Kuzey güney hattı, Samsun’a doping olur

TCDD’den yorgun ve hedefi olmayan bir liman devralan Ceygroup, Samsunport’u kısa sürede Karadeniz’in gözde limanı haline getirmeyi başardı. Yönetim...

TCDD’den yorgun ve hedefi olmayan bir liman devralan Ceygroup, Samsunport’u kısa sürede Karadeniz’in gözde limanı haline getirmeyi başardı. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı’nın şimdiki hedefi, dünyanın dört bir yanından Mersin ve İskenderun limanlarına gelen yükleri, kara ve demiryoluyla yukarı taşıyacak sistemin içinde yer almak. Ulaştırma Bakanlığı, bir süredir boğazları bypass ederek kuzey ve güneyi hem karayolu, hem de demiryolu ile buluşturma çalışmaları yapıyor.  Dik bir açıyla varış sürelerini kısaltarak, daha ucuza taşımanın önünü açacak bu sistem, birçok lojistik firmasının olduğu gibi Ceygroup’un da ilgi alanı içinde. Fakat, Ceygroup’un rakiplerinden bir adım önde olduğu önemli avantajı var. Çünkü, kuruluş aynı zamanda Karadeniz’in parlayan yıldızı Samsunport’un da imtiyaz sahibi. Logitrans Fuarı öncesinde basınla bir buluşma gerçekleştiren Ceygroup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, özellikle MIP liman yetkilileri ile konu üzerinde çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

İşte Ali Avcı’nın tespitleri:

“Ama öncelikle bu çalışmanın hayata geçebilmesi için demiryolunun özel sektöre entegre olması lazım. Ana hatlar, dünyanın dört bir yanından Mersin ya da İskenderun’a geliyorlar. Kuzey-güney hattı başladığında Rusya’ya, Karadeniz’e götüreceği  konteynerleri bu limanlarda bırakacaklar. Konteynerler Karadeniz bölgesine taşınacak, buradan da direkt Rusya ve diğer Karadeniz limanlarına ulaşacak. Böyle yapıldığında boğazları bypass etmiş olursunuz. Buradan karayolu ya da demiryoluyla alınan yükler Samsun Limanı’na aktarılabilir. Çünkü, biz altyapı olarak da, liman olarak da bu operasyon için uygunuz. Tabi, bunun için demiryolu sinyalizasyon altyapısının gelişmesi de şart. Biz, şu an demiryolu mevzuatını bekliyoruz. Mevzuatta gerekli değişiklikler yapıldığında kendi lokomotifimiz ve vagonumuzla yerimizi almak isteriz. Demiryolu, yük taşımacılığında olmazsa olmazlardandır. Özellikle hızlı tüketime yönelik olmayan malların tamamının demiryolu ile taşınması gerekir. Son on yılda büyük yatırımlar yapılıyor. Demiryolunda yük taşımaya yönelik adımlar da atılırsa, karayolunda yaşanan sorunların bence büyük kısmı sona erer. 300-500 kilometreyi geçen mesafelerde kesinlikle demiryolu kullanılması gerektiğine inanıyorum.”

LİMAN GELİŞTİ, BÖLGE UÇUŞA GEÇTİ

TCDD özelleştirmesi sonrası kullanım hakkı Ceygroup’a geçen Samsun Limanı, kuzeyden giren tahıl kapısı konumuna geldi. Çünkü altyapı yenilendi. Yeni silolar eklendi. Buna bir de hızlı tahliye sistemini kattığınızda bir anda bölgenin cazibe merkezi oldu Samsunport.  Samsun limanıyla birlikte bölgenin ihracat rakamlarının da arttığının altını çizen Avcı, “Çankırı’ya dünyanın en büyük seramik fabrikası kuruldu, hammadde ithalatı Samsunport’tan yapılmaya başlandı. Çorum, Türkiye’nin en önemli sanayi kentleri arasında. Çorum’un arka bahçesi gibiyiz. Firma sahiplerini, hatlarını davet ettik. Onlar da  ‘artık bizim satış limanımız Samsun’dur’ diyorlar” sözleriyle limanın geldiği yere dikkat çekti.

