Bakanlık geçtiğimiz günlerde hurda teşviki vereceğini açıkladı ve denizcilik sektörü hareketlendi. Bu konuda müjdeli açıklama TOBB Deniz Ticaret Odaları Konseyi Toplantısında konuşan UDH Bakanı Lütfi Elvan’dan gelmişti. Elvan koster filosunun yenilenmesi için hurda teşviki verileceğini açıklamıştı.
Yine yakın zamanda Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır bir açıklama yapmış ve Koster Yatırım AŞ’nin kurulduğunu duyurmuştu. Devletçe hurda teşviki verilmesi ile ilgili Armatörler Birliği ’de harekete geçti. Birlik yaptığı duyuruda hurda teşviki ile ilgili “Koster Filosu Çalışma Gurubu” oluşturulması için toplantı yapılacağını bildirdi.
Denizhaber.com’a konuşan İSTFİX Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Salih Zeki Çakır, hurda teşviki olarak çıkması planlanan koster teşvikinin, bu yönünden dolayı en çok Aliağa’ya yarayacağını söyledi. İşte Kaptan Çakır’ın söyleşisi:
-Sayın Çakır, KOSDER olarak bir süredir hurda teşviki ile ve yenileme çalışmaları için öz kaynak yaratma çabaları içerisindesiniz. Gelinen noktada yeniden çalışma gurupları oluşturuluyor veriler toplanıyor. Siz bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bu teşvikten en somut istifade edecek olan Aliağa Geri Dönüşüm olarak görülüyor. Sonra gemi inşa sanayi, sonra tersanelerle birlikte gemi yan sanayi, sonra yapılır çalışmaya başlarsa armatörler… Ve tabii bunu finanse eden kurumlar. Bunun dışında diğer meslek gurupları da bu işe yatırım yapmak isteyebilir, gelip bize ortak olabilir. Biz buna da açığız. Öz kaynağı olan KOSDER Yatırım AŞ’ye gelip ortak olabilir.
Armatörler Birliği toplantısında Erol Bey’in sözleri çalışma gurubunu armatörler birliği oluştursun diye anlaşıldı. Şimdi Perşembe günü bir toplantı yapılacak. Ben de katılacağım. Yine orada gündeme getireceğim benim söylediğim şekilde olmasında yarar var. Armatörler başlığı altında yapılırsa sınırlı olur. Armatörler Birliği, Deniz Ticaret Odası, GİSBİR, GESAD, GEMİSANDER ve Bakanlıktan bir yetkili. Bu toplantı bir defa olarak yoğun bir şekilde yapılır, herkes düşüncelerini paylaşır, beklentilerini söyler. Bunlar filtre edilir. Bir yönetici özellik haline getirilir ve Ankara’ya sunulur. Benim görüşüm bu çalışmanın kanun çıkmadan önce yapılması gerekiyordu. Kanun şu anda yazıldı. Plan bütçe komisyonunda bu hafta sıra gelecek. Torba yasanın en sonunda, 27. madde...
Aslında biz birinci elden konuştuk, Sayın Bakan’a ve müsteşara izah ettik. Biz bu projeyi konuştuğumuz günden beri, ilk navlun teşvikini konuştuğumuz zaman da bir çalışma gurubumuz vardı. Navlun teşvikini konuştuk ve gündemden çıkarttık. Çünkü uygulaması sınırlı kalıyordu.
Kosteri yenilemenin ihtiyacında hurda teşvikinin bir opsiyon olarak alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sayı sınırlı... Tabii elinde hurda yaşında gemi olan bir şekilde gemisini çalıştırıyor ise bununla piyasa borçlarını çeviriyordur. Gemisini hurdaya verdiğinde borçlarını ödeyecek ve muhtemelen elinde para kalmayacak. Projenin yapılabilmesi için bizim şartımız şuydu; Uzun süreli bir kriz yaşadığımız için sektörde öz kaynak sıkıntısı var. Bu nedenle düşük öz kaynak, yine mevcut navlun gelirleri geri ödemeleri kısa zamanda karşılamayacağı için, uzun süreli bir geri ödeme planı olmalı. İlk proje başladığında Hollandalılar ile görüştüğümüzde 2 sene geri ödemesiz toplam 14 yıl vadeli olarak anlaşmıştık. O zaman navlunlar daha da kötüydü, 14 yılda proje kendini ödüyordu. Şimdiki zamanda navlunlar biraz daha çıktı, yaşlı gemiler piyasadan çekildi ve biraz daha iyileşme oldu. Şimdi 12 yıl olarak öngörüyoruz. Hesaplarımızı, fizibiliteyi 12 yıl geri ödeme şeklinde yaptık. Projenin bir diğer şartı da süre uzun olduğu için finansal maliyetinde düşük olması. O düşük onu da yüzde üç olarak Hollandalıya konuşmuştuk.
