Yurtdışında bir fuara gittiğimizde nasıl imrenerek bakıyoruz. Fuarları öyle devasa alanlarda yapıyorlar ki, bütün gün dolaşsanız bitiremiyorsunuz.
Biz de o ölçeklerde uluslararası fuar yapabilecek miyiz?
Alan sorunu bir şekilde aşılabilir. Aldığımız duyumlara göre 3. Havalimanı’na taşınacak olan Atatürk Havalimanı’nın arazisi fuar alanı olarak tahsis edilecekmiş. İşte size dev gibi bir alan…
Ama iş sadece araziyle bitmiyor. Uluslararası bir fuar organize edebilmek için global de düşünmek zorundasınız.
İşte orada sorun başlıyor.
Uluslararası LOGITRANS Fuarı’nda niçin kokteyller olmadı?
Türk lojistik sektörünün tek “marka” fuarı haline gelen LOGITRANS, önceki yıllara göre oldukça sessizdi. Çünkü, fuar idaresi organizasyon komitesine fuarda ancak kendi catering firmalarıyla çalışabileceklerini bildirmiş. Buraya kadar bir sorun yok. Mekan onların, kuralı da koyarlar diyebilirsiniz. Ama söz konusu catering firmasının portföyünde alkol bulunmuyor. Ben kendi imkanlarımla getirtip, misafirlerime sunacağım diyorsunuz ona da fuar idaresi izin vermiyor.
Yani elin Alman’ı, Çinlisi fuarda alımlı stantlar açtı. Ama misafirlerine bir kokteyl veremeyip, YASAH HEMŞEHRİM zihniyetine takıldı.
Global bir iş yapıyorsanız, ille de kendi kurallarınızı dayatmamalısınız
Bizim dinimiz akıl dinidir. İradenin en efektif kullanıldığı din İslamiyettir desek hiç de abartmış olmayız. İyi ve kötü gösterilir, uyup uymamak kişinin kendi uhdesindedir.
Hiç unutmuyorum. Samsun Tekel fabrikasında bir işçi vardı. Adam, 5 vakit namaz kılar ama tüm gün mesai boyunca alkol üretiminde çalışırdı. Özellikle dini gerekçe göstererek yapılan yasaklamalarda hep o örnek aklıma gelir. Esnek olabilmek o kadar zor mudur? Siz kullanmayabilirsiniz ama adam hem sizin inancınızdan farklı düşünüyor, hem de kültürel farklılıklar nedeniyle böyle bir kısıtlamaya anlam veremiyor.
Belki, kimse alkol içmemize izin vermiyorlar bir daha buraya gelmeyelim demeyecek fakat, imaj önemsiz bir şey midir?
2018’in özgürlüklerin kısıtlanmadığı daha güzel günler getirmesi dileğiyle.