Kamhi’nin 15 yıllık ortağı Mehmet Karabeyoğlu, önceki gün İstanbul Çengelköy’deki villasının giyinme odasında tek kurşunla hayatına son veren Proteksan Turquoise Yatçılık’ın ortağı Hayati Kamhi’nin “intiharı” üzerindeki sis perdesinin henüz kalkmadığını söyledi.
Kamhi’nin son aylarda yaşadığı en büyük sıkıntı 17 Şubat günü Yunanistan’ın Skyros Adası açıklarında batan 60.2 metre uzunluğunda, dünya yatçılık literatürüne “tasarım harikası” olarak geçen “M/Y Yogi” yatının batması ile başlıyor...
Yogi’nin başına gelen felaketle ilgili olarak yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası denizcilik camiasında da yapılan yorumun “Bu gemi batmaz, batırılır!” olması, olaya dikkat çekiyor. Eğer iddia edildiği gibi Kamhi’nin ekonomik şartlar nedeniyle bunalıp intihar ettiğini varsayarsak, aynı “çıkmaz” ortağı Mehmet Karabeyoğlu için de geçerlidir düşüncesi ile kendisini aradım. Karabeyoğlu konuşmaya başlarken, üç noktaya dikkat çekiyor:
1- Tersanenin bir kuruş borcu yoktu. Bankalardan nakit kredi hiç kullanmadık. Sipariş sahibinin parası ile yat yaptık.
2- Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan geçtiğimiz ay en çok ihracat yapan 2. yat firması olarak bize ödül verdi. Eğer iki ayrı yat firmamızın toplam ihracatı dikkate alınsaydı, birinci olurduk.
3- Avrupa standartlarının üzerinde Pendik ve Gölcük’te yaptığımız tersane yatırımı ile dünya yatçılık sektöründe 16. sıradayız. Parlak bir istikbalimiz var. Sıra geliyor benim sorularıma...
Hayati Kamhi’nin intihar haberini duyduğunuzda aklınızdan neler geçti?
- Şoke oldum, işlerimizle ilgili bir problemi yoktu. Yogi’nin batması elbette bize sıkıntı yaşattı ama ortada bizi sorumluluk altına sokacak ciddi bir risk yoktu. Başka bir problemi olsa onu da bilirdim. Zira çocukluktan beri arkadaşım. Ailesini iyi tanırım. Bu gibi hadiseleri anlamak çok zor.
Kamhi ile en son ne zaman görüştünüz?
- Cuma günü telefonda konuştuk.
Size sıkıntılarından söz etti mi? Konuşmasında bugüne ışık tutacak bir ima hissettiniz mi?
- Bana “Ne haber” dedi, ben de yeni aldığımız 76 metrelik yat siparişinin müjdesini verdim. 60 metrelik bir başka sipariş almak üzere olduğumuzu söyledim. Pazarlık aşamasında olduğumuzdan bahsettim, “Aaa çok iyi” diyerek memnuniyetini ifade etti. Zaten şu anda tersanede biri bitmek üzere, diğeri de yapılmakta olan iki yat imalatımız sürüyor. Sipariş sorunumuz da yok. Küresel ekonomik kriz öncesi tersanede aynı anda 7-8 gemi yaptığımız olurdu, yenisi artık zor geliyor. Ama borcumuz yok ki, dert edelim...
Yogi’nin batmasından sonra sizinle neler paylaştı?
- Daha 15-20 gün evvel kendisi bana ‘Sipariş gelmese bile ben finanse ederim, sen merak etme” diyordu. Anlayamıyorum, intihar etmeyi düşünen bir kimse sabah kahvaltısını edip ilacını alır mı?
Ne ilacı kullanıyordu, belirli bir rahatsızlığı var mıydı?
- Benim gibi beli ağrıyordu, o kadar. Anksiyete, huzursuzluk belirtisi gösterirdi. Ne ilaç kullandığını bilmiyorum.
Eşi ya da ailesiyle ilgili bir sorunu olabilir mi?
- Eşi Camilla ile severek evlendi, mutlulardı. İki kızı da yurtdışında, yetişkin insanlar. Bir kızı evli, torunları var. Küçük kızı 11 yaşında, evde onunla beraberler.
