Necmettin Akten gibi sevilmek

Hepimiz süreleri değişken olmakla birlikte bir öğrencilik dönemi geçirdik. Herkesin olduğu gibi benim de, öğrencilik hayatımda unutamadığım, saygı ve sevgiyle yadettiğim öğretmenlerim olmuştur. İşte böyle bir öğretmenin öğrencilerine vedasını izledim 28 Ocak Çarşamba günü... Türkiye’nin mesleği kaptan, akademik kariyeri profesör olan tek gazetecisiydi uğurlanan. “Şapkalarından birini çıkarmalısın!” diyordu ‘Devlet Baba’ hem de en sevdiği şapkasını... Yıllarca yaşça ondan büyüklerinin ülkeyi idare etmesine izin veren yasalar, “67 yaşından sonra öğretmenlik yapacak yetkinliğe sahip olamazsın” diyordu. Onun da yüreği kan ağlayarak ayrıldığı günün tarihiydi 28 Ocak Çarşamba. SEVGİYİ GÖZLERDE GÖRMEK 10 gün boyunca Birsen hocalarının komutanlığında gecenin planlarını yapmışlardı Deniz Ulaştırma Mühendisliği Fakültesi’nin kurmayları... İşler bir hücre çalışması disipliniyle yürüdüğü için, Necmettin Hoca’nın bile başlamasına yarım saat kala haberi olmuştu organizasyondan... TURYOL Başkanı Yunus Can, babasının adını taşıyan tekneyi tahsis etmişti; Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli, Altan Köseoğlu ve Ruhi Duman da, gecenin diğer masraflarını üstlenmişlerdi. İşte o gecede yaşanan iki görüntünün beni çok etkilediğini itiraf etmeliyim. Aslında obje tek: Gözler. Onlarca öğrencinin Necmettin Hoca’yla her karşılaştıklarında parlayan gözleri bir yanda; sayın hocamın böylesine sevilmekten duyduğu utangaç mahcubiyet ve nemli gözleri diğer yanda... Necmettin Akten Ağabey gibi sevilmenin nasıl hoş bir duygu olabileceğini geçirdim aklımdan. Tanrı, herkese böylesine sevilmek nasip etsin. NE TEMSİLCİ, NE DE BİR ÇİÇEK İMEAK Deniz Ticaret Odası, çok yoğun günler yaşıyor. Yine tek liste ile girilecek ‘iddialı’ bir seçim hazırlığı içindeler. İnanıyorum ki, yaşanan bunca 'telaş' yüzünden Deniz Ticaret Odası’nın kurulmasında büyük emeği geçen Necmettin Akten hocalarını unuttular. Ama, düşünmeden de geçemiyorum. En azından bir çiçeğin kendilerini temsil edebileceği gerçeğini kimse sufle etmedi mi sayın armatörlerimize...?