“Dünya ekonomisinin âdeta fabrikası” konumundaki Çin Halk Cumhuriyeti’nin Hubei eyaletinin başkenti olan Vuhan/Wuhan’da geçtiğimiz Aralık ayının bitiminde başlayıp, içinde bulunduğumuz Ocak ayının ortasında aniden şiddetlenerek hızla hem ülke hem de gezegen geneline yayılan öldürücü bir virüs yarattığı haklı panik tablosuyla, dünya borsalarındaki kalburüstü kruvaziyer şirketlerinin hisselerini en az %5 düşürürken, çoğu kuruluşun da sefer planlarının bir bölümünü alt üst etti. Aslında borsalardaki bu beklenmedik düşüşün temel tetikleyicisi, Akdeniz’de 751’i Çinli, 30’u Türk toplam 6000 yolcusu ve 1000 kişilik mürettebatıyla seyir halindeki “Carnival Corporation”a bağlı “Costa Cruises”a ait 185010 grostonluk “Costa Smeralda” gemisindeki Çin vatandaşı bir çiftte yüksek ateş ve grip benzeri belirtilerin görülmesi üzerine görkemli kruvaziyerin 30 Ocak 2020 Perşembe sabahı Roma yakınlarındaki Civitavecchia limanına demirlemesi ve geminin bir tür karantinaya tabi tutulmasıydı diyebiliriz. Gemiden tıbbi ekiplerce alınarak civardaki bir hastaneye götürülen Çinli çiftte yapılan gerekli tetkikler sonucu meşum virüsün varlığı “negatif” çıksa da, İtalyan otoriteler “Costa Smeralda”nın ancak 31 Ocak Cuma günü yoluna devam etmesini kararlaştırdılar.
Öte yandan, yine 30 Ocak günü merkezi Cenevre’deki Dünya Sağlık Örgütü [DSÖ/WHO] ilgili virüs nedeniyle “uluslararası acil durum” ilanına karar verdiğini duyurunca, problemin ne denli tehlikeli bir boyuta ulaşmış olduğuna dair artık akıllarda en ufak bir şüphe de kalmadı. Zaten kimi ülkeler arasındaki birtakım yöresel ciddi gerginlikler ve denizlerdeki korsanlık/haydutluk eylemleriyle son aylarda bazı sarsıntılar deneyimleyen küresel ticari denizciliğin gündemine patlayan koca mayın misali oturuveren bu azılı virüse bilim/tıp insanları “2019-nCoV” ismini koydular. Sanki bir tür kod adını andıran bu özel isimli özel virüsün hiç ama hiç şakası yok! Aslında kendisi, tıpkı Kasım 2002 ve Temmuz 2003 arasında yine Çin’in farklı bir bölgesinde patlak veren ve İngilizce kısaltması “SARS” olarak dünya tıp tarihine geçen ağır bir alt solunum yolu enfeksiyon hastalığının etkeni virüs gibi, “Koronavirüs (Coronavirus)” diye bilinen zalim ve ölümcül bir meşhur mikroorganizma ailesinin doğallıkla çıplak gözle görülemeyen çok tehlikeli bir üyesi. “SARS”ın nedeni olan koronavirüs o vakit 17 ülkede 800’e yakın dünya vatandaşının ölümüne yol açmasına rağmen, kruvaziyer âlemi henüz bugünkü kadar devasa ve kazançlı bir endüstriye dönüşmediğinden, gemicilik ve turizm şirketlerini kara kara düşündürecek düzeyde etkilememişti.
Yeryüzünde 2004 senesinden sonra bir daha “SARS” etkeni koronavirüse rastlanılmadı ki bu işin sevindirici yönü. Ancak uzun bir zaman dilimini takiben ortaya çıkan bu yeni koronavirüs “2019-nCoV”nin daha öncekini hiç aratmayacak şekilde süratle basit bir soğuk algınlığı (nezle) tablosundan hayli şiddetli bir pnömoni (zatürre)ye dönüştüğü ve vücutlarına sinsice girip yerleştiği insanları solunum yetmezliğinden kısa sürede öldürdüğü anlaşılmış durumda ki, işte bu da konunun üzücü yönü. Bugün için ne koruyucu ne de tedavi edici nitelikte aşısı ve/veya ilacı mevcut olan bu alt solunum yolu hastalığına bir defa yakalandıktan sonra hayatta kalma şansı ne acıdır ki öyle pek umutlandırıcı oranlarda değil! Yaman virüs daha şimdiden Çin dışında 15 ülkeye daha saldırdı ve sadece Çin’de 2 ay dolmadan 180’den fazla insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Konunun tıbbi yönünün detaylarını uzman hekimlere bırakmadan önce bu yeni koronavirüse bağışıklık (immün) sistemi yenik düşenlerde sıklıkla şu belirtilerin/yakınmaların görüldüğünü sıralayarak bu haftaki köşe yazımın denizyoluna ait olan bölümüne geçiş yapmak istiyorum: “38°C ve daha yüksek değerde ateş, şiddetli baş ağrısı, üşüme hissi ve titreme, yoğun halsizlik, inatçı karakterde kuru/balgamsız öksürük, göğüste ağrı ve nefes alıp vermekte güçlük”.
