Michelin her lastik için ayrı teknoloji kullanıyor

120 yılı aşkın süredir dünyanın önde gelen lastik markalarından birisi olarak gösterilen Michelin, 18 ülkedeki 70 fabrikasında ürettiği lastiklerini...

120 yılı aşkın süredir dünyanın önde gelen lastik markalarından birisi olarak gösterilen Michelin, 18 ülkedeki 70 fabrikasında ürettiği lastiklerini 170 ülkede kullanıcıları ile buluşturuyor. Yıllık cirosu 20 milyar Euro olan Michelin Global’in 6 bin kişilik Ar-Ge ekibi bulunuyor ve cirosunun yüzde 4’ünü de yeni Ar-Ge yatırımlarına aktarıyor. 1939 yılında Türkiye’de faaliyetlerini başlayan firma, 1996 yılından bu yana Michelin Türkiye Ofisi adı altında hizmetlerine devam ediyor.

Firmanın Türkiye’deki çalışmaları hakkında bilgiler veren Michelin Pazarlama Direktörü Sertan Akçagöz, 2009 yılından beri Michelin Global’in Avrupa organizasyonu içerisinde yer alan Michelin Türkiye Ofisi’nin başarılı çalışmaları sayesinde şu anda Türkiye’de 400 bayiye ulaştıklarını söyledi.  Michelin’in her şartta ve durumda kullanıcıları için en üstün performans ve güvenlikli lastiklerini yıllardır Türk kullanıcıları ile buluşturduğunu kaydeden Akçagöz, özellikle hafif ve ağır ticari araçlar için lastik seçiminde dikkat edilmesi gereken konuları şu şekilde sıraladı: “Lastiklerin ana görevi, araç ve yol bağlantısını en iyi şekilde sağlamaktır. Bunun yanı sıra fren mesafesinin ıslak ve kuru zemine göre en iyi performansı sağlaması, bu performansları sağlarken de özellikle hafif ticari ve ağır vasıta lastikleri için önemli olan dayanıklılıktan da ödün verilmemesi gerekiyor. Lastiklerde güvenlik bakımından önemli olan performanslar darbelere dayanıklılık, ıslak ve kuru zeminde ve virajlarda yol güvenliğidir. Ağır vasıtalarda ve özelikle otobüs lastiklerinde ticari kaygılar güdülmeden en iyi performansı sunan lastikler tercih edilmelidir.”

‘AĞIR VE HAFİF TİCARİ ARAÇ LASTİK ÜRETİMİNDE İDDİALIYIZ’

Michelin’in Ar-Ge faaliyetlerine büyük önem verdiğini kaydeden Akçagöz, sürekli yeni innovasyonlar arayışı içerisinde olduklarını belirterek firmanın Ar-Ge çalışmaları ile ilgili şunları söyledi: “Yenilikler ve teknolojik üstünlükler konusundaki liderliğimizi sürdürebilmek için dev bir Ar-Ge’miz var. Buna ek olarak Avrupa, Amerika ve Asya kıtalarında araştırma, geliştirme ve süreç mühendisliği alanlarında Michelin’in toplam 6 bin çalışanı bulunuyor. Michelin’in yenilikçi ve sektöre ilkleri kazandıran marka olma özelliği de buradan geliyor. Michelin’in ana hedefi hareket kabiliyetinin ana unsurlarını araştırırken lastik üretiminin de ötesinde mobiliteyi artırmaktır.”

‘EN ÖNEMLİ AVANTAJIMIZ LASTİKLERİMİZİN KARKAS YAPISI’

Michelin’in dünyada ilk radyal lastiği üreten firma olduğunu ifade eden Akçagöz, “1992'de ilk düşük yuvarlanma dirençli lastiği tanıttığımızda diğer hiçbir lastik firmasının böyle bir çalışması yoktu. Şu an artık dördüncü jenerasyon düşük yuvarlanma dirençli lastikleri satıyoruz. Ağır vasıta lastiklerinde, Michelin markasının en önemli avantajı çok güçlü karkas yapısıdır. Bunun yanında çoklu ömür opsiyonu diğer değişle yeni lastik, diş açma ve kaplama süreçleri sayesinde sunduğu performansın yanında kilometre maliyetinde de en avantajlı fiyat sunan lastik olabilmemizi sağlıyor. Bu da yine tavsiye edilen doğru kullanım şartları çerçevesinde geçerlidir. Uçak lastiklerinde kullanılan teknoloji ile ağır vasıta lastiklerinde kullanılan teknoloji farklı. Son dönemlerde araçların performanslarında yaşanan artışa bağlı olarak lastiklerde de bu araçların performanslarına en iyi yanıtı verebilmek için bazı teknolojik geliştirmeler yaşanıyor” şeklinde konuştu.

‘DOĞRU KULLANIM MAKSİMUM PERFORMANS GETİRİYOR’

Kullanıcıların lastiklerden maksimum verimi alabilmesi için üretici firmanın tavsiyelerine riayet etmesi gerektiğini dile getiren Akçagöz, “Yakıt maliyetini, kullanım ömrünü etkileyen en etken kullanıcı profilidir. Araç kullanıcısı bilinçsiz bir şekilde araç kullanımıyla aracın yakıt tüketimini ve lastiğin kullanım ömrünü ciddi şekilde etkileyebiliyor. Hiçbir zaman unutmamak gerekir ki hiçbir araç ya da lastik fizik kurallarını ortadan kaldıramaz. Yani burada söylemek istediğimiz otomobil üreticileri performansı ve güvenliği üst düzeyde araçlar üretiyor. Biz lastik firmaları da bu özellikleri daha da üst düzeye çıkaracak lastikler üretiyoruz. Lastikten maksimum performans alabilmek için lastiği üreticinin tavsiye ettiği koşullarda kullanmak gerektiğini unutmamak gerekiyor” diyerek sözlerine devam etti.

