Türkiye’de her yıl binlerce öğrenci lojistik bölümlerinden mezun olmakta ve sektöre donanımlı mezunlar olarak girmekte, bazıları hemen iş bulabilirken bazılarıda açıkta kalıp öğrendiği bilgiler dışında veya ucundan tutturabileceği sektörlere girmektedir. Üniversitelerde aldıkları eğitimi gözlerinde büyütüp “Lojistik” kelimesinin yapı taşlarına kadar çıkartırım diyebilen bir yeni mezun, sektörün içine girdikten sonra üniversitede ki eğitimde görmüş olduğu bilgilerin yüzeysel olduğunu anlaması sadece bir kaç gün sürmekte...... Sektörün içinde yetişmiş yıllarını vermiş ama gelişim olarak kendini bir adım ilerletememiş ezbere dayalı iş yapan personelden farkı yeni mezunun öğrenmeye onun kadar kapalı olmayıp tam tersine açlık duymasıdır. Burada da maalesef şirket kültürleri ve öğrenmeye aç olan yeni mezunu yetiştiren yöneticisinin önemi artmaktadır. Sektörün içindekiler bilmektedir ki sektörün bazı sıkıntıları vardır. Bu sıkıntıların en büyüğüde kendi egosuna yenilen personeldir. Sadece Denizyolu operasyon yapan personel müşteriden gelen siparişi gördüğünde ne multimodal taşımayı, ne karayolu taşımasını düşünür o denizyolu teklifini yapar ve müşteri onay vermezse önüne bakarak sosyal medyada takılmaya devam eder çünkü işini yapmış teklifini vermiştir. Müşterinin fiyatı yüksek bulması veya hiç dönüş yapmaması onun suçu değildir. Fakat diğer yandan kendini gelişime açık tutan ve “farklı düşününen” başka bir personel aynı müşteriye denizyolu+demiryolu fiyatı vererek hem kârını yukseltmiş hemde işi kapmış hemde primini cebine koymuştur kısacası atı alan üsküdarı geçmiştir. Bu iki personel arasında ki farkın sebebi kendilerinden mi, sektördeki örnek aldıkları kişilerden mi? Patron veya müdürlerinden mi kaynaklanıyor? Sektörün içinde çalışan binlerce kişi var ve kimse tam olarak bu soruların cevabını veremiyor. Bu sektörün içinde firma nın kültürü olabileceği gibi sadece personelin iç huzuru için yapmış olduğu cabalamada olabilir. Bu tarz çalışanların haricinde yönetici koltuğunda oturmuş, dış dünyaya kapılarını kapatmış, "sektörün içinde yıllarımı verdim bu işi ben bilmeyeceğim de sen mi bileceksin ?" tafraları atan bir yöneticiniz varsa o zaman işte müşterilerinize en iyi hizmeti vermenizde bir hayaldir sektörü ileri taşıyan dinamiklerden olmanızda ... Peki sektörün analizi yapılsa, kaç patron acaba sektörün içinde yetişmiş çıkar? Kaç patron yurt dışında bu işin eğitimini almış olabilir? Kaç yönetici öğrenmeye açık ve sektörün dinamiklerini takip etmekte? Kaç yönetici yeni mezun olmuş veya alaylı olarak değil okullu olarak sektörün içinde olan personeli tehdit olarak algılamakta? Kaç yönetici egolarının kurbağanı olup şirketi uçuruma sürüklediğinin farkında? Kaç çalışan gerçekten sektörün içinde operasyonel olarak müşteri veya yük odaklı operasyon bilgisine sahip? Kaç çalışan her gün kendini daha da geliştirmekte? Kaç personel yaptığı işi egolarını arındırarak ve sadece müşterisine daha iyi hizmet verebilmek için her gün masasına oturuyor? Ve kaç personel sadece alacağı ikramiyeyi ve ay başında yatacak maaşına gün sayıyor? Sektörün dinamikleri olan derneklerin altında çalışma gruplarına kaç kişi o ay toplantıda konuşulacak konunun kendisi için önemli olduğunu fark edip toplantıya katılıp daha sonra hiç bir toplantıya uğramıyor? ve yukarıda ki sorular gerçekten acaba sektörün ilerlemesinde ki en büyük engeller mi? yoksa engeller sadece ön yargımız ve egomuz mu? Sektörün bu tarz soruları daha da artabilir. Sektörün gelişimi tabiki devlet, üniversite,dernekler,şirket,yönetici ve çalışanlar tarafından ele alınarak taşın altına elini koyarak olabilir ama dur ben karışmayayım diğerleri yapsın sonra duruma göre davranırım diyen birileri sayesinde sektör hiç bir ilerleme yapamaz ve mehter takımı gibi bir adım ileri iki adım geri gider dururuz. Önemli olan husus herkesin değişime açık, inovatif düşünen rakipleri karşısında kendilerininde ayak uydurması gerektiğinin bilincinde olup, öğrenmeye açık personel ile iletişimi doğru kullanan egolarını doğru yönlendirerek şirketi, çalışanları ve müşterileri doğru yönlendirip kalkındırmaya çalışan yöneticilere, çalışanlara ve patronlara ihtiyacımız olduğudur. Sabri ERGENECOSAR sabri@alryada.co