En çok öğündüğümüz, belki biraz da hak edilen bilgisayar sistemi ile evraksız ithalat/ihracaat yapma meselesine gelmek artık şart oldu. Gerek göbeğimizden bağlı olduğumuz AB muktesabatı ve gerekse Dünya Dş Ticaret Örgütü, memurlarla mükellefiyeti karşı karşıya getirmemek ve evrak yoğunluğunu ortadan kaldırmak için bir sürü tedbirler almaya üyelerini zorluyor. Bu zorlama neticesinde özellikle gümrüklerimiz ve yöneticilerimiz dünya birincisiyiz demektedir. Yüzeysel baktığınızda doğruluk payı var. Ama gerçeklere ve kıyaslamaya kalktığınızda tam tersi bir durum söz konusu. Yapılan işlem hacmi ile süreyi oranladığınızda ve o meşhur çarşaf beyanname zamanını da göz önüne aldığınızda tablo hiç de bahsedildiği gibi değil. Bazı gümrükler, pilot bölgeler ve özellikle kargo gümrükleri, başından berri günlük işlemler yapmaktadır. Bu bölgeleri değerlendirme dışı tutmak gerekmektedir. Asıl mesele Tır ve Gemi gümrüklerinde ortaya dökülecektir. Ayrıca çok net olarak ihracatın durdurulmaması emri verildiğinden, belki bunu da sıralama dışına koymak gerekir. Bu tamamen kemiği çıkarılmış etin tartılması gibidir ve doğruları bulmak için olmassa olmaz kuraldır. Şapkamızı önümüze koyma zamanı bu zamandır. Özellikle alt yapı yetersizliği ve nerede ise her tatil arifelerinde, gümrükler tam bir saçma sapan kaos içine düşmektedir. Bu durum şeker bayramında ve kurban bayramında da yaşanmaktadır. Dokuz gün tatil olması zaten doğal olarak sıkışmalara ve işimiz kalmasın telaşına insanları sokmaktadır. Bu durum sadece gümrükte değil birlikte çalışılan her devlet dairelerinde ve bankalarda da yaşanmaktadır. Nerede ise insanlar bayram gelmesin diye duacı oluyorlar. Bu sistem arızalarına gelirsek; dokuz günün işini bir günde halletme telaşı aşırı yoğunluğa sebebiyet verdiği için zaten alt yapı ve zaman yetersizliği işleri arap saçına çevirmişken, bir de ne hikmetse sistem yenileme de bu günlere denk getiriliyor. İşin içine dosya kontrolleri de girince, tatil zehire dönüyor. Bunu planlayan ya bu ülkede yaşamıyor ya da şeytan azapta gerek misali, insanların çile çekmesi hoşlarına gidiyor. Mükelleflerle kavga boyutuna ve restleşmelere kadar uzanan tatsızlıklar yaşanıyor. Dikkat ederseniz hep şimdiki zaman kullandım. Çünkü dert hep aynı. Plansızlık, iş bilmezlik ve ben yaptım oldu tavrına ne zaman son verecekler ve karşılarında ki şahıs ve kurumlara hak ettiği değeri teslim edecekler. Bu tavırdan dolayı her emekli olup da mesleğe soyunan kişiler ya hemen kaçıyorlar ya da ben böyle bilmiyordum demek zorunda kalıyorlar. Taksi şoföründen otobüs, otobüs şoföründen tır ve hepsinden de asla uçak pilotu olunmayacağını her kes biliyordur. Peki bizim bürokratlara ne demeli. Bu değişikliklerin ne zaman yapılması gerektiğini planlamaktan acizler desek orada olmamaları gerekli. Alt yapı yetiştirilmeden bu yükün altına soyundular desek, buna da cevap veremeyiz. Veremeyiz de işin aslı yaşanan sıkıntıların artık gırtlağa dayandığı bir gerçek. Ya bu alt yapı tam hazır olana kadar bazı şeyleri rolantiye almak gerek. Ya da bu karmaşanın hesabını vermek gerek. Kurban bayramına hazırlanan kişiler mi yoksa kurbanlıklar mı bayram yapıyor anlayan beri gelsin. Ağzımızda tat kalmadı. . . HER KESE HAYIRLI VE MUTLU KURBAN BAYRAMLARI DİLERİM. . .