Türkiye'nin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmesi için yerine getirilmesi gereken bir çok unsurun arasında, kritik ve belirleyici olan özelliği ile uluslar arası modern liman işletmeciliği anlayışının ve yatırımlarına ilişkin kriterlerinin benimsenmiş olması gerekir. Ayrıca yeni kuşak, çevreci, yakıt tasarruflu, rekabet gücü yüksek ve lojistik hizmeti yaygın, otomobil taşıyan RO/RO gemilerinin yapımını sağlayacak projelerin devlet-özel sektör işbirliği ile programlanarak dönemsel hedeflerin belirlenmesi de bu alanda önemli bir güç birliği oluşturacaktır.
Dünya ekonomisinin genel ortalaması ve eldeki değerlerin göstergeleri doğrultusunda yapılan tahminlerle 2023 yılına kadar Dünya ticaret hacminin 46 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Günümüzde ise 18,5 trilyon dolar gibi yüksek bir rakamla anılan Dünya dış ticaretindeki deniz yolu taşımacılığın payı %60’lık bir pay ile 11 trilyon civarında bir değerdir. Bu göstergeler doğrultusunda, dış ticaret yükünün %88’ini deniz yolu ile gerçekleştiren Türkiye’nin bu büyük pastadan kendisine düşen payın %1-2 dolaylarında olması, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke için çok küçük rakamlar olarak düşünülmelidir. Bu bağlamda diğer bir hususta ülkemiz için deniz yolu ile taşımacılığının ne kadar önemli olduğunun farkına varabilmek ve bu bilince erişerek doğru kararlar alabilmeyi başarmaktır.
Deniz yolu ile yapılan yük taşımacılığında RO/RO gemilerinin önemi her geçen gün artmaktadır. RO/RO gemileri genel anlamda otomobil, dorse, kamyon, tır ve vagon gibi taşıma ile ilgili araçları taşımaktadır. RO/RO gemilerinde araçlar, vinçlerle yapılan indirme-bindirme işlemlerinden farklı olarak kullanılmak suretiyle veya çekilerek yüklendiği gibi, kendi rampalarında ya da terminallerin rampalarında yüklenmektedir.
Bugün Dünya’da yılda üretilen 70-75 milyon otomobilin %25’i deniz yolu taşınmaktadır. Dünya otomobil üretiminin yıllık artışı %3-4 civarındadır. Bu eğilimde RO/RO gemilerine olan talebin artmasına neden olmaktadır. Dünya denizlerinde otomobil taşımacılığında önemli gelişmeler ve değişimler yaşanırken, Türkiye’nin bu yarışın dışında kalması ve gelişmelere seyirci olması büyük ölçekte ekonomik kayıplara neden olacaktır.
Bu önemli kayıpların önüne geçebilmek için öncelikli olarak, geleceğe yönelik yapılacak taşımacılık planlarında, kara yolu taşımacılığından deniz yolu taşımacılığına en hızlı ve en verimli şekilde nasıl geçebiliriz sorusuna ilişkin verilecek en uygun cevaba yönelik taşıma politikalarının belirlenmesinin kavranması olacaktır. Bu bilincin temel yapılanması altında Türkiye, düşüncelerini evrensel boyutlara taşıyıp, hayallerini genişletmelidir.
Ş.Ünal BENLİALPER
Kaptan-Denizci Yazar