YASAKLAMAK DEĞİL, ÇÖZÜM BULMAK GEREK

Erdemir’in Sivas’ta cevher ocakları var. Ama, işlenmek için Ereğli’ye kelimenin tam anlamıyla kulağını ters yönden göstererek geliyormuş. Sivas’tan trenlerle yola çıkarılan cevher, önce trenle İskenderun’a, oradan da gemi yoluyla Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’e ulaşıyormuş. Bu örnek taşıma hikayesini de şu sözlerle aktarıyor Ali Avcı: “Aslında bizim şu an uyguladığımız yöntem, yani karadan Samsun’a, oradan da Ereğli’ye ulaştırma yöntemi daha önce Samsun’da denenmiş. Ancak, çevreyi inanılmaz rahatsız ettiği ve bölgeyi kıpkırmızı yaptığı için yoğun bir şekilde şikayet alıyormuş. Yönetim erki de, sonunda çözümü yasaklamakta bulmuş. Erdemir, biz müracaat edene kadar cevheri  Sivas’tan İskenderun’a demiryolu ile getirip, gemiyle Akdeniz, Ege, Boğazlar’ı geçip Karadeniz’e ulaştırıyordu. Hadi bugün gemi navlunları ucuz. Peki, yarın arttığında ne yapacaksınız? Kulağını tersten gösteren böyle bir taşıma yöntemi olmaz. Limanı aldığımızın hemen ertesi günü, liman sahibi olarak Erdemir yöneticilerine gittim. Bizi görünce hayret ettiler. Biz lojistikçiyiz. Burada, böyle bir potansiyel var; hem bizim için, hem de ekonomi için doğrusu bu. Bugün her ay yaklaşık 50 bin ton civarında vagonla limana cevher geliyor. Bu miktar, önceki yıllarda elleçlenenin oldukça üzerinde. Geçtiğimiz günlerde belediye başkanımıza sordum. Eskiden cevher yüklemek yasakmış. Biz, yeniden yüklemeye başladık, siz bunun farkında mısınız diye. Farkında bile olmadığını söyledi. Dünyadaki bütün limanlara bakın hemen tamamı şehir merkezindedir. Avrupalı, kent trafiğiyle liman trafiğini birbirinden ayırmış. Liman da, şehir de günlük yaşamına devam eder. Ancak, elleçlemede yöntemler vardır. Çevreci unsurları kullanırsanız, kimseyi rahatsız etmezsiniz. Biz de, cevher elleçlemede öyle yaptık. Cevher yüklü vagon, kapalı bir deponun içine girer. Burada yükünü alta boşaltır, oradan da bantlar yardımıyla gemilere yüklenir. Yani, yasaklamakla bir yere varılmıyor, çözüm üretmek gerek.”

SAMSUN LİMANI KONTEYNER YÜKÜYLE TANIŞTI

Özelleştirme öncesi Samsun Limanı’nda  konteyner diye bir yük çeşidini sadece diğer limanları ziyaretlerinde görebiliyorlarmış. Ceygroup’un limanı 36 yıllığına devralmasıyla bu da tarih olmuş. Çünkü, yıllardır tek kuruş yatırım yapılmadan yaşamaya çalışan limana iki yılda 35 milyon dolar harcanmış. Yenilenen diğer ekipmanlarla birlikte dev vinçlere de kavuşan limanın konteyner elleçleme macerası da böyle başlamış.  “Limanda sıfır konteyner vardı” diyen Ali Avcı, yatırımın gururunu da şu sözlerle bizimle paylaştı: “Ama, şu an 30 bin TEU’yu geçtik, daha da artmasını umuyoruz. İnsanlar, önce gözüyle düşünür. Önce görecekler, sonra gelecekler. Samsun’un talihsizliği ana hatların güzergahında olmaması. Karadeniz’de genelde feederlar çalışır. Böyle bir hattı besleyecek yük de yok. Fakat, bölge ekonomisi geliştikçe, Samsunport’un taşıyacağı konteyner miktarı artacaktır. Çünkü, biz yatırımlarımızı ona göre yaptık.”

SATIR BAŞLARIYLA CEY GROUP

Kombine taşımacılıkta oldukça iddialı. Paketleme, yükleme, boşaltma, depolama ve  depodan depoya taşıma işlerini başarıyla yapıyor.

Tahıl lojistiğinde uzman bir kuruluş.  Her limanda siloları var ve tank kapasitesi 800 bin tona ulaştı.

Lojistikçi olup da limancılığı da birarada yürüten ilk şirket.

Lojistikçi olup da limancılığı da birarada yürüten ilk şirket. Türkiye’nin Karadeniz’e açılan kapısı olan Samsun Limanı’nı 125 milyon dolar bedelle satın aldı. 35 milyon dolar da yatırım yaptı. 10 bin metrekarelik depolama alanı 40 bin tona çıkarıldı. 20 bin tonluk siloyu da 60 bin tona çıkardılar. Dizel makinelerin kullanımına son verildi. Tüm makine ve vinçler elektrikliye dönüştü.

Samsunport, Ro-Ro taşımacılığında da önemli bir yerde. 25 Ro-Ro gemisi çalışıyor.

Cey Group’un 2011 cirosu 100 milyon dolar.

Selçuk ONUR - LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Deniz Ticareti Haberleri

Bankalar Galataport'a ortak oldu
Med Marine, filosuna yeni bir römorkör daha ekledi
Erkport, Çin’den İstanbul’a yeni bir dönemi başlatıyor
"Gemiler, sac kalınlıkları uygun olmadığı için Karadeniz'de batıyor"
Türkiye’nin ilk Ro-Ro’larını inşa eden Alman tersanesi iflas etti