-Peki şimdi yeni anlaşmalar mı olacak yoksa eski konuşmalar mı dikkate alınacak?
-İşte sonuç alamadık, Türk bankasının devreye girmesi gerekti. Türk bankası devreye girince bizim mevcut BBDK mevzuatına göre çok uzun süreli finansman yapılamıyor. Maliyette de özel bir teşvik yoksa eğer paranın maliyetinde de faizinde de belli oranın altına düşmüyorlar. Bu sebeple proje akamete uğradı. Onun için aslında teşvik edilmesi gereken hurdadan ziyade düşük öz kaynaklı, uzun vadeli, maliyeti düşük bir finansman modelidir.
- Bu finansman modeli de yeni kosterlerin yapılması için mi olacak?
-Evet. O arada yeni kosterler yapılınca, bu işin tabiatında var, eskiler hurdaya gidiyor. Kriz sonrası, İsviçre’de biz paylaştık bunu iki yüzün üzerinde küçük tonajlı gemi hurdaya çıktı. Gerçi 2008 sonrası iki yüzün üzerinde gemi bu bölge tonajında sadece Türklerden değil yani. Son bir yıldır da alandaki geri dönüşümcü arkadaşların işsizlikten canları sıkılıyor çünkü artık hurdaya gidecek gemi bulamıyorlar. Hurdaya veren verdi, navlunlar biraz iyileşince geride kalanlar bir şekilde hayatiyetini devam ettiriyor. Bunun için hurda bu işi tam çözmüyor, bir de Türk bayraklı olarak da teşvik çıkınca bu daha da sınırlıyor çünkü hurda yaşında olan gemiler, Türk bayrağı beyaz bayrakta olduğu için orda kalamıyor, kolay bayrak ve kolay klasa geçiyor. Yani sahibi Türk olsa da gene hurda yaşında olan gemilerin yüzde sekseni yabancı bayrakta şu an. Ama bu durum tebliğle düzenlenebilir, buna bir çare bulunabilir, bulunabileceğini düşünüyorum. Fakat neticede, toplamda sadece hurdaya bakınca, hurdaya verince, elinde çok fazla öz kaynak oluşmayacaktır.
- Anladığım kadarıyla hurdaya verilen teşvik öz kaynağa pek etki etmiyor…
-Etmiyor. Yani çok faydası olmayacaktır. Onun için bu teşvikten beklenen sonuç çıkmayacaktır.
-KOSDER birçok çalışma yaptı; ne kadar hurdaya gidecek gemi var ne kadar gitmeyecek. Bunula ilgili tüm rakamlar elinizde var. Bu rakamlar şu andaki çalışmalara belli bir altyapı oluşturuyor mu? Yoksa armatörler yeniden sıfırdan mı başlayacak? Siz bu çalışmaları ortaya koyup bunu üstünden devam etmeyecek misiniz?
-Tabi yine biz vereceğiz elimizdeki mevcut rakamları. Zaten şu anda da bizim paylaştığımız bilgiler kullanılıyor kamuda. O zamanda söyledim Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.
- Ne dersiniz, belki keşfederler!
