Türkiye’nin ihraç yükünü taşıyan TIR’larımız her gün 50 km fazla yol yapıyor. İnsanlarımız şehir içinde kalıp, otoban statüsünü yitiren bir yola para verip, saatlerce çile çekiyor. Oysa, çözüm inanamayacağınız kadar basit.
Lojistik firmaları, 3. Köprüyle birlikte “Yürüme yasağı” olduğu dönemi özler hale geldi. Çünkü, 3. Köprü mecburiyeti getirildiği için Çatalca’dan Mahmutbey hunisine yönlendirilen TIR’lar hem yaklaşık 50 kilometre daha fazla yol yapıyor, hem de ihracat yükünü geciktiriyorlar. Şehir içinde kalan ama adı hala “otoban” olan yolu kullanan sürücüler de, aynı çileye mahkûm. Ulaştırma Bakanlığı ise palyatif (geçici) çözümler peşinde. Gişeleri kaldırıp, sensörleri yukarı alsanız da, aynı güzergahı kullandığınız sürece yara, kanamaya devam edecek.
Makyol İnşaat’ın Hasdal, Kemerburgaz-Yassıören yolu
İlk kez 1993 yılında Demirel hükümeti tarafından ihale edilen ve 2003 yılında Ak Parti iktidarında Makyol'a devredilen 45 kilometrelik Hasdal Kavşağı-Kemerburgaz-Yassıören yolu, çözümün adresidir. Bu yol, daha 3. Köprü’nün adı dahi anılmazken hafriyat kamyonlarının hız pisti gibi kullandığı 3 gidiş, 2 geliş kapasiteli, ihtiyaca yanıt verecek boyuttadır.
Sözünü ettiğimiz yol D020'dir. Çatalca'nın hemen yanıbaşındaki Subaşı'ndan girip, haritada gözükmeyen Işıklar'ın ardından ulaşacağınız Odayeri'nden O6'ya bağlanıp 3. Köprüye ulaşırsınız.
“Devlet Yolu” deniyor, devlet kimin için var?
Yolun son durumunu aracıyla test eden Sağlık Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zahit Sağlık’tan aldığımız bilgiye göre, yolda hiçbir aksaklık yok. Giriş ve çıkışlara birer kulübe koyup kapamışlar. Yalnızca 3. Havaalanı inşaatına hafriyat taşıyan kamyonlar tek tük gidip geliyor. Onun dışında Formula pisti niyetine kullanabileceğiniz durumda. Araçlarının yaptıkları fazla kilometre nedeniyle her gün 130 Euro’ya yakın bir bedeli sokağa attıklarını ifade eden Zahit Sağlık, “Cari açıktan şikayet ediliyor ama çözüm adımları da göz önünde olduğu halde atılmıyor. Bahçeşehir ve Halkalı’da ikamet edenler evlerine gidip gelemez durumda. Yakında yollara düşerlerse kimse şaşırmasın” diye konuşuyor.
Çileyi havaalanı çabuk bitsin diye mi, yoksa devlet daha çok kazansın diye mi çekiyoruz?
Aslında Hasdal Kavşağı-Kemerburgaz-Yassıören yolu normal bir şekilde açık ve çalışır durumdaydı. Ne zaman ki, Yavuz Sultan Selim Köprüsü açıldı, yol da kapandı. Şeytanın avukatlığını yapmak gerekirse, biz bu kapatmanın arkasında iki neden olabileceğini düşüyoruz. Birinci neden, devlet artık şehir içinde kaldığı halde hala “otoban” muamelesi gören yoldan gelen tatlı geliri kaybetmek istemediği için yolu kapatıp, bizi çileye mahkum ediyor. Ya da yine devlet ve havalimanı inşaatını yapan firma, işlerin sekteye uğrayacağını düşünerek izin vermiyor. Çünkü, o yol trafiğe açılırsa artık dakikada 1-2 hafriyat kamyonu geçen yol, TIR’larla paylaşılacağından trafik sorunu yaşanabilir.
Çözüm ortada
Karşı tarafta hiçbir sorun yok. Trafik Mahmutbey’e gelene kadar tıkır tıkır işliyor. Ama bu yana bakarsanız kaos. Uluslararası Nakliyeciler Derneği, ortada çözüm dururken, köylerden geçmeyi teklif edebiliyor. Hadi bugün geçtiniz, yarın kötü hava koşullarında ne yapacaksınız? Oysa durum açık ve net: Çatalca gümrüğünden çıkan TIR’lar, hiçbir şekilde TEM’e girmeden Hasdal Kavşağı-Kemerburgaz-Yassıören yolunu kullanır ve Odayeri’nden 3. köprüye bağlanır. Bu yol, şimdi katedilen 130 kilometre yerine 50 kilometredir. Aradaki 80 kilometrelik kar da, cari açığa doping olacağı gibi, trafikten bunalan halkıma da ilaç olur.
Son söz:
Çok merak ediyorum, ortada böyle açık bir tablo varken milyarlar harcanan bir yolu acil durum eylem planı kapsamında “Devlet Yolu” statüsüne sokarak atıl bırakmak kime ne kazandırır?
Selçuk ONUR - LOJİPORT