Motosiklet pazarı, pandeminin başından bu yana ilk kez geçen ay daralma yaşadı. Motosiklet Endüstrisi Derneği’nin (MOTED) TÜİK verileri üzerinden hazırladığı sektör raporuna göre; temmuzda trafiğe kaydı yapılan motosiklet adedi, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 8.6 oranında azaldı. Düşüş oranı, haziran ayına göre ise yüzde 10 oldu. Temmuz satışlarındaki daralmayı DÜNYA’ya değerlendiren sektör temsilcileri, artan lojistik maliyetlerinin motosiklet fiyatlarına yansıtılmasının tüketici talebini kısıtladığını, ayrıca ticari tarafta da toplu alımların azaldığını dile getirdi.
Navlun 14 bin dolara dayandı
Salgında e-ticaretle birlikte hızlı büyüyen kurye servisler, motosiklet satışlarında rekor büyüme getirmiş, büyümeye, pandemi koşullarında otomobile göre uygun fiyatlı alternatif ulaşım tercihlerindeki artış da destek vermişti. 2020’de son 15 yılın rekorunu kıran sektör, 2021’e de hızlı başlamıştı. Motosiklet satışları ilk çeyrekte yüzde 63,5 artışla 43 bin adedin üzerine çıkarken, kuryelerin kullandığı segmentteki büyüme yüzde 190’a dayanmıştı. Ancak, pandemiyle birlikte lojistik tarafında başlayan konteyner krizinde navlundaki artışın sürmesi, ağırlıklı olarak Uzakdoğu’dan ithalat edilen araçların domine ettiği motosiklet pazarına olumsuz yansıdı.
Motosiklet markaları, hızla artan lojistik maliyetlerini fiyatlara yansıtmaya başlayınca, ikinci çeyrekten itibaren satışların artış hızı yavaşladı. Haziran ayında sadece yüzde 8 artan satışlar, temmuzda ise ilk kez düşüşe geçerek yüzde 8.6 daraldı ve 28 bin 385 adette kaldı. Böylece trafiğe kaydı yapılan motosiklet sayısı yılın ilk 7 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,8 oranında artarak, 147 bin adet oldu.
Temmuz satışlarındaki daralmanın en büyük nedeninin motosiklet fiyatlarındaki artış olduğunu belirten MOTED Genel Koordinatörü Remzi Öztürk, “Yerli üretim dahil tüm motosikletler Uzakdoğu'dan tedarik ediliyor. Dolayısıyla buradaki navlun bedellerinin 2 bin dolardan 14 bin dolara kadar yükselmesi en düşük motosiklet fiyatını da 15 bin TL ye yükseltti. Ocak ayından bu yana motosiklet fiyatlarındaki artış oranı yüzde 50’yi geçti” dedi. Satışlardaki daralmanın nedenlerinden birinin de e-ticaret ve kargo firmalarının toplu alımlarının azalması olduğunu anlatan Remzi Öztürk, “Özellikle pandemi döneminde ticari kullanım için kullanılan motosiklet sayısında rekor artışlar yaşandı. Birçok e-ticaret firması ve kurye şirketi biner adedi aşan toplu alımlar yapmıştı. Önceki dönemlerde gerçekleştirilen alımların toplu yapılması ilk yedi ayda sektörün hızlanmasını sağladı. Ancak ticari taraf, toplu alımların ardından durağan bir döneme girdi” dedi.
Motosiklet satışlarında en fazla payı B sınıfı ehliyetle de kullanılabilen en düşük (50cc) segmentteki motosikletler oluşturuyor. Satışların yaklaşık yüzde 33’ü ise ticari alımlarda ağırlıklı olarak tercih edilen 125cc motosikletlerden geliyor.
Remzi Öztürk, kurdaki dalgalanmanın da pazara olumsuz yansıdığını ifade ederek, “Motosiklet pazarı ithalata dayalı bir sektör olduğu için kur artışından direkt etkileniyor. Yerli üretilenler de dahil Türkiye’de satılan tüm motosikletlerin parçaları ithal ediliyor. Kur artışı sadece fiyatların yukarı çıkmasına neden olmuyor, maliyetleri artan markaların stratejik planlarının da sıklıkla değişmesine neden oluyor” diye konuştu.
