Denizcilik mesleği zor, meşakkatli ancak bunun yanı sıra, piyasası en fazla olan meslek dallarından biridir. Gene diğer branşlarla kıyaslandığında iyi ücretler alındığı da söylenebilir. Ülkemizin mevcut şartlarıyla gemiadamı ve zabitan ihtiyacını karşılayamadığı bir gerçek. Fakat, bu başka bir tartışma konusu. Ben daha yalın bir gerçeğe ve somut bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Özel kurs ve vakıflarla, fakülte ve meslek okullarında dalga dalga yükselen ‘bizden değilse, makbul değildir’ önyargısına… Bir yanda, üniversiteleri bilim adamı yetiştiren ancak, meslek adamı yetiştiremeyen yerler olarak tanımlayan görüş, diğer yanda kurs ve vakıfların aynı yeterlik belgesini vermesinin kabul edilemeyeceğini savunan görüş. Bu tartışmalar tabi ki olacak. Olmalıdır da. Ama, yaşadıklarımdan biliyorum ki, bunlar yalnızca akademik platformlarda dile getirilmekle kalmıyor. Birbirine düşman iki kutup yaratılıyor, işin acı tarafı da düzeltilmesi için hiçbir çaba yok. Aşağıdaki yorumlar, Denizhaber.com sitesinden alınmıştır (özellikle herkesin okuyabileceği kalite ve seviyede olmasına dikkat ettim. Çünkü, yayına girmeyen ve ağza alınmayacak küfürlerle dolu olanları da var) İşte birkaç düzgün örnek: ÖSS’ye dahi giremeyen bir vakıf ile aynı tartıya konmak YDO’luları çok sinirlendiriyor. Bu sinir, TÜDEV’in üniversite olup, taban puanının ne kadar düşük olduğu, resmi kurumlar tarafından da yazılı beyan edilince bitecek. Benim duyduğum YDO öğrencisi kütüphanede kalan kitaplarından kendi kendini yetiştirirken, TÜDEVLİ öğrenciyi öğretmenler ek dersler ile bile orta seviyeye getiremiyorlarmış. TÜDEV olmalı, çünkü YDO’lulara öğretmenleri TÜDEV’i kompleks yaptılar, bir KTÜ veya 9 Eylül’ü değil. Çünkü, ek maaşları TÜDEV’den geliyor. YDO’luya, Bakın siz 5 sene eğitim alıyorsunuz ve bizim eğitimimizi küçümsüyorsunuz madem bizlerden iyisiniz hepimiz aynı sınava gireceğiz. Eğer siz iyiyseniz geçeceksiniz ve kötü olanlar takılacak bunu neden anlamak istemiyorsunuz. Şunu bilin denizci dediğin sadece İTÜ’den çıkmayacak sen hangi haklara sahip isen, biz de onlara sahip olacağız kim bencil işte burada apaçık. Şunu da belirteyim ben sizin geldiğiniz statüye 2 yıl sonra da gelsem hiç önemli değil. Benim kızdığım mevzu bizi harcıyorlar sizler de gençlik olarak buna göz yumuyorsunuz. Biz zaten kurs olduğumuzu kabul ediyoruz kimsenin sizlerden de bir beklentisi yok ama bizler sizleri aşağılamıyoruz. Ekol’lüye sn. Ekollu fırsat arayışı içinde olduğun her halinden belli. Benim 5 sene dirsek çürüttüğüm bir okuldan sonra benle eşdeğer gösterilecek bir adamın da aynı eğitimi almış olması gerekir. Sen kalkıp ne idüğü belli olmayan bir kurstan mezun ol ve benle aynı hakları al? Kendini bizlerin yerine koy bakalım, ne diyeceksin? Belirttiğim gibi, yukarıdaki seçilenler gerçekten seviyeli örneklerdir. Kim haklı, kim haksız bunu söylemek bize düşmez. Şimdi olası senaryoları gözünüzün önüne getirin. Aynı gemide iki ayrı okulu bitiren zabitan var. Ve söz konusu zabitanlar da, seçilen örnekler arasında olmayan; birbirine küfreden, zarar vermek isteyenlerden oluşuyor. O geminin sağlıklı seyri ne kadar mümkün olabilir. Üstünlük çabaları, gemi personeli ve gemiye zarar vermez mi? Bu belirsizliğe ivedilikle son verilmelidir. Fakülte, kurs, vakıf ve meslek okullarının statüleri ana hatlarıyla ortaya konmalı, yeterlik dereceleri kesin çizgilerle belirlenmelidir. Denizcilik konusunda yıllardır yapılmayanları yaparak gerçekten övgüye mahzar olması gerekenlerin, böyle sorumlulukları da olduğunu anımsatmakta yarar görüyoruz.