Hafta içinde Amerika’dan çok da ilginç olmayan bir haber geldi. Dünyanın en büyük düşük maliyetli havayolu şirketi Southwest, 750 kabin memuru (hostes/host) alacağını açıklamış ve 2 saat içinde tam 10 bin başvuru almış. Türkiye’de de durum çok farklı değil. THY de kabin personeli alımı için bir duyuru yaptığı zaman ciddi sayıda başvuru alıyor. Başvuranların işe ihtiyacı olup olmaması, maddi durumu, hangi üniversitede okuduğu pek fark etmiyor, başvuru kriterlerini karşılayan birçok kişi hostes olmak istiyor. Nedeni basit; kabin memurluğu renkli ve havalı bir iş gibi görünüyor. Sürekli havada, her gün bir şehre, her hafta başka ülkeye “Merhaba” deme şansı olan bir iş. THY gibi bayrak taşıyıcı havayollarının kabin memurlarına sağladığı imkânlar ve aylık kazançları da fena değil. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Kabin memuru olmak ve bunu uzun bir süre meslek olarak devam ettirmek, hayli meşakkatli. Mesleğin ilk günleri; sosyalleşerek; dünyayı, şehirleri, yeni arkadaş ve insanları tanıyarak geçse bile kabin memurluğunun 3 ya da 4’üncü yılında işin yüksek temposu, hayatın değişken ancak bir o kadar da sıradan olması sıkıcı gelmeye başlıyor. Ayrıca, aile kurabilmek için istikrarlı bir yaşam grafiğinin olmaması da en önemli sorunlardan biri. Bu sebeple de uçan personelin çoğunu bekârlar oluşturuyor. Sürekli gelecek yıllara ertelenen yuva kurma hayalleriyle seneler geçip gidiyor... Derken, 45 gibi genç denebilecek bir yaşta, hayatlarının tam ortasında, en tecrübeli ve en verimli dönemlerinde THY kabin memurları emekli oluyor. Geçen ay yaptığım bir araştırmada ilginç verilere ulaştım. THY’deki personel sayısı sürekli değiştiği için bu verileri hep güncellemek gerekiyor. Yine de fikir vermesi açısından elimdeki rakamları paylaşayım.
BİRAZ EMPATİ
THY Kabin Hizmetleri Başkanlığı’nda görev alan çalışanlar, bu başkanlık altındaki çeşitli yönetici makamlarında da yer alabiliyor. Bu işin zirvesi Kabin Hizmetleri Başkanlığı. Hatta hem hosteslikleri hem de başkanlıkları efsane olan ve halen yeri doldurulamayan Neşe Kocaoğlu ve Nilüfer Alataş gibi isimler buna örnek olabilir. Bu iki isim hem personeliyle yakın temasta olmaları hem de anaç ruhlarıyla personelin her türlü sıkıntısıyla yakından ilgilenmeleri nedeniyle müthiş iletişim geliştirmiş, personelin şirketle ilişkilerinde aidiyet duygusunu en üst düzeye çıkarmışlardı. Ancak THY’nin büyümede gösterdiği performansı, özellikle kabin personeliyle şirket arasında köprü vazifesi üstlenen makamlar tarafından iyi yönetilemeyince tablo şirketin aleyhine gelişti. Mesela operasyon ve ürün müdürlerininTHY’nin grev gibi sıkıntılı anlarında uçuşa gitmeyi reddetmiş olmaları, kabin memurları tarafından ciddi kırılmalara sebep olmuştu. Kabin Hizmetleri Başkanlığı’nda çalıştığı halde uçmayı ihmal eden yöneticiler, bir süre sonra personeliyle empati kuramadığı için sıkıntıları da göremez oldu. Yöneticiler ilişkilerini korku üzerine kurmaya başladı. THY grevine en fazla kabin personelinin iştirak etmesinin sebeplerinden biri de bu.
Neden yabancı pilot?
THY’de son yıllarda dikkat çeken diğer bir husus ise Türk pilotlarını erkenden emekliye sevk edip yerlerini şirkete sadakati olmayan, Türkiye ve kurum tecrübesi bulunmayan yabancı pilotları tercih etmesi. THY’nin uçuş işletmeden sorumlu yöneticilerinin, bu durumu izah edebilecekleri hiçbir makul ve mantıklı açıklaması olacağını sanmıyorum. Zira bizim mevzuatlarımıza göre pilotlar 65 yaşına kadar çalışabiliyor. Ancak pilotlarımız; 45 veya 50 gibi erken yaşlarda bile herhangi bir sağlık sorunu yaşarsa veya uçmasını engelleyecek herhangi bir problemi eğitimleri ve kontrollerinde tespit edilirse mesleği bırakmak zorunda. 62 yaşına kadar sağlıklı ve uçuş melekelerini kaybetmeden gelen Türk pilotların en tecrübeli döneminde emekli edilmesi yanlış. Bu durumu THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ve Genel Müdürü Temel Kotil’le de paylaştım. Sanıyorum, THY Uçuş İşletme yöneticilerinin bazı yanlış tespitlerinden kaynaklanan bir durum var. Kısa sürede düzeleceğini ümit ediyorum.
