Hurda teşvikinde taşlar yerine oturuyor

Denizcilik sektörünü hurda teşviki heyecanı sardı. Kara taşıtlarındaki uygulamanın iptal edilerek, deniz taşıtlarına adapte edilmesi mecliste bekleyen...

Denizcilik sektörünü hurda teşviki heyecanı sardı. Kara taşıtlarındaki uygulamanın iptal edilerek, deniz taşıtlarına adapte edilmesi mecliste bekleyen torba kanuna girmiş durumda. Denizciler de; ortak akıl oluşturarak, yasanın olabildiğince eksiksiz ve ihtiyacı karşılar şekilde çıkması için görüş birliğine varmaya çalışıyor.

Türk Armatörler Birliği, doğru tespitlere dayalı tartışma platformları organize ederek, önümüzdeki günlerde adından çok söz ettireceğe benziyor. Bunun ilk örneğini İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Salonu’nda yaptıkları ‘hurda teşvik uygulaması’ konulu toplantıyla verdiler.

Türk Armatörler Birliği Başkan Vekili Erol Yücel, “Biz gidip derdimizi doğru anlatabilirsek, neler yapılabileceği de konuşulur” şeklinde özetlenebilecek açılış konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Deniz Ticaret Odasının sınırları bellidir, ama armatörler birliği olarak biz sivil toplum örgütüyüz, üyelerimizin çıkarlarını sonuna kadar korur ve her şeyi söyleriz. Esnafa, çiftçiye müjdeler verilirken, beni arayan üyemin, 80 yaşındaki babasının kendi borçları yüzünden sokağa çıkamadığını, onca işin arasında belki haberi yoktur ama Başbakanımızın da bilmeye hakkı vardır.”

GEMİ ARZININ FAZLALIĞI SORUNLARI DA GETİRECEK

Dünyada 2014’ün rekor düzeyde yük taşınan bir yıl olduğunun altını çizen Yücel, “Ancak yeni gemi siparişleri ve hızlı gemi arzı her şeyi alıp götürüyor.  Bu gemi arzı hızı kontrol edilmezse, önceki piyasaları mumla ararız. Petrol fiyatlarının düşüşüne gelince, ham petrol geliri olan 23 ülkeye biz ülke olarak 60 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. Bu ülkelerin gelirinin düşmesi en çok bizi olumsuz etkiler. Bu da hem cari açığa, hem de ihracata yansır” diye konuştu.

İSTEYEN HURDAYA SATACAK, İSTEYEN TEŞVİKİNİ ALACAK

Bakanlık bünyesinde kurulmuş bir döner sermaye işletmesi bulunduğunu belirten Erol Yücel, hurda teşviki konusunda da şu görüşlere yer verdi: “Bu döner sermaye işletmesinde çok ciddi kaynak toplanıyor, işte bu kurum üzerinden kullanılmak üzere hurda teşviki verilecek. Yani, gemisini hurdaya vermek isteyen herkes, hurdaya satabilecek ve hurda bedelini alacak. Ama gemisini satan armatör, bunun yerine bir gemi siparişi vermeyi düşünürse, işte o an hurda teşviki devreye girecek. Hurda parasıyla, hurda teşvikini ayırmak gerek. 1 tonluk geminizi 300 dolardan Aliağa’ya hurdaya verdiyseniz, 300 bin dolar sizin paranız. Ama siz, 1 tonluk geminiz yerine yeni bir gemi siparişi verip, bir Türk tersanesiyle sözleşme imzalarsanız, o takdirde beher ton başına (rakamı  henüz belli değil) diyelim ki, 500 dolar; döner sermaye, 500 bin doları sizin adınıza tersaneye ödeyecek. Ve bunu sizin hurdadan aldığınız teşvikle birleştirdiğinizde, yatırımın yüzde 30’luk kısmı karşılanmış oluyor. Kalan yüzde 70’ine ise gemi ipoteği uygulanacak.  Şu anda TBMM’de bir torba yasa bekliyor. Bu yasanın içinde kara taşıtları için uygulanan hurda teşviki kaldırılıyor ve deniz taşıtları için kuruluyor. Kaç gemi, hangi tonaj gibi soruların karşılığı ortak akılla belirlenecek. Sonunda da herkesin mutlu olacağı bir sonuca ulaşılmaya çalışılacak. Olabildiğince de esnek bir uygulama getirilmeye çalışılıyor. Yani kimseyi kısıtlamadan, eski gemiler elden çıkarılıp, yeni gemiler sipariş verilsin isteniyor.”