Yogi’yi kime ve kaça sattınız?
- Fransa’da ünlü bir işadamı, Stephane Courbit’e satış yaptık. (Satış; dijital medya, online talih oyunları, enerji ve turizm alanlarında yatırımları olan Fransa’nın 57’nci zengini olan işadamının LOV NB 49 şirketine yapıldı.) İmzalanan kontratta, geminin bedeli 27 milyon Euro yazıyordu ama sonradan eklemelerle bu rakam yukarı çıktı. 12 ay önce teslim ettik. Gemi kontratlarına göre garanti kapsamında bir yıl bitmeden bakım için gelmesi gerekiyordu. Şubatta geldi. Boyasını yeniledik.
Teknik bir sorun dile getirildi mi?
- Gemiyi tüm testlerden geçirdikten sonra teslim ederiz. Kendilerinden teşekkür mektubu aldık. Gemi, yurtdışı yatçılık dergilerine kapak oldu. 11 aydır Akdeniz’de tur yapan bir gemiydi.
Courbit sigorta parasını sizin ödemenizi istedi mi?
- İster, bunda bir şey yok; 40-50 milyon Euro istiyor, rasyonel değil. Ama dava açmadı, resmi bir talep değil.
Geminin sigorta şirketi Axa, size dönüp “Ödeyin” diyor mu?
- Diyemez çünkü delil ortada yok; delil denizin 500 metre altında. Israrlı talebimiz üzerine Courbit’in avukatlarının da içinde olduğu 16 kişilik bir ekiple Paris’te toplantı yaptık. Hayati Bey ve bizim ekip ile birlikte Fransız hükümetinden yetkililerin de katıldığı bir toplantıydı. Gemi personelinin tümü Fransız. Kaptan toplantıda olayı anlattı, soruları yanıtladı. Tekneyi suçlayan tek ifade vermediler. Sigorta şirketi de gözlemci olarak katılmıştı. O toplantıdan sonra Türkiye’ye gelmeye gerek bile duymadılar, tatmin oldular. Kazayla ilgili soru işaretlerine dikkat çektik. AIS (açık olması zorunlu olan yön bildiren cihaz) sistemi neden Çanakkale’den çıktıktan sonra kapatılmış? Mehmetçik Feneri’nden çıkıp, kaza noktasına varıncaya kadar geçen süre hesaplandığında teknenin 15 mil hız yaptığı anlaşılıyor. Zaten teknenin maksimum hız limiti 16 mil. Hava şartları sert. Biz ekibe “Bugün çıkmayın, fırtına var” dedik. Atatürk Havalimanı’nda bile o gün 40 uçağın uçuşu iptal olmuştu. Yorgunlardı, gece boyunca gemiyi hazırladılar. Sanki kaptanın acelesi var gibiydi.
Geminin “kara kutusu” olarak tanımlanan bilgisayar ortada yok. Bunu kaptana sordunuz mu?
- Evet, “Denize düştü” diyor. 8 su perdesi var, neden kapakları açamadıklarını soruyoruz, fark etmediklerini söylüyorlar. Hava şartları, 3 metrelik dalgalar, teknik hatalar, hız; bütün terslikler meydana gelmiş.
Geminin Türkiye’den ayrılırken aldığı yakıtta problem olduğu iddiası da ortaya atıldı...
- Bu küçük bir tekne değil. Bu büyüklükteki yatlarda yakıtı temizleyerek kullanan santrifüj vardır. Yogi’de yakıt 20 kez santrifüj ediliyor. Komik bir iddia.
Sigorta kusur tespiti yaptı mı?
- Biz de merak ediyoruz; hâlâ hasarı ödemediler. Soruyoruz, söylemiyorlar. Otomobil sigortasında da aynı durum vardır, şoför kusurlu olsa bile ödenir, ancak sürücünün ehliyeti yoksa ya da alkollüyse ödemez. Başka tersanede yoktur, bizim de sigortamız yapıldı. O da Axa...
Geminin batışı ve kaza saati arasında geçen zamanda ne gibi müdahaleler olmuş?