Başta sağlık sorunlarınınkilerin yaratacakları olmak üzere, kökenden bağımsız hiçbir skandala göz yumamayacak denli disiplinli ve prestijli dünya kruvaziyer sektörünün Çin’de yeni ve tehlikeli bir koronavirüs salgını haberi ortaya çıktığından beri rahatının kaçtığı yorumunda bulunmak hiç de yanlış sayılmaz. Hele de salgın, Vuhan gibi deniz kıyısında bulunmayan bir şehirden tahminlerin üzerinde bir hızla Çin’in başta Şanghay olmak üzere, Guangzhou, Shenzhen ve Tianjin gibi liman kentlerine yayılmışken. O nedenle, sektörün en önde gelen kruvaziyer şirketleri, söz konusu yeni koronavirüsün potansiyel yayılımını azaltma çabaları çerçevesinde epey önceden planladıkları Şanghay limanı uğraklı gezi programlarını arka arkaya iptal etmekte gecikmediler. Bu onlar için oldukça zor ve sancılı bir sürecin başlangıcıydı çünkü bu satırları okuyanlardan kimilerinizin anımsayacağı gibi, Çin kruvaziyer pazarı Karayiplerîn ardından dünyanın en popüler 2’inci gezinti gemisi destinasyonu olabilmek için nicedir Akdeniz limanlarıyla kıyasıya bir yarış içerisinde.
Önce “MSC Cruises” filosundaki gemilerden “MSC Splendida”nın 28 Ocak’ta Şanghay’dan başlaması gereken Çin ve civar ülke limanları kruvaziyer programını iptal ettiğini duyurdu. Hemen arkasından “Royal Carribean International”ın “Spectrum Of The Seas” adlı gemisinin yine Şanghay limanı çıkışlı 27 ve 31 Ocak tarihli 2 benzer kısa süreli turunun iptali haberi geldi. Şirket daha sonra Şubat ayında yapılacak bir başka turunu daha iptal ettiği bilgisini paylaştı. Belki de Şanghay limanı için en büyük darbe uzun süredir Çin kruvaziyer pazarına filosundaki gemilerin bir bölümünü sanki adamışçasına yönlendirmiş “Costa Cruises”ın aldığı karar oldu. “Carnival” ana şirketinin gözde İtalyan denizcilik kuruluşu “Costa Cruises” tam 4 gemisiyle [Costa Serena, Costa Atlantica, Costa Venezia, Costa neoRomantica] 25 Ocak - 4 Şubat tarihleri arasında gerçekleştireceği Şanghay çıkışlı 9 seferi askıya aldığı haberini Çinli ilgililerle paylaştı. Adı geçen tüm kruvaziyer kuruluşlarının aldıkları benzer sefer iptali kararlarının, Çin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan “Yeni koronavirüsün neden olduğu tehlikeli pnömoninin önlenmesi ve kontrolü konusunda turistik amaçlı her tür ulaştırma işletmesinin faaliyetlerini askıya almaya yönelik acil bildirim” ile uyumlu olması da gözlerden kaçmadı.
Yukarıda adı geçen bütün köklü kruvaziyer firmaları, iptal etmek zorunda kaldıkları seferler için tabii ki çok önceden ödeme yaparak biletlerini almış yolcularından hiçbir birinin mağdur olmamaları amacıyla her tür önlemi aldıklarını ve dileyen yolculara bilet ücretlerinin tamamının derhal ödeneceğini açıkladılar. Gezilerine durumun normale dönmesini takiben, ileri bir tarihte devam etmeyi yeğleyecek yolculara her tür kolaylığın birtakım küçük sürprizler eşliğinde memnuniyetle sağlanacağı da etrafa yayılan diğer haberler arasında.
