İMEAK Deniz Ticaret Odası’nda hep altını çizdiğimiz gibi gerçekten kıran kırana bir seçim yarışı olacak. Ama 7 Mart Perşembe günü yapılan aylık olağan meclis toplantısında bu yarışın seçim gününe kadar oda dışından süreceği anlaşıldı. Birkaç farklı grubun temsil edildiği; meclis başkanları, dava sürerken yargıçlar, eskilerin deyimiyle ‘ihsası rey’ kalmak durumundadır. Yani tarafsız olmaları gerekir. Bir dönem milletvekilliği de yapan İMEAK DTO Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu da, bu içtihatı en iyi bilenlerdendir. Ama işte o gün ‘ihsası rey’i rafa kaldırarak, başkanlık için yarışan iki adaydan biri olan Kaptan Salih Zeki Çakır’ın, Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan’ın kendisini hedef alan sözlerini yanıtlamasına izin vermedi. Başkanın böyle bir tasarrufu olabilir ve bu da saygıyla karşılanabilir. Ama Başkanın “Kimse sana sataşmadı, dolayısıyla cevap hakkın da yok. Paşa paşa 1 ay bekleyeceksin Salih Kaptan!” demesi de hiçbir platformda şık karşılanamaz. Üstelik Oda İç Yönergesi’nin ‘h’ ve ‘l’ maddesinde aşağıdaki kural yazılıyken… ODA İÇ YÖNERGESİ h-) Meclis başkanı, mevzular oya konulurken leh veya aleyhte mütalaa beyan edemez ve oyunu ihsas edemez, yalnız oylamada oyunu kullanır. l-) Şahsına sataşılan veya ileri sürmüş olduğu görüşten farklı bir görüş kendisine atfolunan Yönetim Kurulu Üyeleri, Komisyonlar ve Meclis üyeleri açıklama yapabilir veya cevap verebilirler. Açıklama ve cevaplar için Başkan aynı toplantı içinde olmak üzere söz verme zamanını takdir eder. TARTIŞMA ODA DIŞINA TAŞINACAK DTO Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu’nun bu yaklaşımından sonra, Başkan adayı Kaptan Salih Zeki Çakır da, özgür muhalefet ortamının bulunmaması nedeniyle, seçimlere kadar meclis toplantılarına katılmama kararı aldı. Her fırsatta demokrat olduğunu söyleyen ve bizim de bu söylemin samimiyetinden zerre kadar kuşku duymadığımız Metin Kalkavan’ı önümüzdeki ay karşılaşacağı görüntünün oldukça rahatsız edeceğini düşünüyorum. Çünkü, Sayın Kalkavan, çok donanımlı bir başkan olmasının yanı sıra, çok da iyi bir hatiptir. Ama Mart ayında gözlerinin içine bakarak konuşacağı bir muhalif bulamamasının eksikliğinin hitabet gücüne yansıyacağına inanıyorum. Öte yandan Meclis Başkanı, Sayın Kalkavan’ın bir kozunu da elinden almıştır. Çünkü, Metin Kalkavan yaptığı konuşmada muhalif grubu kastederek, ‘Konuştukça batıyorsunuz’ diyordu. Sayın Kaptanoğlu, bu antidemokratik tavrıyla Salih Zeki Çakır’ı ‘batarken izleyememek’ keyfinden de mahrum bıraktı Metin Kalkavan’ı… MEDYAYA ETİK DERSİ Öte yandan, Sayın Metin Kalkavan, üyelere “Bu bir ekip yarışı, takım tutar gibi tutmayacaksınız. Dinleyecek, kendi aklınızla karar vereceksiniz” derken, basın mensuplarını da ihmal etmedi. Gerçekten, Metin Başkan kendisinin de söylediği gibi hiçbir basın mensubuna nezaket kuralları dışında yaklaşmamıştır. O gün de, “Bölünmüş vaziyettesiniz. Şunu yazın, bunu yazın demiyorum, ama doğru yazın. Aslanlar gibi yazanlar var. Ne sözler ne reklamlar aldınız onu bilemem ama bu yarışa siz karışmayın, gördüklerinizi yazın” ifadeleriyle kendi açısından bir durum tespiti yaptığına inanıyoruz. Ama, sayın başkanın lehte yazanları aslan; aleyhte yazanları da karşı takım olarak görmesinin hep övündüğü demokratlıkla ne kadar bağdaştığının yorumunu da kendisine bırakıyorum. Görünüşe göre seçim, mayısın ilk yarısında yapılmış olacak. Denizcilik sektörü için kim daha olumlu ve güzel icraatlara imza atacaksa, başkanlık koltuğunda onu görmeyi diliyorum. Saygılarımla. Selçuk ONUR