Asıl hedef bireysel kullanıcı
Remzi Öztürk, asıl hedefl erinin bireysel kullanıcı sayısını artırmak olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Motosiklet, şehirlerde otomobile nazaran ucuz olmasının yanı sıra en efektif ve hızlı ulaşım aracı olduğu için tercih ediliyor. İlk kez motosiklet kullananların sayısı artmaya devam ederken, bu alanda tescilli araç sayısı 3 milyon 7 yüz bine yaklaştı. Ticari kullanımda motosiklet kullananların sayısındaki artışın yavaşlamasını doğal karşılıyoruz. Bizim asıl hedefimiz bireysel ulaşımda motosikletin tercih edilmesi.”
Türkiye'de üretim iştahı artıyor
Motosiklet sektörü temsilcileri temmuz ayındaki daralmaya rağmen yıl sonunda yeni bir rekora kesin gözüyle bakıyor. 2020’de son 15 yılın rekorunu kırarak 208 bin adetlik satışa imza atan sektör, 2021 sonunda ise bu rakamın 240 bini aşacağını öngörüyor. Aslında ilk çeyrekte bu hedef 250 bin adetti. Ancak son aylarda satışların hız kesmesi ve temmuzdaki daralma, bu hedefi 10 bin adet aşağı çekti. Diğer yandan sektör yetkilileri, motosiklet pazarında son iki yılda yaşanan büyümenin kalıcı olması halinde Honda ve Yamaha gibi küresel markaların Türkiye’de üretim yapabileceğini savunuyor. MOTED Başkanı Başarı Erbaş, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye, coğrafi konum avantajı ve üretim kolaylıkları nedeniyle önemli bir avantaja sahip. Ancak yüksek vergiler, pazarın gelişimini engelliyor. 1990’lı yılların başında özellikle motosiklet talebinin her yıl yüzde 25’ler düzeyinde ve istikrarlı olarak artışı ile sanayide çok yoğun yatırımlar yapılmıştı. 2000’li yılların başında ise Honda ve Yamaha ülkemizde ilk kez kendi markalarıyla üretime başlamıştı. Üretimdeki model sayıları giderek artarken, uygulanan yeni vergi düzenlemeleri iç pazardaki talepleri devamlı şekilde düşmesine neden oldu. Bu da markaların üretimi durdurmasına neden oldu. Ancak pandemiyle birlikte büyüyen pazar yabancı yatırımcıların da iştahını artırıyor. Ama bunun için stabil bir pazar şart. Hükümetimiz bunu destekleyici adımlar atarsa markalar Türkiye’de üretim yapar, yan sanayi ile birlikte 1 milyona yakın ek istihdam yaratılır. Bu noktada vergilerin düşürülmesi ve dünyada olduğu gibi Türkiye’de de B sınıfı ehliyetle kullanılabilen motosikletlerde motor hacmi sınırının 50cc'den 125cc’ye çıkarılması, pazarı büyütecek önemli etkenlerden biri olacak.”
Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer de yabancı yatırım konusunda, “Yüksek vergi ve kur şu an için uluslararası firmaların burada üretim yapmalarının önündeki en büyük engel. Ancak son iki yılda pazardaki büyüme dikkat çekici. Birkaç yıl bu potansiyeli devam ettirirsek, eminim uluslararası şirketlerin birçoğu Türkiye’de üretim için kolları sıvar” yorumunu yaptı. MOTED, yabancı yatırımcının önünü açacak talep ve önerileri kapsayan kapsamlı bir rapor hazırlıyor. Raporun eylül ayının ikinci haftasında Cumhurbaşkanlığı’na sunulması bekleniyor.
Otomobilden sonra en çok motosiklet sattı
Temmuz ayında 116 bin 988 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Pazardaki daralmaya rağmen, motosikletin toplam taşıt araçları satışlardaki payı arttı. Temmuzda trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 54’ünü otomobil, yüzde 24.3'ünü motosiklet, yüzde 14,7'sini kamyonet, yüzde 3,7'sini traktör, yüzde 2,5'ini kamyon, yüzde 0,5'ini minibüs, yüzde 0,2'sini otobüs ve yüzde 0,1'ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Ocak- Temmuz dönemine bakıldığında ise trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 54,3'ünü otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet ve 14,7'sini motosiklet oluşturdu.
Aysel YÜCEL – DÜNYA
LOJİPORT