Yok. Bu kadar zamanda olmaz. Vurgu yapıyorum, bu sene başladı başladı, başlamazsa maliyetler yükselmeye başlayınca çok da fayda vermez. Bunlar İSTFİX’in oluşturduğu veriler. İşte 2013 verileri var elimizde, daha doğrusu 2013’ün ortası itibariyle olan veriler, 2014’ü de revize edip paylaşacağız. Şunu göremiyoruz ama bu teşvikten neticede birebir insanların tercihine kalacak bu, hurdaya verir vermez. İlla hurdaya vereceksin diye bir zorunluk yok. Kanunda şöyle dense: “Otuz yaşının üstünde gemiler hurdadır, biz limanlara kabul etmiyoruz”. Bu makul değil de ticariye aykırı sonuçta ama oradan bir sonuç çıkarırız. Deriz ki :”Otuz yaşın üstünde otuz gemi var. Dolayısıyla piyasadan otuz gemi çekilecek.” Yasada belirtilmediği için bu teşvik gönüllük esasiyeti üzerine kurulu. Şimdi baktığınızda; adamın kontratı var, işi var, ayda belli bir beş on bin kazanıyordur ailesini geçindiriyordur, hurdaya verirse elinde kalacak parayla yine kendini geçindirecek bir sistem. Yine bu da bir süreçtir esasında; inşa edilecek, para kazanılacak. Ancak nedir, gerçekten sağda solda yatmış kalmış, çalışacak durumda olmayan, tamir zamanı gelmiş, bütün sertifikaları bitmiş sınırlı sayıda bir kısım gemiler bundan istifade edebilir.
-Ama o zaman da teşvikin çok kapsamlı olmadığı görülüyor...
-Olmayacak maalesef. Ben o gün de onu sundum yani maksat hâsıl olmayabilir. Bu yüzden bu meseleyi gittim Ankara’da görüştüm. Salı günü ve Perşembe günü Meclise gittim ilgililerle görüştüm. Bunları anlattım ama arkadaşların gerekçeleri şöyle; hurda teşviklerinin devlette karşılığı var yani taşıtta, balıkçı teknelerinde karşılığı var. Örneği var. Hazine yetkililerine bu teşviki ancak bu şekilde kabul ettirebildik deyince, biz de daha çok eldeki bir kuş hesabıyla “bari bu olsun” dedik. En azından denizciliği teşvik gündeme gelsin. Sonra zaten uygulamada eksiklikleri görecekler ve yahut da çok da beklenildiği gibi olmadığını görünce, bunu muhtemelen anlayacaklardır. Ondan sonra bir üst düzeye geçeriz teşviki genişletiriz diye düşünüyorum. Çünkü şu anda bu şekilde işe yaramıyor ve bunu göz ardı etmek doğru olmaz. Malum seçim sürecine giriliyor ve bu olmazsa yeni hükümet değişebilir tekrar yeni gelen ekipler değişebilir bütün bunlar ihtimaldir Türkiye’de. Bütün bu süreçleri aşmak ciddi bir zaman kaybettirecektir, o yüzden bu şekilde devam etsin. Bunun bu hafta plan ve bütçe komisyonunda görüşülmesini bekliyoruz.
- Sizce Komisyonda herhangi bir müdahale olur mu?
-Yani ilave genişletmek için bizim önerge şeklinde tekliflerimiz oldu.
-Sizin Türk sahipli yabancı bayraktaki gemilerin teşvik kapsamına alınması ile ilgili bir teklifiniz oldu mu?
-Yabancı bayraklar da hurdaya katılsın diye, daha hemen değil de, diyelim; çalıştırsın gemiyi, hurdaya vereceğim diye de beyan versin. Sonra da gemi teslimi ve inşası yapılırken son ayında ödemeyi yapsın. Getirip koysun öz kaynağa katkıda bulunsun. O arada da biraz daha geçinsin, piyasa borçlarını ödesin, elinde bir değer ortaya çıksın. Bu tip iyileştirmeler olabilir. Tabi hurda teşvikinin dışına maalesef bunu çıkartamadık. Bizim istediğimiz düşük öz kaynaklı, yani böyle bir proje finansmanının teşvik edilmesi yönündeydi.
- DTO Toplantısında Başkan Metin Kalkavan kanun çıksın ayrıntıları sonra konuşuruz mu demek istedi?
