* Kendisi yani kısaca “MSC” olarak bilinen “Mediterranean Shipping Company”, 1970 yılında İtalya’nın son derece önemli liman ve endüstri kenti Napoli’de kurulmuş olup, genel merkezi 1978’den bu yana İsviçre’nin en zengin ve şık şehirlerinden biri konumundaki Cenevre’dedir. Deniz nakliyatı ve lojistik sektöründe “MSC”, bir İsviçre-İtalyan özel şirketi olarak anılmaktadır ve tamamıyla Napoli kökenli “Aponte Ailesi”nin yönetimindedir.
* Kendisi, gerek filo gerekse de yıllık taşınan toplam konteyner sayısı bağlamında, Danimarkalı “A.P. Møller-Mærsk Grubu”nun ardından yeryüzü denizleriyle limanlarının 2’nci büyük ticari kuruluşudur. “MSC”, Danimarkalı “Maersk Line”ın daima dikkatle, Çinli “COSCO Shipping”, Fransız “CMA CGM” ve Alman “Hapag-Lloyd” gemicilik şirketlerinin ise hep imrentiyle bakıp izledikleri bir denizcilik devidir.
* Kendisinin bünyesinde “MSC Cruises” adlı 1989 yılında Napoli’de kurulmuş, Cenevre merkezli bir kruvaziyer gemi işletmesi de mevcuttur. Filo ve yıllık taşınan yolcu sayısı bakımından, “Carnival Corporation & plc”, “Royal Caribbean Group” ve “Norwegian Cruise Line Holdings”in ardından “MSC Cruises” gezegenimizin 4’üncü büyük kruvaziyer firmasıdır. Şirketin filosu şu anda toplam 19 adet kruvaziyer gemisinden oluşmaktadır. Benim görüşüme göre, eğer Cenevre bir deniz kıyısı kenti olsaydı, Cenevre ile Napoli arasında karşılıklı “sürat postası” ve/veya “hızlı feribot” seferleriyle yolcu taşımacılığı hizmetini ilk başlatma unvanı kesinlikle “MSC Cruises”a ait olurdu.
* Kendisi yeryüzünün %70’inin okyanuslarla kaplı olduğunu ve yeryüzündeki tüm malların %90’ının gemilerle taşındığının bilincine varmışlığını koruyan, katışıksız bir deniz tutkunudur ve eşine az rastlanır bir denizcilik mirasıyla donanmıştır.
* Kendisini âdeta deniz taşımacılığından çok daha fazlasını sunmaya adamıştır. O nedenledir ki, zaman içerisinde müşterilerinin beklentileriyle ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış, özel çözümler sunabilmeyi sağlayacak kapsamlı bir karayolu, demiryolu ve depolama altyapısını geliştirip hayata geçirmiştir. “MSC”nin yarattığı yenilikçi intermodal çözümler, kapıdan kapıya teslimat ve küresel iç ticaret merkezleriyle bağlantıyı mümkün kılmaktadır.
* Kendisi düşük karbon teknolojisine, enerji ve operasyonel verimliliğe yönelik yaptığı ciddi yatırımlarla daha temiz denizleri ve daha temiz bir deniz yolu ile yük taşımacılığını hedeflemektedir.
* Kendisi sağladığı hizmetlerin boyut ve çeşitliliğine rağmen; yalın, etkili, insana odaklı yaklaşımından asla vazgeçmez. Ekip çalışmasının gücüne yürekten inanmıştır. Müşterilerini tanıyıp, onların kendilerine özgü gereksinimlerini anlayabilmek için daima yeterli zamanı ayırır.
* Kendisi MSC, insan hakları, çalışma, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarında “Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin On İlkesini” ödün vermeksizin destekler. Etik iş uygulamalarını geliştirmenin yanında, tüm iş ilişkileriyle faaliyetlerinde sorumlu ve dürüst bir şekilde hareket etmeyi temel görevlerinden sayar.
* Kendisi, gelecek kuşaklara daha iyi ve yaşanılabilir bir dünya bırakmayı asal görevlerinden saydığından ötürüdür ki, bağımsız yapıda ve kâr amacı gütmeyen “MSC Vakfı”nı kurmuştur. Vizyonu, insanlar ve doğa arasındaki kritik dengeyi yeniden oluşturmak, misyonu ise “MSC”nin global erişimini ve benzersiz deniz bilgisini kullanarak, gerek “Mavi Gezegen”in gerekse de insanlığın korunmasına ve beslenmesine katkıda bulunmaktır. “MSC Vakfı”, gezegenimizin sağlıklı bir geleceğe kavuşabilmesi rotasında fark yaratmak için el ele verilmesinin şart olduğuna inanır.
* Kendisi, düzenli biçimde yeni gemi siparişleri vermesinin yanı sıra, gerekli gördüğünde “ikinci el” gemi pazarına da hızla dalabilip aksiyon alabilme esnekliğine erişmeyi başarmış vizyoner bir kuruluştur.
* Kendisi hiç şüphesiz Türkiye’de, deniz yolu ile yük taşımacılığı sektörüne en fazla yatırım yapmış ve yapmaya da devam eden uluslararası nitelikte yabancı bir şirkettir. İçtenlikli bir “Türk dostu” olması, ülkemiz açısından gerçekten harika bir güzel şanstır.
* Kendisinin ticari denizcilik konusunda, bilmeyip deneyimlemediği sanırım yok gibidir. Eğer varsa da, denizyolusever bir şair-yazar sıfatıyla ben bilmiyorum!
Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.