Biz, Ayasofya konusunda milletçe çok duyarlı davranırken,
Hollandalılar kiliselerinin camiye dönüştürülmesinden hiç rahatsız olmadılar.
Kültür farkı mıdır, inanç farkı mıdır, gelenek görenek farkı mıdır, normlara değer verip vermemek midir, vurdumduymazlık mıdır, yoksa aşırı duygusallık mıdır çözemedim ama, Hollandalılar ile biz Türkler’in, ibadet yerlerine bakış açısı arasında dağlar kadar fark vardır.
Kültür farkı mıdır, inanç farkı mıdır, gelenek görenek farkı mıdır, normlara değer verip vermemek midir, vurdumduymazlık mıdır, yoksa aşırı duygusallık mıdır çözemedim ama, Hollandalılar ile biz Türkler’in, ibadet yerlerine bakış açısı arasında dağlar kadar fark vardır.
Biz, Ayasofya konusunda millet olarak çok duyarlı davrandık ama, Hollandalılar kendi ibadet yerleri olan kiliselerin camiye dönüştürülmesinden hiç rahatsız olmadılar. Öyle ki, bugüne kadar 25 kilise müslümanlar tarafından satın alınarak camiye dönüştürülmüştür.
Hollanda’da mevcut olan 6900 kilisenin 1400’ü, kullanılmadığı için meydana gelen masraflar nedeniyle yeni imar planları ile iskân ve işyerine dönüştürülmüştür.
Hollanda’ya 1960’lı yılların başında gelmeye başlayan Türkler’in, namaz kılacakları mescitler bile yoktu. 1969 yılında, Friesland’ın Grouw köyünde 70 Türk çalışıyor ve ikamet ediyordu. Bir bayram günü namaz kılmaları için, kantinin bulunduğu salon mescit haline getirilmişti. Aynı durum Hollanda’nın dört bir yanında yaşanıyordu.
Başlangıçta mescit yeri bulmakta güçlük çeken Türkler’in şimdi 148’i Diyanet’e bağlı olan 200’ü aşkın camisi var.
Minareli olarak inşa edilmeye başlanan camilerin yanında, kiliseden dönüştürülmüş camiler de var.
Zaten bu nedenle 2000 yılından bu yana da kiliselerin müslümanlara satışı durdu gibi…
Geçen yıl Lahey’deki Thomas Kilisesi, Ahmediyya Cemiyetine satılan son kiliseydi.
CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLEN KİLİSELER
Hollanda’da camiye dönüştürülen ilk kilise Amsterdam’daki ‘De Zaaier’ olarak anılan kilise oldu. Kentin en geniş caddesi olan Rosengracht üzerinde bulunan bu kilise 1890 yılında, Sosyalist İşçi Hareketi Constantia tarafından inşa edilmişti. 1929 yılında Sint-Ignatius Kilisesi olarak hizmete devam etti ama diğer bir adı da ‘De Zaaier’ idi.
1981 yılında mescit bulmakta bile güçlük çeken müslümanlara önderlik yapan Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu, kilise olarak faaliyet göstermeyen, bazen toplantı salonu bazen de disko olarak çalıştırılan bu yeri satın almak için harekete geçti. Başkan İbrahim Görmez ve bugün çoğu rahmetli olan yöneticilerden Hamit Taş, Sabri Mercimek, Cemal Emirmustafa ve Ömer Korkmaz, 1465 metrekare üzerine kurulmuş olan bu yeri 1 milyon 311 guldene (Bugünkü para ile 700 bin euro) satın aldılar. Bugünkü değeri 35 milyon euro olan bu kilise,restorasyon çalışmalarından sonra 1982 yılında Fatih Camii olarak hizmete girdi.
Türkler’in kilise satın alarak camiye dönüştürdükleri yerlerden biri de, Veggel şehrindeydi. Kullanılması tehilikeli olan bina yıkıldı ve yerine cami yapıldı. Aynı durum Eindhoven’de de yaşandı.
Türkler tarafından satıl anlına kilise yine tehlike arzettiği için yıkıldı ve yerine cami yapıldı.
En ilginç gelişme ise Lahey’de yaşandı. Kullanılmayan bir Yahudi Sinagogu’nu işgal eden Türkler, daha sonra masaya oturdukları Belediye yetkilileri ile yaptıkları pazarlık sonucunda burayı satın aldılar ve yerine muhteşem bir cami inşa ettiler. O zaman yayınlanan Hürriyet gazetesinde bu camiye Fatih adı verileceği yazılmıştı. Daha sonra caminin adı Mescidi Aksa oldu.
Yukarıda belirtmiş olduğum gibi, daha önceleri kendi ibadet yerlerinin camiye dönüştürülmesinde hiçbir sakınca görmeyen ve ‘Eyvah, dinimiz elden gidiyor’ diye feryat etmeyen Hollandalılar, islam dünyasındaki olumsuz gelişmelerden sonra, aynı fikir ve inancı koruyamadılar.
Hele hele, Ayasofya’nın Müze’den camiye dönüştürüldüğü haberlerinden sonra daha da hassaslaşan Hollandalılar, medya kanalıyla yaptıkları açıklamalarda, bundan böyle hiçbir kilisenin müslümanlara satılmasını istemediler.
‘Hollandalılar’ derken, tabii ki dini kurumları kastediyorum.
Dinci yazarlar da sert başlıklarla isyanlarını ifade ediyorlar.
Hollandaca bilen okurlarıma aşağıda sunacağım bu yazılardan birinin başlığı aynen çöyle:
‘Bir kikiseyi müslümanlara satmak kâfirliktir.’
İkinci başlık da şöyle:
‘Kiliseyi camiye dönüştürmeye de Okey değil mi?’