5 BİN TONLUK GEMİ VERDİYSENİZ, ONUN ALTINDA İNŞA EDEMEYECEKSİNİZ

Hurda teşvikine yönelik bu sözlerin ardından konunun ele alınışı interaktif bir tartışma şeklinde devam etti. İlk sözü alan Turkon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kalkavan, “Bu tersanelerimize yeni bir teşvik anlamına geliyor. Çünkü, ne kadar gemi yapılırsa, o kadar istihdam ve artı değer demektir. Burada en önemli dikkat edilmesi gereken nokta ise, hurdaya verdiğiniz gemi tonajının altında gemi yapamıyorsunuz. Hurdaya 5 bin tonluk gemi mi verdiniz, kesinlikle 5 bin tonluk gemi yapacaksınız. Bu madde çıkacak yasanın olmazsa olmazlarından biri diye biliyorum. 3 bin tonluk gemiyi hurdaya verdiğinizde 1.500 tonluk gemi yapamıyorsunuz. Yukarıya çıkabiliyor ama aşağıya inemiyorsunuz. Kesinlikle ucu açık ve kısıtlı miktarda olmamalı. Tavan tonajın da kaldırılması lazım” açıklamasını yaptı.

ORTAK AKIL OLUŞTURACAK BİR HEYET ORGANİZE ETMELİYİZ

Enerjisinin büyük bölümünü Türk koster filosunun yeniden canlandırılmasına ayırdığını bildiğimiz KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Salih Zeki Çakır da, “Şu an oluşan irade ile Türk denizcilerinin kazanımları geleceğe taşınacaktır. Bunu büyük bir fırsat bilmeli ve layıkıyla değerlendirmek için sorumlu hareket etmeliyiz. Koster konusunda Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek yok. Elimizde ciddi veri var. Hangi gemi, hangi yaş, hangi tonaj? Hepsinin verileri elimizde mevcut. Özel sektör açısından da, bürokrasi açısından da bir ülke gerçeği var: Doğru giden bir işi yanlışa dönüştürebiliyoruz. Ama yanlışa giden bir işi de düzeltmek zordur. Bir kanun düzenlemesi yapılacak, ondan sonra geçmiş olsun. Kanunun ardından bir yönetmelik de çıkacak ama kanunun hilafına hiçbir şey yapamazsınız. O nedenle, kanun çıkmadan doğru ve ihtiyaca yönelik olması için katkı yapmalıyız. İhtiyacımız, yaşlı filonun yenilenmesidir. Bunun da çözümü hurda teşviki gibi gözüküyor. Buna prensip olarak itirazım yok ama iyi formüle etmezsek maksat hasıl olmaz.

TÜRK BAYRAĞI ŞART, TONAJ SINIRLI

Türk bayrağı şartı var. Hurdaya gitme yaşı olan tonaj sınırlı. Çünkü, 30 yaşında bir geminin kolay bayrak, kolay klas nedeniyle Türk bayrağında kalma şansı yok. Yabancı sahipli Türk bayrağı şartı olmazsa, bu sayı 20-30’u geçmez ve tonaj olarak da, 1.000-3.000 arası segmentlerde kalır.

Bu toplantının amacı bir ortak akıl ortaya çıkarmaksa, önerim: İMEAK Deniz Ticaret Odası, Armatörler Birliği, KOSDER Armatörler Derneği ve GİSBİR gibi sektörel sivil toplum örgütlerinden bir heyet oluşturulmalıdır. Çünkü, bu süreç sektörün geniş bir kesimini kapsamalı ve iyi yönetilmelidir. Herkesin memnun olması ve %100 doğruyu bulmak mümkün değil, ama ortak akılla en iyisini bulmaya çalışmalıyız. Bu bakımdan Salih Zeki Çakır olarak her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım. Konunun bu boyuta ulaşmasını sağlayan başta Metin Bey olmak üzere herkese teşekkür ederim. Sonuç almaya odaklanmalı ve mümkün olduğu kadar fazla üyemizi bu teşvikten istifade ettirmeye çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

BİR STANDART TONAJ GETİRİLMELİ

İnce Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Bedri İnce de, şu tespiti yaptı: “Ben öneri olarak şunu söylemek istiyorum. Koster filosunun seçimi, hangi tonajda olacaksa prototip de o tonaj üzerinden şekillensin. 5 bin ya da 10 bin tonluk gemi tek proje olmalı, bir standart getirmeliyiz ve bu projenin çok iyi dizayn edilme şartı vardır. Günün koşullarına ve taşıma şartlarına uygun olmalıdır.