Kruvaziyer sektörüne yakın çevreler, Asya'daki dev gezinti gemileri turizminin “2019-nCoV” salgını yüzünden ortaya çıkan iptallerden kısa ve uzun vadede nasıl etkileneceğiyle alınan önlemlerin ne kadar süreceğinin belli olmamasının negatif yönüne değinirken, gerçekleştirilmeyen her seferin gemicilik şirketlerine yaklaşık 4 milyon Amerikan Dolarına mal olacağına dikkati çekiyorlar. İsimlerinin açıklanmasını istemeyen az sayıda sektör eksperi, en büyük mali güce sahip kruvaziyer şirketlerinin bile Çin pazarında maksimum 60 günlük bir iptal süresini tolere edebileceklerini, söz konusu sürenin aşılması halinde ise, şirket bünyelerinde pek de hoş olmayan gelişmelerin kendini su yüzüne çıkarabileceğini belirtiyorlar. Diğer yandan, dünyanın hemen tüm popüler kruvaziyer terminallerine gerek gemilere binecek gerekse de gemilerden inecek yolcuların vücut ısılarını temassız ve doğru biçimde ölçebilecek termal kameraların yerleştirilmesi işlemi de neredeyse sona ermek üzere. Bu konuda ilgili limanlarla tam bir işbirliği içinde olan yeryüzündeki en büyük ve en sözü geçen kruvaziyer endüstrisi ticaret birliği olan “Cruise Lines International Association (CLIA)” da, bugüne kadar CLIA üyesi şirket filolarına ait hiçbir gemide yeni koronavirüs vakasıyla karşılaşılmadığına dikkat çekerek, yine de salgının kesin boyutunun hâlâ belirlenememesinden ötürü hem şirketleri hem de şirketlerin gemi revirlerindeki doktor ve yardımcı sağlık personelinin daima en kötü senaryolara karşı hazırlıklı olmalarının taşıdığı yadsınamayacak önemi hatırlattı.
DSÖ’nün son açıklaması ve kruvaziyer şirketlerinin aldığı sıkı önlemler elbette böylesine ürkütücülük barındıran yepyeni bir viral enfeksiyon hastalığı salgını karşısında gezegenin büyük havayolu şirketlerinin de kayıtsız kalması söz konusu olamazdı. Nitekim, son 4-5 gündür medyada çıkan haberlerden sivil havacılığın ağır toplarının da Çin şehirlerine olan seferlerini ya önemli ölçüde azalttıkları ya da birkaç hafta süreyle tamamen durdurduklarını ve de tüm büyük uluslararası havaalanlarına tıpkı büyük kruvaziyer limanlarındakiler gibi yolcuların vücut ısılarını ölçme amaçlı termal kameraların konulduğunu öğrenmekteyiz.
Şu an içinde bulunduğumuz sezon zaten farklı vürüslerin yol açtığı soğuk algınlığı (nezle) ve grip (influenza) olgularına sıkça rastlanılan bir dönem olduğundan, söz konusu solunum yolu hastalıkları ilk anda “2019-nCoV” koronavirüsünün yarattığı hastalık tablosuyla yanlışlıkla karıştırılabilinir. O nedenle, ilgili hekimlerin dikkatli incelemesi ayırıcı tanıda yaşamsal önem taşımaktadır. Kruvaziyer yolcuları ve personeli kadar şanslı olmayan ve mutlaka Çin ile Uzak Doğu’ya iş/görev icabı gitmesi gereken havayolu yolcuları ve mürettebatıyla yük gemileri personelinin o bölgelere doğru yola çıkmadan önce devamlı iletişimde bulundukları hekim veya eczacılarına danışarak yanlarında bağışıklık sistemlerini koruma ve güçlendirmede kendilerine yardımcı olabilecek bol miktarda cerrahi maske ile birtakım besin takviyelerini [C ve D vitamini, çinko, prebiyotik ve probiyotik içeren ürünler gibi] götürmelerinin mantıklı bir davranış olacağı kanısındayım. Dileyelim, “2019-nCoV” koronavirüs salgını en başta insan sağlığını ve beraberinde ulaştırma-taşımacılık-turizm sektörlerinin sağlıklılık ve denge halini fazlaca hırpalamadan ortadan kalksın!
Verimli günler ve gelecek pazar yine bu sütunda görüşmek üzere.