‘HER TÜRLÜ HAVA VE YOL DURUMUNU DÜŞÜNEREK LASTİK ÜRETİYORUZ’

Michelin’in dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış toplam 19 adet test pistinin bulunduğuna dikkat çeken Akçagöz, bu pistlerde test edilen lastiklerin lokal kullanımlara uygun olarak piyasaya sunulduğunu söyleyerek sözlerine şu şekilde sürdürdü: “Michelin’in 3 kıtaya yayılmış 19 adet test pisti bulunuyor. Bu pistlerde üretilen lastikler hava, zemin, nem, sıcaklık gibi bütün testlere tabi tutulduktan ve testten başarı ile çıktıktan sonra satışa çıkarılıyor. Yani her ülkenin iklim ve yol şartlarına uygun lastikler üretebilme esnekliğimiz fazlasıyla mevcut. Ayrıca, her yeni ürünü pazara sunmadan önce uzun bir test döneminden geçiriyoruz. Bu testlerde performans, güvenlik, ıslak zemin, kuru zemin, nem oranları, hava sıcaklığı gibi birçok detayı farklı koşullar altında ve zorlu seviyelerde test ediyoruz.  Bu sayede araştırma merkezimizde lokal kullanımlara daha uygun çözümler sağlıyoruz. Ayrıca 19 adet test pistimizde elde edilen veriler Ar-Ge merkezleri ve üretim tesisleriyle paylaşılıp, gerekirse ülkelere özgü modifikasyonların yapılmasını da sağlanıyor. Yani Türkiye’de üretim tesisimizin olmaması, ülkemize uygun lastiklerin üretilmediği anlamına gelmiyor. Aksine Türkiye yol koşullarından çok daha zor yol koşullarına dayanıklı lastikler üretiyoruz.”

‘MÜŞTERİLERİMİZE VE İŞ ORTAKLARIMIZA HIZLI ÇÖZÜMLER SUNUYORUZ’

Michelin’in 120 yıllık üretim tecrübesi ile ürettiği lastiklerin güvenlik, performans ve enerji tüketimi gibi konularda kullanıcılarına kalitesini ispat ettiğini vurgulayan Akçagöz, “Bütün bu özelliklerimiz sayesinde dünyanın her yerinde 120 yıldan beri önde gelen lastik pazarlarında yerimizi sağlam bir şekilde devam ettiriyoruz. Lastiklerimizin düşük yuvarlanma direnci, yakıt tasarrufu, çevreci, ekonomik, dayanıklılık, güvenlik ve uzun ömürlülük gibi özellikleri sayesinde de lastik kullanıcılarının ve araç üreticilerinin ilk tercihleri arasında yer alıyoruz. Lastik yatırımı yapacak firmalara önerimiz: Geniş bayi ağı olan ve müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmak için çalışan firmaları tercih etmeleri. Michelin olarak 400’den fazla bayiimizle müşterilerimize ve iş ortaklarımıza hızlı çözümler sunuyoruz. Lastik seçiminde ise performans, dayanıklılık, yakıt tasarrufu ve uzun kullanım ömrü gibi kriterler göz önünde bulundurulmalıdır. Kullanım ömrü kısa olan bir lastik fiyatı uygun gibi gözükse de aslına bakıldığında kısa kullanım ömrü ile daha maliyetli bir hal alacaktır. Bu durum yuvarlanma direnci için de geçerlidir. Binlerce kilometre yapacak bir lastiğin sağlayacağı yakıt tasarrufu sayesinde karşısında daha ucuz olan lastiğin maliyeti daha fazla olacaktır. Ağır vasıta lastikler için ise durum biraz daha farklıdır, burada kaplanabilirlik özelliğinin bulunması enerji ve hammadde bakımından lojistik firmalarının yükünü yüzde 50 oranında azaltmaktadır” diye konuştu.

‘ELEKTRİKLİ VE HYBRİD ARAÇLAR İÇİN ÇALIŞIYORUZ’

‘Michelin yenilikçi ve teknolojik gelişmeleri takip ederek bu gelişmeleri üretime yansıtan bir şirket olma özelliğine sahip’ diyen Akçagöz, firmanın önümüzdeki dönem piyasaya sunacağı yenilikleri hakkında şunları söyledi: “Özellikle son yıllarda gündemde olan çevre kirliliği çalışmaları odaklı yürütülen çevre dostu elektrikli ve hybrid araçlar için çalışmalarımız devam ediyor. Örneğin bundan kısa süre önce Renault’un elektrikli modeli ZOE için özel geliştirdiğimiz Michelin Energy Saver E-V modelimiz bulunuyor. Elektirikli araçların yakıt tüketimlerini ciddi oranda azaltan Energy Saver E-V, yeni teknoloji sayesinde kullanım sırasında çok az ısınırken, frenleme yapıldığında çok hızlı ısınma sağlayarak daha kısa fren mesafesi sağlıyor. Bunun gibi iş birlikteliklerine bir örnek de Ferrari Berlinetta F12 modeli ve BMW M6 modeli için geliştirdiğimiz Michelin Pilot Super Sport’u örnek verebiliriz.”

[gallery]

H. Yusuf ÖZER  / BUS&TRUCK DERGİSİ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Guncel Haberler Haberleri

"Milli elektrikli traktörün prototipini tamamladık"
Türk jeti düştü, uçaktaki 11 kadın öldü
Doğuş, İstinye Park ve VW Arena'yı satıyor
İETT'den tehdit gibi açıklama
Elektrikli otoya "torba"dan ÖTV zammı çıktı