İkinci olarak da, yüzde 70 krediyle gemi yaptıracak arkadaşlarımı ben tanımıyorum, siz tanıyorsanız gösterin. 10 milyon dolarlık gemiye 3 milyon doları kaç kişi yatıracak? Bu bölüm bana biraz hayali geldi. Bu iş yüzde 10 özkaynakla olursa olur, başka olmaz.”

ANA MAKİNE YAPMIYORSANIZ, GEMİ DE İNŞA ETMİYORSUNUZDUR

Hemen ardından söz alan Gemi Mühendisleri Odası  (GEMİMO) İzmir Şubesi  Başkanı Hakkı Toros da, teknik konuda devreye girerek, “Ben bir teknik konuyu bildirmek isterim. Biz gemi yapmıyoruz, eğer gemi makinesi yapmıyorsanız, gemi inşa ettiğinizi söyleyemezsiniz. TÜLOMSAŞ’ın ürettiği ana makine, küçük tonajlı kosterler için biçilmiş kaftan. Tuzla’da yapılan 111 makineden 95’inin çalıştığını ben biliyorum. Bir takım avantajlar tanınacaksa, teknik olarak da, öneriler sunmalıyız. Devlete bir öneri ile gidilecekse, bu öneri de gemi mühendisleri de işin içinde olmalı. Bu, hem tersanelerimiz, hem de milli sanayimiz için hayırlı bir başlangıç olur diye düşünüyorum” dedi.

ZAMAN DAR, ÖNCE ‘NE KADAR GEMİYİ KIZAĞA KOYABİLİRİZ’İ TARTIŞMALIYIZ

Hakkı Toros’un ana makine ile ilgili tespitinin ardından yine söz alan KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, “Bazı konuşmalar doğru yanıt bulmazsa vakit kaybı olabilir. Bu projeye ilk Hollandalılar ile başladık. Onların finans kaynağı sunma şartı da, yüzde 60’ını kendilerinin satmasıydı. Bu da projeyi pahalı hale getiriyordu. Armatörler, bu işin sonucu; konu daha çok tersanelerimizi ilgilendiriyor. Daha sonra yan sanayi ve işletmeye aldığında da, armatörümüz devreye girecek, genelde de sektör ve Türk ekonomisi yararlanacak. Milgem’de olduğu gibi yerli olma şartı önemli. Hakkı Bey’in belirttiği TÜLOMSAŞ’ın ürettiği ana makineyi biliyoruz. Van Gölü’ndeki feribotlar ve lokomotiflerde uygulanıyor.  Projedeki en hassas nokta zaman. Biz bu zamanlamayı ıskalarsak, artık bu maliyetleri bulamayız. Ekipman fiyatları gelmese de, sac fiyatları geri geldi. TÜLOMSAŞ’ın ürettiği ana makine 2.800 beygirlik ve belli bir tonaja hitap ediyor. Bunun çeşitlenmesi, sertifikalandırılması bir zaman alacaktır. Tabi ki değerlendirilmelidir ama zamanı da dikkate almak gerekir. Bizim bütün gayretimiz, bu yıl maksimum sayıda gemiyi kızağa alabilmek olmalıdır” açıklamasıyla birinci önceliğin hızla yenilenecek filo olması gereğine dikkat çekti.

Selçuk ONUR - LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Deniz Ticareti Haberleri

Şanghay'da gemi battı: 16'sı Türk 21 denizci tahliye edildi
Limanlardaki fahiş ardiye ücreti sanayicinin canını yakıyor
Aliağa’da Denizcilik Uygulama Merkezi açıldı
Limanlarda kurulacak sürdürülebilir yakıt istasyonları desteklenecek
Arkas Bunker’dan Yang Ming’e İlk Biyoyakıt İkmali