Geçen hafta, bir arkadaşımla bir proje taşıması hakkında konuşuyorduk. Büyük parçalar, İzmit Körfezi’ne gelecek ve daha sonra iç nakliyesi yapılacaktı.
Biz konuşurken “İzmit’te deniz var mı?” diye bir ses duydum.
Önce anlam veremedim bu soruya?
Soru tekrar gelince yanımızda oturan bir genci farkettim ve ona dönerek “soruyu sen mi sordun?” dedim.
Cevap “evet” olunca bu gencin kim olduğunu öğrenmek istedim?
Öğrenince ise dondum kaldım. Staj yapan endüstri mühendisliği son sınıf öğrencisiydi.
Endüstri mühendisi son sınıf öğrencisi, “İzmit’te deniz var mı?” diye sormuştu. Içimden “vah başıma gelenler” diye geçirdim.
Esasında ister lojistik firmasında çalışsın, ister bir firmanın lojistik operasyonlarında çalışsın bütün lojistik uzmanları “vah başımıza gelenler” demelidir.
İki üniversitede ders veriyorum. Bir günümü, genç arkadaşlarıma (sonrasının genç meslekdaşlarıma) ayırıyorum. Bilgilerimi, tecrübelerimi ve yaptığım hataları, onlara aktarmaya çalışıyorum. Amacım; mezun olduktan sonra bir lojistik firmasında veya bir firmanın lojistik operasyonlarında çalışmaya başladıklarında onları, çalışma ortamına özellikle pratik açıdan hazırlayabilmek.
Lojistik ile ilgili operasyonel ve teknik konularda verdiğim derslerimde mutlaka Türkiye ve dünya coğrafyasından bahsederim ve sınavlarımda harita üzerinde sorular sorarım. Bu sınavlarımda da Bulgaristan’ı, Almanya veya Fransa’yı Cezayir diye cevap verenler çıkmıştı. Keşke o zaman “vah başıma gelenler” deseymişim.
“İzmit’te deniz var mı?” sorusundan sonra operasyonel ve teknik konular haricindeki derslerimde de artık Türkiye ve dünya coğrafyasından bahsedeceğim ve sınavlarımda soracağım.
Kabahat bu gençlerin mi?
Yoksa; ilkokuldan itibaren onlara “İzmit’te denizin olduğunu” öğretemeyenlerde mi?
Saygılarımla,