Son birkaç yıldır epey önemli gördüğüm bir konu yolculuksever aklımı sürekli kurcalar durur. Gezegenimizde senelerdir Dünya Denizciler Günü (25 Haziran), Dünya Denizcilik Günü (28 Eylül) ve Uluslararası Sivil Havacılık Günü (7 Aralık) olduğu ve her yıl düzenli etkinliklerle hemen hemen tüm ülkelerde kutlandığı halde, neden bir Dünya Demiryolu (Ve Demiryolculuk) Günü yoktur? Ve neden denizyolu ve havayolu ulaşımına ait ilgili özel günlerin kabulünde etkin rol oynadığını düşündüğüm Birleşmiş Milletler örgütü şimdiye dek bu konuda ses getirici bir girişimde bulunmamıştır?
Sonunda, içinde bulunduğumuz yılın yaz mevsiminin ilk günlerinde raysever bir şair ve yazar olarak kendimi süreğen saydığım bu sorundan soyutlamayı keserek, hem merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Demiryolları Birliği (UIC/UDB), hem de merkezi New York’ta yer alan Birleşmiş Milletler (UN/BM) kuruluşlarının internet ortamından elde ettiğim birimlerinin e-posta adreslerine İngilizce olarak birbirine benzer 2 detaylı mesaj gönderdim. Kısa bir süre sonra her 2 kuruluştan da birbirini andıran cevaplar geldi. Özetleyecek olursam, söz konusu mesajları yazan görevli kişiler bu konudaki duyarlığıma teşekkür ediyor ve önerimi ilgili bölümlerine ileteceklerini belirtiyorlardı. Ancak ben gelen bu yanıtlarla pek rahatlamış değildim. Kafamın içindeki tren tıkırtılarını andıran sesler, yazdığım mesajların benim tanınmış/ünlü bir demiryolu insanı veya bir akademisyen ya da bir şair-yazar olmamamdan dolayı bürokrasinin karanlık ve uzun tünellerinde büyük olasılıkla yitip gidebileceğini bana boyuna tekrarlayıp duruyordu. Zaten şu ana kadar her 2 uluslararası örgütün de bu konuda, benim bildiğim kadarıyla, ciddi bir aksiyon almadığını göz önünde bulundurarak, kişisel önerimi yazı kadrosu içinde yer alma şansına eriştiğim LOJİPORT’taki köşeme taşımaya karar verdim. Bu kararımla hedeflediğim, başta ülkemizin 2 saygın kuruluşu olan T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve TCDD’nin, sonra da bir miktar demiryolu sevdalısı LOJİPORT okuyucusunun dikkatini çekebilmekti.
Bilindiği üzere, ülkemiz 2000’li yılların ortalarından itibaren cumhuriyet tarihimizin ulu önder Atatürk’ün başlattığından sonraki en kapsamlı demiryolu çağdaşlaştırma atağına kalkmış ve söz konusu hamleye ardı ardına dünya çapında dikkati çeken kilometre taşları eklemeyi başarmış ve başarmaya da devam etmektedir. Tüm bunların, neredeyse 50 seneyi aşkın bir süre memleketimizde önemsenmeyip gözden düşürülmüş, şimdilerde ise özenle gözetilerek ulaştırma sistemimizin adeta harika vazgeçilmezlerinden biri olma özelliğini yakalamış (çözüm bekleyen çeşitli sorunlarına karşın) TCDD’nin UIC bünyesindeki saygınlığına artı değer katacağı şüphesizdir.
Eğer uygun görülürse, gerek Ulaştırma Bakanlığımızın gerekse de ulusal demiryolu işletmemizin sayın üst düzey yöneticileri yukarıda belirtmiş olduğum konuya odaklanıp önce bir “Dünya Demiryolu Günü” sonra da eğer mümkünse bir “Dünya Demiryolcular Günü”nü uluslararası platformda belirleyerek, her yıl tüm demiryolu ülkelerinde düzenli biçimde kutlanmasının karara bağlanmasında öncü rol oynayabilirler. Bugünkü yazımı söz konusu gün(ler) için önce “17 Ekim” tarihini önermekle bitirmeye hazırlanıyorum. Önerdiğim bu tarih, UIC’nin resmen hayata geçirilmesi için 1922 senesinde Paris’te düzenlenmiş uluslararası konferansın gerçekleştiği gündür. İkinci bir tarih olaraksa önerim, UIC’nin kurumsallaştırılmasına giden yolu açan ve yine 1922 yılında bu kez Cenevre’de toplanmış öncü konferansın düzenleniş günü olan “3 Mayıs”tır. Kimbilir, belki de önümüzdeki sene önerdiğim ilgili günlerden en azından bir tanesinin ülkemizde ve bütün dünyada kutlanması gerçek olur veya gerçekleşebilmesi için hayli kararlı ve sağlam ilk adımlar atılır.