- Teknenin arıza bildirimi saat 00.30 olmasına karşılık, 8 saat sonra battı. Bu 8 saatte yapılması gerekenler yapılmamış. Tüm gemi mürettebatı güvertede kurtarma bekliyor. Filmlerden görülüyor, gemi batana kadar güvertenin ışıkları bile yanıyor.
teminat mektubu problemi ya da sizin açtığınız bir karşı dava var mı?
- Türkiye’de menfi tespit davası açtık, bilirkişi inceleme yaptı. Tamamen personel hatası olduğu konusunda karara varıldı. 511 bin Euro’luk teminat mektubunun iptalini istediler; banka reddetti. Bu da bizim haklı olduğumuzu gösterir.
Karabeyoğlu, sorularıma noktayı şu sözlerle koyuyor: “Borcumuz ‘0’, yaşadığımız ekonomik bir sıkıntı yok. Avrupa’daki ekonomik kriz siparişleri azalttı ama zaten biz yeni 2 sipariş alsak, kapasitemizi dolduruyoruz. Kaldı ki onu da alıyoruz. Siz Fransız firmaya bakın; 140 milyon Euro borcu var...” Ben ise Kamhi’nin 15 yıllık ortağı ve çocukluk arkadaşı Karabeyoğlu’nun yorumu ile bu yazıyı bitirmek istiyorum: “İntihar nedeni, sigorta ya da ekonomik sorun olamaz!” Peki kahvaltı masasından kalkana kadar “ölümcül” bir sorun ile karşı karşıya olduğu izlenimi vermeyen Kamhi’ye, son dakikada kötü bir haber gelmiş olabilir mi? Karabeyoğlu bu soruyu “Tersane ile ilgili bütün bilgiler, kontrat irtibatı olan şirket telefonlarına ya da mailine gelir, bugüne kadar böyle oldu” sözleriyle yanıtlıyor. Peki ne oldu?
İNTİHARA GÖTÜREN PARİS TOPLANTISI
ABD’de yayınlanan Power & Motoryacht Dergisi geçen mayıs sayısında, 39 milyon dolarlık Yogi’nin batmasının ardında pek çok soru işareti bulunduğunu yazdı, kazayı “mega esrar” diye niteledi. “Mega yat Yogi neden battı?” başlıklı yazıda, Fransız bayraklı yatın Fransız mürettebatının yeterli deneyime sahip olmadığı belirtildi. Dergi, yatı sigortalayan Axa Corporate Solutions şirketinin Paris’teki merkezinde yapılan toplantıya da dikkat çekti. Buna göre Yogi’yi üreten Proteksan Turquoise’ın CEO’su Hayati Kamhi davet üzerine toplantıya gittiğinde sürpriz kalabalıkla karşılaştı. Daha önce Atina’da Kamhi’yle görüşmeyen mürettebat ile avukatları, sigorta şirketinin avukatları ve yatın Fransız sahibi Stephane Courbit’nin temsilcileri oradaydı. Onlarca kişinin bulunduğu toplantıda konuşulanların gizli kalacağına dair bir teminat protokolü Kamhi’ye imzalattırıldı. Mehmet Karabeyoğlu, dergiye açıklamasında şöyle dedi: “Şirketimizin temsilcileri kaptan ve mürettebatla ilgili sorular yöneltmek istiyordu. Ama başka çaremiz yoktu, imzaladık.”
‘TAKINTILIYDI’
Hayati Kamhi’nin intiharıyla ilgili çok yönlü soruşturma başlatan polis, özel doktoru ve eşinin de aralarında bulunduğu toplam 8 kişinin ifadesine başvurdu. Doktoru Hayim Babur’un “Takıntılı bir ruh hali vardı” dediği ileri sürüldü. Eşiyle kahvaltı ettikten sonra, Çengelköy’deki evinde giyim odasın da intihar eden Kamhi’nin ölümüyle ilgili Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde polis, çokyönlü araştırma yapıyor. Polis, ünlü işadamının eşi Camilla Kamhi ile özel doktoru Hayim Babur ve villada çalışan 6 görevlinin ifadelerine başvurdu. Özel doktoru Babur’un ifadesinde Kamhi’nin ‘takıntılı’ bir yapısı olduğunu belirterek, “Sorunları kafasına çok takardı. Yogi 17 Şubat’ta Ege’de batmıştı. Belki bunu çok dert etmiş olabilir” dediği ileri sürüldü.
HABERTÜRK