Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) 22. Olağan Genel Kurulu’nu İMEAK Deniz Ticaret Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi. Adı üstünde “olağan” genel kurul, aslında Türk limancılık sektörünün kanayan yarasının yeniden gündeme getirildiği bir platform niteliği taşıdı.
Ege Gübre’yi temsilen konuşan Bülent Çakır ise, “Yılan hikayesine döndü. Bazı imtiyazlar verildi. Ama şu gerçek unutuluyor. Kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, limanların mütemmim bir cüzüdür. Tüm platformlarda bu fikri savunmaya çalıştık. Siyasi kararlar alınıyor. Yönetmeliği okudum ve hiçbir şey anlamadım. Dernek olarak dava açabilirsek destek vermek isterim. Yıllarca limanlar bu işi kendileri yapmak istediler. Aliağa’da çalışırken bize Altaş örneğini verdiler biz de uygulamak istedik ama izin alamadık” ifadelerini kullandı.
Tekfen Holding’e bağla Toros Terminalleri adına konuşan Aydın Erdemir de, “TDİ ve TCDD limanları bu hizmeti yapıyorlardı. Türkiye’de ekonomi büyüyüp, dış ticarette de önemli adımlar atınca sorunlar çıkmaya başladı. Özel limanlarda bu hizmetin verilememesi demorajlara neden oluyordu. Daha sonra kılavuzluk ve römorkaj yapan kuruluşlar da faaliyete geçti. Bugün gelen yönetmelik, sözde hakkaniyeti dağıtan bir yönetmelik gibi gözüküyor. Bu yönetmelik koy ve körfezdeki hizmetlerin nasıl paylaşılacağını gösteriyor. Limanlarımız bu hizmetleri yapmaya devam edecek. Kılavuzluğu römorkörden ayırarak tanımlıyorsunuz, birçok kurum bunu aynı çatı altında yapmaya devam edecek. Römorkörü rekabete açıyor, kılavuzluğu niye açmıyorsunuz? İkisi birbirini tamamlayan işlerdir. Esas pasta koy ve körfezlerdedir. Limancılığın Türkiye ekonomisindeki yeri açık ve nettir. Gemi sökümcüler ve tersaneler de koy ve körfezlerde yer alırken “onlar yapabilir” diyorsunuz. Bu adilane değil ve rekabete aykırıdır. Acenteliğin forwarderlik olarak tanımlanması da işin ruhuna aykırıdır. Bu durum Türkiye’nin geleceği açısından zararlıdır ve dava açmalıyız” açıklamasını yaptı.
“Bizim evimize iki adam gönderdiler. Yedireceğiz, içireceğiz üstüne para almadığımız gibi üste para vereceğiz. Yoğurt satar gibi pilotaj ve römorkaj olmaz. Bu söylediğim sadece körfez için geçerliydi. Burada tek önemli nokta var. Birine imtiyaz verilmiş, diğerine verilmemiş. Önümüzdeki dönemde hukuki tartışmalar da yaşanacaktır. Toplumda yara açmadan çözümler üretmek lazım ne kadar yapılabilir ama olması gereken budur. Bütün mesele pastanın adil bölüşülmesinden ibarettir. Dava açılırsa, çok ciddi veriler var. İdare’nin de elinde ciddi veriler bulunuyor. Ama bize de sıkıntıyı dile getirmekten başka yol gözükmüyor.”
İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran ise, haklı olarak çok dengeli bir konuşma yaptı. Çünkü, Deniz Ticaret Odası çok büyük bir organizasyon ve limancılar da, römorkörcüler de kurumun üyesi. Dolayısıyla yapılması gereken budur şeklinde nitelendirilebilecek konuşmada Kıran, şu sözcüklere yer verdi:
Kumport’un İcra Kurulu Başkanı Özgür Soy ise, dilekler ve temenniler bölümünde yaptığı ve çok haklı argümanlarla oluşturduğu konuşmasında şu bilgilere yer verdi: “Limanlarımız milyar dolarla ifade edilen yatırımlar yaptı. Biz limanlarımıza gözümüz gibi bakarız. Gemi, limana çarptığında zarar gören liman. Gemi yanaşmadığı zaman hesap veren liman. Davul hep limanların üzerinde. Bir yönetmelik çıkarıyorsunuz ve milyarlar harcayan o tesis sahiplerinin bu işte söz hakkı yok. Bu olmaz.”
Konuşmaların ardından yapılan oylamada TÜRKLİM üyelerinden POLİPORT Limanı’nı temsil eden Fırat Yemeniciler hariç tamamı konunun mahkemeye taşınması için “evet” dedi.
Selçuk ONUR - LOJİPORT