MÜSTEŞAR DENİZCİLİĞİ

Türk denizciliği, henüz kurulamayan veya kurulması istenmeyen “Denizcilik Bakanlığı”nın yokluğunun sıkıntısını gerek yurt içinde gerekse uluslar...

Türk denizciliği, henüz kurulamayan veya kurulması istenmeyen “Denizcilik Bakanlığı”nın yokluğunun sıkıntısını gerek yurt içinde gerekse uluslar arası arenada yoğun bir şekilde yaşamaktadır. Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı olarak müsteşarlık düzeyinde ulusal denizciliğimize yön vermeye çalışan bu kurum sanki emaneten yönetilmektedir.

Denizciliğimiz, bağımsız olarak, kendine özgü yapısıyla kurumsallaşarak, uluslararası denizcilik sektöründe gereken gücü ve saygıyı yakalamalıdır.

Denizcilik Müsteşarlığı'nın görevleri arasında, deniz ticaretini, deniz ticaret filosunu ve gemi inşa sanayini teşvik edici önlemleri almak,gerekli ekonomik desteği sağlamak, denizcilik endüstrisinin gelişmesi için ulusal politikalar üreterek uygulamaya koymak gibi önemli yatırım kriterleri vardır. Diğer  bir konu da denizcilikle ilgili geleceğe yönelik planlanmaların, uluslar arası çağdaş,bilimsel ve rekabetçi anlayış içinde yapılmasının sağlanmasıdır.

En önemli görevlerinin başında ise toplumda deniz sevgisini geliştirmek ve deniz kültürünü yaygınlaştırmak için daha kapsamlı çalışmaların yapılması gelir. Denizcilik müsteşarlığı, Ulaştırma Bakanlığının gölgesinde yalnızca evrak işlerinin yürütüldüğü bir kurum değildir. Kuruluş yasası olmamış olsa bile.

Denizcilik ufkumuzun genişlemesi ve uzak denizlerde etkin olabilmemiz için denizciliğimizin yönetim şeklinin artık değiştirilmesi gerektiği kesinlikle bilinmelidir. Müsteşarlık düzeyinde kaldığı sürece ne ciddi anlamda yaptırım gücü olacak, ne de kullanabileceği kendine özgü yetkileri.

Uluslararası Denizcilik Örgütü'nde (IMO) söz sahibi olmak istiyorsak, denizlerle ilgili politikalarımızda bağımsız kararlar alarak yeni reformlara gitmeliyiz. Dünya deniz taşımacılığından aldığımız % 2-3 gibi çok düşük olan payı arttırabilmenin hesaplarını yapmalıyız. Ege ve Akdeniz çanağında tersane yatırımlarına hız vererek bu denizlerde söz sahibi olmalıyız. Yeni bir prestij ve güç kazanarak uluslar arası denizcilik örgütlerinde  söz sahibi olmak zorundayız. Bu anlayış ve açılım içinde de deniz ticaret filomuzu güçlendirmeli ve yenilemeliyiz.

Yıllardır ABD ve AB'nın kıskacında sıkışıp kalan ve bir türlü kendini yenileyemeyen denizcilik sektörümüzü bu dayatma ve baskılardan kurtarmanın zamanı artık gelmiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diğer Haberler

Bir türlü güncellenemeyen gümrük sistemi, milyon dolarlık kayıplar getirdi
Yeni eSprinter ile Mercedes hafif ticarilerde elektrikli dönüşüm başlıyor
Fenerium ürünleri, özel tasarımlı F-Max araçlarıyla Türkiye yollarında
Ticaret Bakanlığı ‘NCTS Faz 5’ krizine çözüm için harekete geçti
Capella Logistics, Fransa taşımalarını 2 yılda yüzde 200 artırdı
MAN eBus ailesinin yeni modeli Lion'ın City 12 E LE "sürdürülebilirlik" tacı taktı
Mars Hava ve Deniz Kargo, iki fuara 339 Türk markasını taşıdı
Arkas Lojistik Grubu’nun yeni yatırımları 2025’de sahada olacak
Mercedes’in yeni nesil otobüsleri hem kaptanları, hem yolcuları mutlu edecek
Renault Trucks T, Euro NCAP'te 4 yıldız ile ödüllendirildi