‘UÇUCU PERSONEL KAYNAĞIMIZ ZENGİN’
Geçtiğimiz aylarda dünyanın bir numaralı pilot eğitim merkezine, Arizona’daki Lufthansa tesislerine gittim. Lufthansa, anadili Almanca olmayan kişileri pilot adayı olarak kabul edip eğitmiyor. Lufthansa’da pilot olmanın bir numaralı şartı kabinde dil birliği için Almanca. Mesela Ortadoğulu havayolları Emirates, Etihad, Qatar gibi şirketlerde böyle bir şart yok. Çünkü bu ülkelerde ciddi insan kaynağı sıkıntısı söz konusu. Bu sebeple, bu havayollarının pilotları da hostesleri de yabancılardan oluşuyor. Bu şirketlerde uzun süre çalışan uçucu personel bulmak oldukça zor. Yine dünyanın kabin hizmetlerinde ve eğitiminde en önde gelen havayolu Singapur da host ve hosteslerini kendi ülkesinden, kendi insan kaynağından karşılıyor. THY’nin de pilot ve kabin personelini kendi insan kaynağından karşılamasının önünde bir engel yok. Hatta havada güvenli ve kaliteli hizmetin yolu bu.THY 6-7 yıl önce büyümeye başladığında farklı görüşteydim. Etnik taşıyıcılıktan uluslararası yolcu profiline terfi eden THY’nin yabancı pilot ve kabin personeli çalıştırmasının doğru olduğunu düşünüyordum. Pazarlama, tanıtım gibi başka birimlerde yabancı personel çalıştırmak faydalı olabilir, ancak uçucu personel için kesinlikle “Hayır” görüşüne terfi ettiğimi söylemeliyim. Lufthansa’nın Arizona Havayolu Eğitim Merkezi ile Singapur Havayolları’nın Kabin Eğitim Tesisleri’ni inceleyince düşüncelerim tamamen değişti. Özetle; THY uçucu personelinin niteliğini ve yaşam kalitesini yükseltirse, beraber daha yükseklere uçmaya devam edecektir.
2014’te nasıl uçulacak?
2014’te koltuklar küçülecek, ancak uçuş eğlence sistemleri daha da gelişecek.
İnternet yaygınlaşacak: 2014’te uçaklarda internet kullanımı artacak, ancak birçok firma internet kullanımı için para talep edeceğinden bu bilet fiyatlarına ya da interneti kullanım sürenize bağlı olarak kredi kartı ekstrenize yansıyacak.
Koltuklar küçülecek: Yakıt fiyatları arttığından havayolu şirketleri daha fazla kâr elde etmek için koltuklar üzerinde çalışıyor. Koltuklar giderek incelecek ve daralacak. 2013’te, Air France’ın Paris Top Resa Fuarı’nda uzun uçuşlarda kullanacağı ince koltuklarla ilgili bir lansmana katılmıştım. Mesela o koltukları bu yıl Air France uçuşlarında görmeniz mümkün.
Eğlenceli olacak: Koltuklar daralacak ama uçaklara yeni eğlence sistemleri entegre edilecek. Birçok uçakta kendi elektronik aygıtlarımızı şarj edip bunları bütün özellikleriyle kullanabileceğiz. Aynı zamanda uçuş eğlence sistemine kablosuz bağlanabileceğiz.
Airbus A350-900 gecikiyor: Airbus’ın ilk uçuşunu 2013’te gerçekleştirdiği kompozit uçağı A350-900; ilk müşterisi, Qatar Airways’e normalde 2014’ün ortalarında teslim edilecekti. Ancak bu tarih önce eylül sonra kasım, aralık gibi bir zaman dilimine kaydırıldı. Hatta teslimatın 2015’e sarkma ihtimali var.
Boeing 777x’i nerede üretecek: Dubai Air Show’da lansmanı yapılır yapılmaz sipariş rekorları kıran Boeing 777x’in nerede üretileceğinin bu ay açıklanmasıyla, ABD’de eyaletler arası işgücü dengesinde büyük değişiklikler olacak.
THY 60 milyona uçacak: Türk Hava Yolları, 2014 sonunda 267 uçaklık filoya ulaşacak. Havayolu, uçulan nokta sayısını da 259’a ulaştıracak. THY, 2014’te toplam 59.5 milyon yolcu taşımayı hedefliyor.
Üçte biri evli olan THY kabin personelinin profili
Kadın kabin memuru: 5181
Erkek kabin memuru: 1922
Toplam: 7103
Evli kabin memuru: 2262
Bekâr kabin memuru: 4841
Hiyerarşik sıralama ve çalışan sayısı
Kabin memuru: 5079
Kabin amiri: 1610
Sorumlu kabin amiri: 394
THY kabin personeli eğitim durumu
Lise mezunu: 2317
Yüksek okul mezunu: 1323
Üniversite mezunu: 3216
Yüksek lisans: 139
Doktora: 3
Yabancı personel: 56
LOJİPORT