Gümrük Birliği'nde en iyi senaryo

Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesinde 4 alternatifin bulunduğunu belirten Bakan Zeybekci, bunlardan en uygun olanının 'ikinci madde' olduğunu söyledi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin Türkiye için çok önemli olduğunu belirterek, dört alternatifin öne çıktığını, bunlardan hepsinin makul olmadığını söyledi. Zeybekci, Türkiye için en mantıklı olanın ikinci senaryo olduğunu belirtti. İkinci senaryo, anlaşmanın sanayi, hizmetler ve kamu alımları dahil tam anlamda güncellenmesi demek. Zeybekci ayrıca, anlaşmanın güncellenmesi sonrası tarımda yaşanacak dönüşümlerle ilgili de açıklama yaptı. Türkiye tarımı yüksek gümrük duvarları ile korurken AB'nin bütçe yoluyla desteklediğini belirterek, "Türkiye olarak biz de tarımı Gümrük Birliği'ne dahil ettiğimiz zaman böyle bir dönüşüm yaşayacağız. Hiç kimse endişe etmesin hazırlıklarımızı da bu yönde yapıyoruz." dedi.

Zeybekci, yaptığı açıklamada, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin Türkiye için çok önemli olduğunu kaydetti. Gümrük Birliği anlaşmasının mevcut halinden AB ve Türkiye'nin kazançlı çıktığına işaret eden Zeybekci, anlaşmanın karar mekanizmalarında bulunmamanın Türkiye'yi rahatsız ettiğini söyledi. Zeybekci, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi süreci hakkında da bilgi vererek, "Yapılan bir çok görüşmenin ardından en son 2016 yılının sonunda AB'nin Bakanlar Kurulu diyeceğimiz kurulun yetki istemesi oldu, o da oy birliğiyle geçti. Bu son derece olumlu ve pozitif bir gelişmeydi." diye konuştu.

Gümrük Birliği'nde 4 farklı senaryo

AB ve Türkiye'nin bu konuda bağımsız kuruluşlara etki değerlendirme analizleri yaptırdıklarını belirten Zeybekci, şöyle devam etti: "Elde ettiğimiz sonuçlarla ilgili 4 farklı senaryo ortaya çıktı. Birinci senaryoda, Gümrük Birliği'nde yapısal sorunların çözüme kavuşturulması, hizmetler ve kamu alımlarında full genişleme, tarımda yüzde 50 bir liberasyon. Bu senaryo gerçekleştiğinde Türkiye'nin GSYH'sinde yüzde 1'lik bir iyileşme görülüyor. Dış ticaret noktasında ise AB'nin Türkiye'ye ihracatı yüzde 30'larda artarken, Türkiye'nin AB'ye ihracatı ise yüzde 23'ler seviyesinde artış gösteriyor.

İkinci senaryoda, Gümrük Birliği'nin sanayide, hizmetler ve kamu alımları dahil tam anlamda güncellenmesi söz konusu. Bu tabii tedricen, belirli bir plan çerçevesinde olacak. Bu bizim en başarılı olacağımız senaryo olarak görülüyor. Üçüncü senaryoda ise Gümrük Birliği'nin mevcut haliyle STA'ya dönüştürülmesi durumu var. Burada, 'sizin bizi karar alma mekanizmalarına almanıza, 3'üncü ülkelerle STA'lara taraf olmaya gerek yok. Kapsamlı bir Gümrük Birliği de yapmayalım. Bunu klasik bir STA'ya dönüştürelim' diyoruz. Bu senaryo maalesef son derece başarısız bir senaryo ortaya çıkarıyor.

Dördüncü senaryo da 'siyasi olarak ben seninle aynı mekanizmada olmayacağım. Üçüncü ülkelerle imzalanan STA'lara taraf olmayacağım ama sanayide, hizmetlerde, tarımda, kamu alımlarında klasik STA imzalayalım' yaklaşımı bulunuyor."

Zeybekci, Türkiye için önemli olanın ikinci senaryo olduğunu vurgulayarak, "İstediğimiz ikinci senaryonun gerçekleşmesi. Bu senaryoyu Türkiye için çok daha uygun olarak görüyoruz. Bu senaryoda GSYH'de yüzde 2'lik bir artış oluyor, bu yaklaşık 30-40 milyar dolarlık bir etki demek. İhracatta bugüne kadarki trendin dışında en sonuna geldiğinizde yüzde 25'lik bir ilave demek. AB'nin Türkiye'ye ihracatında da bu seviyede bir artış gözleniyor. Toplam havuz ve ekonomi büyüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Zeybekci, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin Türk ekonomisi adına dönüm noktası olduğunun altını çizdi.

Brexit sonrası İngiltere'nin AB ile ilişkilerinin bir benzerini Türkiye ile de kurması konusunda anlaştıklarını kaydeden Zeybekci, "Önümüzdeki dönemde İngiltere AB ile nasıl bir ilişkiye sahipse, Türkiye'de yüzde 100 aynı ilişkiye sahip olacak. Bu anlamda son derece önemli." diye konuştu.

Tarım ve hayvancılık değişiyor

Bakan Zeybekci, yapmış oldukları etki değerlendirmelerinde kendilerini en çok zorlayacak bölümün tarım olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "AB ile Türkiye'nin tarım politikaları arasında büyük farklar var. Biz tarımı, çiftçiyi, tarımsal ürünleri sağlarken gümrük duvarları ile koruma politikaları güdüyoruz. Çiftçinin alması gereken o fiyatı, gümrük duvarlarıyla koruyarak tüketiciye ödettiriyoruz. Yani 20-25 liraya tüketeceği eti 40-50 liraya tükettirerek parasını tüketiciye ödetiyoruz. Buğday dünyada 200 lirayken, biz buğdaya burada 400 lira fiyat vererek yine farkı tüketiciye ödetiyoruz. Bu yanlış değil doğru ama farklı bir doğruyu AB yapıyor. Piyasalarını açıyor, vatandaş ucuz tüketiyor. Diğer taraftan da et, süt yumurta, tarım ürünleri üretene belirlemiş olduğu politikalarla bütçeden direk destek veriyor. Türkiye olarak biz de tarımı Gümrük Birliği'ne dahil ettiğimiz zaman böyle bir dönüşüm yaşayacağız. Bununla ilgili her aşamada hükümetimize, başbakanımıza ve cumhurbaşkanımıza bilgi arz ediyoruz. Onların da bu konudaki yetkilerini alıyoruz. Hiç kimse endişe etmesin hazırlıklarımızı da bu yönde yapıyoruz."

LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Lojistik Haberleri

Arkas Lojistik Grubu’nun yeni yatırımları 2025’de sahada olacak
15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
“Türkiye’nin En Etkili Tedarik Zinciri Profesyonelleri” Ödül Töreni 4 Aralık’ta
LOGITRANS, sektör devlerinin katılımıyla 17. kez İstanbul’da açıldı
"Depolardaki doluluk oranları kapasite artışını gerekli kılıyor"