-Önce düzenleme sonra tebliğ çıkacak. Tebliğ de mümkün olduğu kadar o da bizim için önemli. Tebliğ de nedir? Yabancı bayrak katılabilir, süreler katılabilir, tabi daha burada hangi bankanın finanse edeceği ve ne süreyle finanse edeceği. Zaten orda da bir iyileşme olmazsa ki kanunda yok bu, bir tebliğle düzenlenirse, bu banka devlet bankası olur, kalkınma bankası ideal, bir proje finansmanına dönüştürüp bu uzun vadeyi sağlayabilecektir. Uzun vadeye sağlamazsa zaten üyeler çok ilgili değiller. Yani şu anda kimse kendini sıkıntıya sokacak bir yatırıma girmez, ödeyemeyeceği bir şeye ne diye girsin? İdare de belli bir öz kaynak koyacak ve gemi çalışıp kendini ödeyecek, dönem sonunda ise elinde bir değer kalacak. Onun üzerine herkes hesabını yapacak.
- Peki, tonajda üst sınır, bunlar hep yönetmelikte mi?
-Onlar tebliğle belirlenecek idare tarafından. Zaten fiziken ve ekonomik olarak da ölçek ekonomisine göre Türk tersanelerinde inşa edileceği için, burada çok büyük tonajlı gemi yapmanın ekonomisi yok. Pahalı oluyor onun yerine Çin’de çok daha ucuza inşa edilebilir. Türkiye’de daha çok küçük tonajın imali, yine Çin’le karşılaştırıldığında pahalı oluyor ama burada yaptırılması teşvikin hatırına olabilir, mümkün olabilir. Yoksa kimse burada on beş yirmi bin tonluk gemiyi bu aşamadan sonra Türkiye’de yaptırmaz. Her ne kadar ucu açık olsa bile tercih edileceğini düşünmüyorum. Kaldı ki bizim esas amacımız da şu yaptırabilen varsa yaptırsın büyüğü de küçüğü de. Sektörün buna ihtiyacı var.
-Tonaja bir üst sınır koymaya gerek yok o zaman. Kendiliğinden piyasa oluşturulur.
Tabi. Zaten hesabı tutmayan işe kimse girmez bundan sonra. Her halükarda hesap tutulması lazım, işin fizibilitesinin, olabilirliğinin, yapılabilirliğin sağlanması gerekiyor. Çünkü herkes bu fizibiliteyi yapacaktır. Bu işte fizibilite şart, olmazsa olmaz.
-Hurda teşviki zaten pek ciddiye alınmıyordu fakat birden herkes bu işin ucundan tuttu. Bu nasıl oldu?
-Şundan dolayı oldu; biz uzun süre kamuoyu oluşturduk ve herkes bir noktada birleşti. Sağ olsun Bakan Bey de bürokrasi de inandı. Daha öncekiler de inanıyordu ama biz orada Hollandalılarla vakit kaybettik ve daha sonrasındaki arayışlarda da yine seçimler girdi devreye şudur budur derken bugüne geldik. Yoksa önceki Bakan Bey zamanında da çok yoğun mesai harcandı bu işe. Kaç defa Hollanda’ya ve yurt dışında, yurtiçinde gittik. Toplantılar yapıldı sayısız defa. Çok masraf yapıldı. Bu projenin olması gerektiğine hemen herkes inandı. Bir hazine tarafında bir tereddütler vardı. O da ancak bu hurda teşvikiyle inanılır hale geldi çünkü devletin ezberinde hurda teşviki var.
-Bu toplantılar nerede yapılacak. KOSDER’de mi , Armatörler Birliğinde mi, Deniz Ticaret Odası şemsiyesi altında mı?
-Çalışma adı da olsa, tabi kurumsal bir muhatap olarak KOSDER daha uygun ve zaten bu maksatla da kuruldu. Doğrusu bu ama ben KOSDER’le sınırlamak da sektöre ve diğer üyelere de haksızlık olur diye düşünüyorum. Genişletilebilir. Ben onun önü açık diyorum. Biz yapılan çalışmalara da katkıda bulunuruz. Çünkü eninde sonunda bizim yaptığımız çalışmalardan hareket edilecektir. Kimse yeni bir şey yapamaz. Ama böyle bir şey talep olduğu için onda da bulunuruz. En nihai şekilde bakanlığında içinde olacağı çalışma gurubu bu işin muhatabı olacak. İsimler belli olacak, kurumlar belli olacak, onların temsilcileri belli olacak, onların oluşturduğu inisiyatif muhatap olacak. Bu KOSDER, Armatörler Birliği, DTO, GİSBİR, GESAD, geri dönüşümcüler ve Bakanlık. Bu çalışma gurubu muhatap olacak ondan sonra Deniz Ticaret Odasında toplanır. KOSDER’ toplanır sırayla dönüşümlü olarak olabilir. Çok fazla da toplantı yapılacak bir konu değil bu.
