Ramazan ayından bu yana doğu illerinde terör olaylarının artış göstermesi bu bölgeye taşımacılık yapan nakliyecilerde tedirginlik yarattı. Güvenlik tehdidi ile karşı karşıya olan nakliyecilerin bir kısmı bu bölgelere taşıma yapmamayı tercih ederken, bunu fırsat bilen bir kısım nakliyeci ise navlunlara yüzde 20 zam yaptı.
Suriye’nin ardından taşımacılık sektörüne bir darbe de içerden geldi. Doğu illerinde terör olaylarının artması, nakliye sektörüne de olumsuz yansıdı. Bir kısım nakliyeci güvenliği olmadığı gerekçesiyle belirli bölgelere yaptığı taşımaları durdurdu. Bu bölgelere taşıma yapan ve alt yüklenici olarak tanımlanan yerel nakliyeci ise güvenliğinin olmadığı ve taşıma sürelerinin uzadığı gerekçesiyle navlunlara yüzde 20 zam yaptı. Lojistik sektörü temsilcilerine göre, terör olayları bahane edilerek alt yüklenici tarafından navluna yapılan bu zam sektörde büyük sıkıntı yaratıyor.
Doğu illerinde pazarın büyük kısmına sahip uluslararası lojistik firmaları konuyu siyasi ve hassa buldukları için görüş bildirmek istemese de yaşanan olaylardan sıkıntı yaşayan bazı firmalar konuyu Perşembe Rotası okurları için değerlendirdi.
‘Karayolunda emniyetin sağlanması şart’
Gaziantep Nakliyeciler Odası Başkanı Zafer Aydıngüler, güvenlik nedeniyle bölgede nakliye hizmeti veren birçok şirketin özellikle belirli güzergâhlara gitmeyi tercih etmediğini dile getirdi. Ramazan ayından bu yana terör olaylarının artış göstermesinin ve 14′e yakın TIR’ın bölgede saldırıya uğramasının nakliyecide korku yarattığını ifade eden Aydıngüler, şoförlerin belirli bölgelere akşam saat altıdan sonra gitmek istemediğini belirtti. Güvenlik tehdidi bulunan bu bölgelere giden nakliye firmalarının risk aldıkları ve taşıma sürelerinin uzadığı gerekçesiyle navlunlara yüzde 20 zam yaptığını aktaran Aydıngüler, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Batı’dan Doğu’ya yapılan taşımalarda, Doğu illerinde güvenlik büyük bir sorun haline geldi. Özellikle akşam saatleri çok riskli olmaya başladı. Şoförler belli güzergâhları kullanmak istemiyor. Bu da taşımacılığa olumsuz yansıyor. Riskli bölgelere taşıma yapmayanlar olduğu gibi yapanlar da var. Ancak taşıma yapanlar ’12 saatte gideceğim yolu 24 saatte gidiyorum, güvenliğim yok ve boş dönüyorum’ diyerek navluna zam yapıyor. Devletin bir an önce buna bir çare bulması ve karayolunda emniyeti sağlaması lazım. Bu durum hem sektöre hem de ekonomiye olumsuz yansıyor. Suriye yeterince büyük darbe vurdu zaten. Konuya acil çözüm şart.”
‘En büyük mağdur aracı lojistik firması’
Kıta Lojistik, Lojistik Müdürü Bilal Yurttaş, terör olayları bahane edilerek yapılan zamların kurumsal lojistik firmaları tarafından değil, alt yüklenici olarak tanımlanan bölgedeki küçük nakliyeciler tarafından yapıldığının altını çizdi. Bu nedenle bu durumdan en fazla kendileri gibi aracı firmaların mağdur olduğunu dile getiren Yurttaş, şunları kaydetti: “Biz yurtiçi taşımalarında, nakliyenin bir kısmını kendi araçlarımızla bir kısmını ise alt yüklenici aracılığı ile yapıyoruz. Araçlarımızın yetişemediği durumlarda bölgedeki nakliye firmaları ile çalışıyoruz. Kıta Lojistik gibi büyük firmalar, yükünü bu bölgelere taşıtmak isteyen firmalarla sözleşmelerini aylık ya da yıllık yapıyor. Dolayısıyla biz alt yüklenicinin bize uyguladığı yüzde 20 navlun farkını müşterimize yansıtamıyoruz. Bu sebeple yapılan zamlardan en çok etkilenen de biz oluyoruz.”
Navlun farkı yük sahibine de yansıyacak
Bu konuda terör olaylarının azalmasını beklemekten başka bir çözüm olmadığını belirten Yurttaş, bölgeye binlerce araç gittiğini, her biri için güvenliğin sağlanmasının mümkün olmadığını dile getirdi. Alt yüklenici tarafından uygulanan yüzde 20 navlun artışının devam etmesi durumunda bunun uzun vadede yük sahibine de yansıyacağını kaydeden Yurttaş, “Şu anda yıllık sözleşmelerimizden dolayı fiyat farkını yansıtamıyoruz. Ancak navlundaki artış sene başına kadar devam ederse bu müşterilerimizle yapacağımız yeni sözleşmelere yansıyacaktır” dedi.
PERŞEMBE ROTASI