Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Abdullah Kocapınar, '''Marmaray Projesi, mühendislik açısından çok ilgi çeken bir proje olduğu gibi, arkeolojik kazılarda bulunanlar bakımından da dünya arkeoloji literatürüne katkı sağlamıştır'' dedi.
İstanbul Arkeoloji Müzelerince düzenlenen ''Marmaray-Metro Kurtarma Kazıları Sempozyumu'', Gülhane'deki müze konferans salonunda başladı.
Konferansta konuşan Kocapınar, Marmaray Projesi kapsamında 2004 yılında başlayan arkeolojik kazı çalışmalarının halen devam ettiğini, Ulaştırma Bakanlığının, projenin hızlandırılması talebi üzerine ise son dönemde çalışmaların 500 işçiyle ve 34 arkeologla 24 saat durmaksızın sürdürüldüğünü belirtti.
''İstanbul gibi tarihi bir kentten çıkarılan buluntuların arkeoloji bilimine çok önemli katkılar sağlayacağı aşikardır'' diyen Kocapınar, şöyle devam etti:
''Marmaray Projesi kapsamında gerçekleştirilen kazı çalışmaları, İstanbul'un tarihinin gün ışığına çıkarılması açısından büyük bir şanstır. Proje ve beraberindeki kazı çalışmalarından çıkan buluntular, dünyadan da büyük ilgi görmekte, bu konudaki bilgiler ve fotoğraflar zaman zaman yabancı basın ve uzmanlara gönderilmektedir. Marmaray Projesi, mühendislik açısından çok ilgi çeken bir proje olduğu gibi, arkeolojik kazılarda bulunanlar bakımından da dünya arkeoloji literatürüne katkı sağlamıştır.''
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Başaran da Marmaray kazıları sırasında çıkan buluntuların restorasyon ve konservasyon çalışmaları için müze tarafından davet edildiklerini, bu şekilde çıkan gemi buluntularının onarımına başladıklarını anlattı.
Çıkan ahşap gemi parçalarının çok yıpranmış ve yumuşamış olması nedeniyle dağılması riskine karşı önce sertleştirici bir maddeyle kaplandığını, daha sonra onarım için taşındığını belirten Prof. Dr. Başaran, fotomozaik yöntemiyle de ayrı ayrı resimleri çekilen parçaların bilgisayar ortamında birleştirilerek orijinal halinin tespit edildiğini bildirdi.
Prof. Dr. Başaran, Marmaray kazılarının Yenikapı bölümünde antik gemilerin çıkarıldığı alanın Bizans döneminde ''Teodosyus Limanı'' adıyla bilinen yer olduğunu belirterek, bu buluntuların onarımının ardından bir müzede sergilenmesi gerektiğini, bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la bir an önce ayrı bir müze yapılması konusunu görüşeceklerini anlattı.
Marmaray Projesi'nin tarihine de değinen Prof. Dr. Başaran, ''Marmaray benzeri denizaltı çelik tüneli, ilk kez Padişah Abdülmecit zamanında ortaya atıldı. Projesi 1860 yılında Fransız bir mühendise hazırlatıldı. Tünel-i Bahn adı verilen benzer bir proje de 1902'de II. Abdülhamit döneminde tekrar gündeme geldi'' diye konuştu.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Yardımcısı Zeynep Kızıltan da 2004 yılından bu yana İstanbul Arkeoloji Müzeleri başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarında, milattan önce 7. yüzyıldan başlayan çok geniş bir dönemi kapsayan buluntuların gün ışığına çıktığını kaydetti.
En önemli kazı alanlarından Yenikapı'da, Bizans ve Osmanlı dönemine ait irili ufaklı çok sayıda tarihi eser ve harabelerin bulunduğunu belirten Kızıltan, gemi kalıntılarının ise milattan sonra 4. yüzyıldan 11. yüzyıla yayılan geniş bir döneme ait olduğunu ve bugüne kadar çıkarılan balıkçı teknesinden savaş ve ticaret gemilerine 32 adet geminin çıkarıldığını anlattı.
Marmaray-Metro Kurtarma Kazıları Sempozyumu, ''Metro ve Marmaray Yenikapı Kazıları Ahşap Buluntuları'', ''Marmaray Yenikapı Kazılarında Ortaya Çıkarılan Cam Eserler'', ''İstanbul Marmaray Metro ve Kazılarında Ortaya Çıkarılan Hayvan İskelet Kalıntılarının Ön İnceleme Raporu'' gibi sunumların ardından yarın sona erecek.
LOJİPORT