Lojistik Devinden Çevreci Bir Nakliyecilik Örneği

Dr. Güntürk Üstün

Denilebilir ki, Avusturya Federal Demiryolları (ÖBB) işletmesinin yük taşımacılığı ve lojistik faaliyetlerinden sorumlu birimi Rail Cargo Group (RCG) ile “Lamborghini” otomotiv firması, geçtiğimiz günlerde yeni bir tür demiryolu nakliyatı konsepti yarattılar. “Sürdürebilir lojistik" bağlamında iki meşhur kuruluşun güçlerini birleştirmesi sonucu, Avusturyalı lojistik ve marşandiz devi RCG, 48 saatlik bir zaman diliminde Almanya'dan İtalya'ya “Lamborghini URUS” marka araçların gövde/kaporta bölümlerini nakletme işlemini başlattı. Bu son derece çevreci/çevre dostu demiryolu taşımacılığı aktivitesiyle RCG, 1000 kilometreyi bulan güzergâhtaki CO2 emisyonlarını 1903 ton azaltırken, “Lamborghini”nin “karbon ayak izi”ni de %85 oranında azaltmayı başardı. RCG’ye ait marşandizler bundan böyle düzenli biçimde, “Lamborghini URUS”ların gövde kısımlarını Zwickau (Almanya)'daki Volkswagen fabrikasından Sant'Agata Bolognese (İtalya)’deki “Lamborghini” genel merkezi ve üretim tesisine taşıyacaklar. Bu sayede, sadece 48 saatlik rekor bir geçiş süresiyle Almanya ile İtalya arasında en hızlı, en verimli, en ekonomik ve en çevre dostu nakliyat hizmeti devamlı şekilde hayata geçirilmiş olacak.

Hem RCG hem de “Lamborghini” üst yönetiminin ortak görüşü, 2021’den itibaren gerek Avrupa içi gerekse de Avrupa dışı, özellikle Türkiye’yi de yakından ilgilendiren, Avrupa-Asya yük taşımacılığı koridorlarının artık tama yakınını demiryollarına emanet etmenin tam ve kesin vakti çıkagelmiş durumda. Karayolu ile nakliyatın yerini tamamen demiryolunun alacağı bu son derece çağcıl taşımacılık türünden bundan sonra vazgeçmek özellikle RCG’nin başını çektiği Avrupalı lojistik ve taşımacılık devlerine göre asla mümkün değil. RCG, küresel COVID-19 pandemisinden en az finansal zararla sıyrılmış ender demiryolu devlerinden biri ve elde ettiği bu güzel şansı doğallıkla hiç yitirmek istemiyor. Öte yandan, “sürdürülebilir lojistik” adına RCG ile “Lamborghini” tabii ki gerektiğinde karayolu taşımacılığının en çevreci hale getirilmiş unusurlarından yararlanmayı da ihmal etmeyecekler! Nasıl mı? RCG’ye ait yük trenleri “URUS” kaportalarını Zwickau’dan Modena’ya nakliyatını sağlarken, Modena'dan Sant'Agata Bolognese yöresine ulaşım da LNG ile çalışan kamyonlarla [Diğer bir deyişle, toplam 1000 kilometrelik yolculuğun yalnızca 21 kilometrelik bölümü] gerçekleşecek.

ÖBB-RCG’nin geleceğe yönelik asal hedefleri arasında, ulusal ve uluslararası yük nakliyatında ağırlığı giderek daha fazla demiryolu taşımacılığına kaydırmak var! RCG'nin marşandizleriyle taşıdığı her ton, gerek kendisinin gerekse Avusturya Hükümeti’nin “karbon ayak izi”ni ve hava ile gürültü kirliliğini azaltma amacına bir kilometre daha yaklaşması demek! Zaten RCG, 2020 sene sonu itibarıyla ülkedeki CO2 emisyonlarını yılda 1.1 milyon ton miktarında engellemeyi çoktan başarmış durumda. Ayrıca, Avrupa Komisyonu’nun öncülüğünde 2021’nin “Avrupa Demiryolu Yılı” olarak ilan edildiği de düşünülünce, RCG ile “Lamborghini” arasındaki söz konusu bu yeni ortaklığın; Avrupa iklim hedeflerine ulaşma yolunda bir başka önemli kilometre taşı olduğu kolaylıkla anlaşılabilir.

İtalyan “Lamborghini” markasının “URUS” modeli, üst sınıf modern ve lüks bir SUV [Sport Utility Vehicle/Spor amaçlı taşıt]’dir. “Bentley Bentayga Speed” ve “Audi RS Q8” modeli araçlarla birlikte halen yeryüzünün en hızlı SUV’leri arasında kabul edilen ve dünya genelinde satışa ilk defa 2018 senesinde sunulan “Lamborghini URUS,” saatte maksimum 305 kilometre sürat yapabilmekte. “URUS” modellerinin üretim aşamasının son evresi, Sant'Agata Bolognese merkezli efsanevi İtalyan “Lamborghini” firmasının yine aynı yerde konuşlanmış fabrikasında gerçekleşiyor. Anımsanacağı üzere şirket, 1997’den bu yana “Audi” aracılığıyla “Volkswagen AG” grubuna bağlanmış durumda.

Evet, karayolu ve demiryolu taşımacılığı bir bakıma birbirinin ezeli rakibi olabildiği gibi aynı zamanda vazgeçilmez iş ortağı olma niteliğine de sahip. Bilhassa otomotiv endüstrisinde, ayrı tesislerde üretilen araç bölümlerinin bütün haline getirilmesi süreci boyunca, demiryolu lojistiğinin yüklendiği yaşamsal önemi ilk kavrayanlar arasında “Lamborghini” ve RCG’yi saymamak büyük haksızlık olacaktır.

Yaklaşık 9300 kişilik deneyimli personeli, çeşitli tiplerde 24 000’i aşkın yük vagonu ve 732 adet lokomotiften oluşan filosuyla RCG, Türkiye dahil 18 Avrupa ülkesinde en uygun koşullarda lojistik ve yük taşımacılığı altyapısına sahip örnek bir kuruluş. ÖBB bünyesinde yer alan bağımsız bir şirket olma niteliği taşıyan RCG, faaliyetlerine 2005 senesinde başlamış ve genel merkezi Viyana’da. RCG ülkemizde de uzun süredir, Halkalı-İstanbul lokasyonlu “Rail Cargo Logistics Uluslararası Taşımacılık Lojistik ve Ticaret Limited Şirketi” adıyla yenilikçi ve başarılı aktivitelerini aksatmadan devam ettiriyor. Şirket müşterilerine, Avrupa’dan Türkiye’ye karşılıklı ve düzenli şekilde sunduğu konvansiyonel ve intermodal demiryolu lojistiği hizmetini, karayolu nakliyatı ile uyumlulukla kombine ederek gerçekleştirdiği sonuç odaklı çözümlerle ön plana çıkmakta.

Verimli günler ve gelecek yazımda yine bu sütunda görüşmek üzere.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.