık ve profesyonellik ilkeleri doğrultusunda hareket etmelidir.
- Bütünsellik: İlgili ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu mensupları, resmi görevlerini ve çalıştıkları kurum/şirket çıkarlarını etkileyebilecek bütün konularda, doğruluk ve adalet şemsiyesi altında en yüksek dürüstlük standartlarını korumalıdırlar.
- Hesap verebilirlik/Hesap verme sorumluluğu: Herhangi bir ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu personeli, görevlerinin şirket çıkarları doğrultusunda düzgün bir şekilde yerine getirilmesinde gerekli uygun kararları alıp, eylemleri gerçekleştirmeli ve söz konusu kararlarla eylemlerinin doğuracağı sonuçlardan kesin sorumlu olduklarını unutmamalıdır.
- İnsan haklarına saygı: İlgili ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu mensupları, koşulsuz biçimde dil-din-ırk ayrımı gözetmeksizin, tüm insan hak, onur ve değerlerine tam anlamıyla saygılı olmalı ve her türlü ayrımcılığa karşı birlik içinde hareket etmelidirler.
Benzer şekilde, “etik ilkeler”i de özetle aşağıdaki alt başlıklarda toplayabiliriz:
- Çıkar çatışması: Herhangi bir ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu personeli, kişisel çıkarlarını eylemsel, potansiyel veya görünür çıkar çatışmalarını önleyecek şekilde düzenlemekle yükümlüdür. Ancak özel çıkarları ile resmi görev ve sorumlulukları arasında olası bir çatışmanın ortaya çıkması halinde, söz konusu anlaşmazlığın adil biçimdeki çözümünde bağlı bulundukları kuruluşun çıkarlarının öncelik arz edeceğini unutmamalıdır.
- Yetkinin kötüye kullanılması: İlgili ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu mensupları, özellikle mali, politik, cinsel veya diğer birtakım kazançlar/kazanımlar için gerek meslektaşları, gerekse de denizcilik sektöründeki diğer çalışanlar üzerinde yetkilerini kötüye kullanamazlar.
- Hediyeler, saygınlık, yararlanım veya diğer faydalar: Herhangi bir ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu personeli, çalıştıkları kurum dışındaki kaynaklardan mesleksel bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlüklerini sorgulayabilecek hediye, saygınlık, yararlanım veya ek faydalar sağlayıcı taleplerde ne bulunabilir ne de benzer talepleri kabul edebilir.
- Kuruluş/Kurum/Şirket kaynakları: İlgili ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu mensupları, görev yaptıkları kurum/şirketin kaynaklarını, doğrudan veya dolaylı olarak, yalnızca izin verilen amaçlar için kullanabilirler.
- Bilginin gizliliği: Herhangi bir ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu personeli, meslek mensuplarına veya sektördeki diğer şahıs ya da gruplara, geçerli yönetmeliklerle kurallara göre gizli tutulması gerekli kılınmış kurum/şirket bilgilerini kesinlikle ifşa etmeyecektir.
- İstihdam sonrası: İlgili ticari denizcilik/gemicilik kuruluşu mensupları, çalıştıkları kurum/şirketle ilişkilerini tamamıyla kestikten sonraki doğal iş arama süreci içerisinde, ayrıldıkları kuruluşta aktif çalıştıkları dönemde elde ettikleri tüm bilgi ve becerilerini söz konusu kurumun aleyhine olacak, uygunsuz biçimde kullanmayacaklardır.
Bunca yoğun sayılabilecek bilgi paylaşımı sonrasında, sözün özünü şöyle bağlayabiliriz: “Gezegenimizin denizleri ancak ‘etik’ anlayıştan asla uzaklaşılmayarak korunup var oldukça, küresel denizcilik sektörü de varoluşunu sorunsuz sürdürebilecektir.” Tabii ki uzaklaşılmaması gereken bu ‘etik’ anlayışa, yoğun faaliyet ortamına sahip ticari denizciliğin denizlerdeki doğal yaşamın geri çevrilemezcesine tehlikeye girmesini engellemede kendine düşenleri yapmasının gerekliliğini de eklemek durumundayız.
Ülkemiz ve bütün dünyadaki deniz taşımacılığına “etik değerler ve ilkeler” rotasında kayıpsız/kaybı minimum-kazancı maksimum seferler diliyorum.
Verimli günler ve gelecek pazarki yazımda görüşmek üzere.