-Böyle çok dağılmış olmaz mı?
-Çok uzatılacak ta bir şey değil çünkü belli ihtiyaç belli bunlar. Yani bu gün başlasak dediğiniz doğru biz yıllardır çalışıyoruz bu iş için. Bir toplantıda zaten şekillenecek. Çerçevesi aşağıya yukarı belli... Onun için bir yönetici özeti çıkacak onun akabinde biz taraflarla paylaşacağız.
-Peki, onu kim paylaşacak, KOSDER mi?
-Çalışma grubu. İşte, bu Perşembe günü netleştireceğiz. Benim görüşüm bütün oluşan çalışma gurubundan çıkan sonuçları Deniz Ticaret Odası Ankara’ya taşır. İdeali de bu. Tamam, KOSDER var ama dediğim gibi; diğer üyeler de var. Neticede kurumsal muhatap Deniz Ticaret Odasıdır. Biz sadece bir grubuz. Devletin işleyişine Odanın olmasında fayda var. Daha etkili olur ve daha iyi takip edilir. Biz zaten elimizden geleni yapıyoruz dernek olarak.
-KOSDER bu işin içinde yani? KOSDER’in rolünü çalmak isteyen yok…
-Yok. Zannetmiyorum. Maksat sonuç almak geldiğimiz noktada, keşke bu çalışma grubu benim önerdiğim gibi zamanında oluşturabilseydi. Kanun hazırlanamadan bu grup iyice çalıştırılsaydı zaman kaybetmemiş olurduk.
- Sizce niye oluşturulamadı peki?
-Başka alternatifi yokmuş gibi kaldı. Hurda teşvikinin dışında başka teşvik olmaz düşüncesiyle
- Hurda teşviki de zaten az olacak çünkü teşvikten yararlanacak gemi sayısı az diye düşünülüp önemsenmedi mi yoksa?
-Öyle düşünüldüğünü zannetmiyorum ama benim anladığım şu; hurda teşvikinin üzerine herhangi başka bir teşvikin olabileceğini öngörmediler. Yani hazine tarafı, zannediyorum, başka bir teşvik modeline kapalı olduğu için. Ama esasında onun önünün açılması lazım. Bundan sonraki aşamada belki de onu yapmak lazım. Asıl önemli olan o. Bu şekilde çerçeve çok sınırlı kalacak. Bir faydası da şu olacak belki bu teşvikte, artık münferit olarak armatörlerin, (zaten biz bunu eleştirdik, kaynak israfı olduğunu vurgu yaptık) münferit olarak da bu yatırımlar yapılmaması lazım. Bundan sonra da işbirliği içinde ortak ir şirket üzerinden bu yatırımların yapılmasında fayda var.
- Nasıl ortak şirket?
-İşte bizim kurduğumuz Koster Denizcilik AŞ üzerinden insanlar gidip iş yapacak. Nitekim herkesin yeterince öz kaynağı yok. Küçük sermaye Koster’e hissedar olacak geminin sahibi değil de şirketin hissedarı olacak.
Olacak var olmayacak var tabi. Biz belli sayıda üye bu konuda karar aldık zaten. Sayı da artacaktır zaten yapılan çalışma görüldükçe bunu faydasına inandıkça insanlar bir yerde toplanacak. Artık denizcilik böyle münferit bir iki gemiyle yapılıp sürdürülebilir bir yapı olmaktan çıktı. Krizler buna fırsat vermiyor. Kaldı ki firmalar zaman içinde zaten sıkıntı yaşıyor daha da sıkıntılar artacaktır.
-Yine gündemdeki Koster Filosu Yenileme projesi kapsamında atıl halde bekletilen Pendik Motor Fabrikası ve TÜLOMSAŞ’tan yerli motor üretimini destekliyor musunuz? Pendik Motor Fabrikası özelleşirse işletmesine talip olur musunuz?
