“KÖ”, “KS” ve Kaybolmaması Gereken Yolculuk Evreni

• Artık gezegenimizin gezi/yolculuk tarihiyle endüstrisinde bir “KÖ (Koronavirüsten Önce)” ve bir de “KS (Koronavirüsten Sonra)” diye tanımlanacak farklı mı farklı, koskoca bir kilometre taşının sınırına eriştik. Bundan sonrasında ister iş ister tatil amaçlı olsun, seyahatlerimizin niteliğinin sonsuza dek değişeceği kesin! Yolculuklara ilişkin problemlerimizin en ön sıralarına, böylesi bir duruma ne tür bir süratle nasıl uyum sağlayabileceğimiz soruları gelip kurulmuş elbette.                                                            

• Artık havayolu ve kruvaziyer sektörleri başta olmak üzere bütün yolcu taşımacılığı ile konaklama sektörlerinin ani ve hacimli krizler karşısında ne denli kırılganlık barındırdıklarını bir daha asla unutmayacak biçimde öğrendik. Ürkütücü COVID-19 pandemisi daha önceki benzer sağlık sorunları ve 11 Eylül 2001 terör saldırıları ile 2007-2008 finansal kriziyle karşılaştırıldığında, yıkıcı etkisi kıyas bile kabul etmeyecek düzeyde bir sorun ve ilgili sorunu aşamamak gibi bir lüksümüzde yok!

• Artık bundan böyle daha bilinçli, daha temizlik kurallarına uyucu, daha az sayıda seyahatlere çıkacağız gibi görünüyor. Büyük olasılıkla yolcuklarımız daha kısa süreli fakat gittiğimiz yerlerdeki konaklamalarımız daha uzun süreli olacak. Gelecek günlerde, haftalarda, aylarda ve yıllarda yurt dışı değil de, sanki yurt içi gezilere daha ağırlık vereceğiz belirsiz bir süre. Evet, uçaklar-gemiler-trenler-otobüsler gitgide yeniden sık seferlere çıkacak, yeni yeni otellerle tatil köyleri ve restoranlarla kafeler boy göstecek. Yine de, seyahat sektörünün azim ve dayanıklılık geçmişi, yolculuklarımızı giderek daha farklı yapacak olmamız gerçekliğini değiştirebilmemize ne yazık ki yardım edemeyecek!                                                                                                              

• Artık biriken seyahat millerimizin yanacak olmasına üzülmekten çok, niye çevremizdeki seçkin doğa harikalarıyla mimari örneklerine şimdiye kadar daha dikkatli bakmadığımıza ve niçin Doğa Ana’nın dengesini korumaya yeterince özen göstermediğimize yanacağız. Göze görünmeyen dişli bir virüs bizlere sırf seyahat etmiş olmak için yolculuklara çıkmanın anlamsızlığını hatta gereksizliğini gösterdi. Yavaşlayacak gezi tempomuzla daha çevre dostu bir yaşama biçimini sahiplenme arzumuz artacak kuşkusuz.

• Artık senelerdir savsakladığımız iklim değişikliğinin küresel ısınma bileşeninde şaşırtıcı düzelmeler saptamaya başladık deneyimlediğimiz bu pandemi sürecinde. Dünyamızın değerli oksijen kaynağı okyanuslarımız gibi soluduğumuz hava da yavaş yavaş daha temiz bir hal aldı. Başta yunus dostlarımız olmak üzere çok sayıda su canlısının yakınlarımızda çekinmeden dolaşmasına tanıklık ediyoruz. Belki de okyanuslarımızı korumak adına 1400 misafiri konuk eden kruvaziyerlerin yerini 400 misafiri kabul edenler alacak bir süre sonra gezegenimiz denizlerinde.

• Artık ülkeler arasındaki yolculuklarda modern jet uçaklarını, ülke içi seyahatlerde ise daha çevreci YHT servislerini sıkça kullanmaya yöneleceğiz. Tıpkı yük lojistiği gibi yolcu lojistiğinin takviyesiyle de, karayollarındaki yoğun trafiği demiryollarına kaydırmanın kalıcı savunuculuğunu yapacağız nihayet. "Zararın neresinden dönülse kârdır” özlü sözünü içimizden çok daha sık yineleyecğiz inanç ve umudun derin desteğiyle.

• Artık COVID-19 pandemisi sırasındaki karantina günlerimizle gecelerimizde evlerimizin görece büyük alanlarında önce internet sonra da televizyon aracılığıyla büyük dış mekânların ziyaret edilebileceğini anımsadık ki, bu özel deneyim bize varlıklarını unuttuğumuz çoğu benzersiz yolculuk temalı filmi tekrardan gözden geçirme şansını tanıdı. Yine hatırımızdan çıkıp gitmiş, seyahatler izleğindeki kimi eşsiz kitabı da uzun bir arayı takiben inceleme fırsatını bulduk.                                                                                                                          

• Artık destansı seyahatlerimize geri dönebilmek adına daha esnek yol haritalarıyla yollara düşmemiz gerektiğini anladık. Üstelik haritalar kaybolabileceğinden ve/veya onulmaz şekilde hasar görebileceğinden ötürü de, yolcuklarımıza detaylı B hatta C planları kotarmadan çıkmamamız gerektiğini iyicene kavradık. Öte yandan, bellisizliği bol bir gelecek karşısında bugünü hiç kullanılmamış bir bakış açısıyla kucaklayıp, yeni yolculuk normalimize kavuşmak için daha kararlı adımlar atmayı da benimsedik.

• Artık hayatlarımızda aşırı iyimserlik yerine ılımlı bir olumluluğu yeğleyeceğiz. COVID-19 sağlık krizi sayesinde gezegenimizin hayli yıpranmış ve yaşlanmış olduğunu bir hayli geç ayrımsadık ve yaşlanmayı yavaşlatıcı “anti-aging” uygulamalarının kayda değer bir miktarını yaşlanan bedenlerimizin yanı sıra yaşlanan yuvamız yeryüzüne de uygulama becerisini gösteremedik ve bu bencillik yüklü eylemimizin olumsuz sonuçlarını hep birlikte göğüslemek zorundayız.

• Artık dünya ülkeleri göz ardı etmemeleri gereken işlek ve işkilli bir yol ayrımına ulaşmış durumdalar şu anda! Süregelen COVID-19 tehdidine rağmen, başta sivil havacılık ve konaklama sektörleri olmak üzere tüm gezi endüstrisini var güçleriyle destekleyip, yolculuk yasaklarını, sınır kapamalarını, karantina önlemlerini bilim insanlarının işbirliğiyle modifiye ederek âdeta can çekişen söz konusu endüstriyi yeniden canlandırmak niyetindeler mi yoksa değiller mi? Çözümsüzlüğün ağır parfümünden arındırılması gereken asıl mesele de bu galiba.

Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.