-Bütün uğraşımız gemi inşada gemi yan sanayinin yerlilik payının en üst oranda kullanılması yönündedir. Türk gemi inşa sanayiin sürdürülebilmesi için bir rekabet anlaşışını ortaya koyulabilmesi için kaliteli yan sanayinin bir ölçek ekonomisi oluşturarak yeni inşalarda kullanılması ile mümkündür. Dışa bağımlılık ile rekabet şansımızı azaltmış oluyoruz.
Seri üretim mantığı ile imalatı yapabilecek bir ana makine üretimi bu işe ve rekabet anlayışına sağlayacağı en önemli kalemdir. Bu anlamda Pendik Motor Fabrikasını Türk denizciliğine ve ülke ekonomisine tekrar kazandırılması çok önemlidir. Bunun için denizciliğimizin tüm paydaşları bir araya gelerek Pendik Motor Fabrikasının yeniden canlandırması gerekmektedir.
Biz KOSDER olarak kurulacak bir ortak girişime katılmayı sorumluluk anlayışımızın bir gereği olarak görmekteyiz. Sektörümüzün bunu başaracak insan kaynağına sahip olduğuna inanıyorum. Hükümetimizin desteği ile bir an önce gerekli adımların atılmasında büyük fayda görüyorum. Ayrıca Tülomsaş’ın imalatını yapmış olduğu makine ile alakalı gerekli bilgilendirmenin yapılarak ve projemize uygunluğuna inandığımızda yerli bir makineyi kullanmak ile bütün üyelerimizin memnun olacağını düşünmekteyiz.
-Başka eklemek istediğiniz var mı?
-Benim görüşüm, sektörün bundan sonra artık geçmiş tecrübelerden ders çıkararak birlikte iş geliştirmeyi birlikte oluşumlara girmeyi tercih etmesi gerekiyor.
-Denizcilerin yapısı buna uygun mu?
-İşte bu faturalar ödendikçe uygun hale geliyor. Yani artık nesiler gençleşiyor ikinci üçüncü nesillere geldi firmalar. Gençler bu işe olumlu bakacaktır. Bu değilse bunu yapabilen orta ve uzun vadede kazançlı çıkacaktır. Bu şekilde birlikte güç birliğine gitmeyenler ortadan kalkacaktır. Piyasa buna izin vermeyecektir. Kaynak israfı en azından uğraştığına da değmeyecektir ayakta kalınır ama harcanan emek, para, insan kaynakları heba oluyor karşılığı alınamıyor. Bunlar bir yerde birleştirilebilse, çünkü her firmaya yetecek kadar kaliteli insan kaynağımız maalesef yok. Yani iyi işletmeciler yok. Piyasada her isteyen firma, iki üç gemi, kaliteli bir işletme ekibi kuracak kadar yetişmiş insan yok. O anlamda insan kaynağı da heba oluyor. Bir de sermaye olarak düşünürsek eğer zaten bankacılık sektörünün denizciliğe özellikle Türk bankaların bakışı belli. Münferit küçük firmalara zaten müspet bakılmıyor. Gurup halinde birlikte hareket eden firmaların oluşturduğu sinerji ve ekonomi, hem bankacılar açısından da albenisi fazla olacaktır, hem de bu tip firmalara hizmet satan açısından da, yani on beş, yirmi, otuz, kırk elli armatörün oluşturduğu bir oluşum algısıyla bir iki gemilik zayıf bir işletme kadrosunun döndürmeye çalıştığı pervaneye algı çok farklı olacaktır her anlamda, ekonominin gereği de bu.
- Birlikten kuvvet doğar diyorsunuz o zaman…
-Yalnız taş duvar olmaz derler Anadolu’da
- Perşembe günün bekliyorsunuz şu an?
-Perşembe günü yine bir değerlendirme yapacağız. Bu çalışma grubunun da belli sayıda olması lazım. Toplantı Deniz Ticaret Odasında olabilir, GİSBİR’de olabilir, KOSDER’de olabilir ama görüşler toplanıp DTO üzerinden Ankara’ya gidecek. Gitmelidir.