İkinci Aliağa Uluslararası Liman Yönetimi ve Lojistik Zirvesi açılış konuşmalarının ardından panellerle devam etti. İlk panelin ana konusu Aliağa’nın Liman ve Lojistik Alanında Gelişiminin Artırılmasına Yönelik İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri oldu.
Panelin bize göre en çarpıcı konuşması Dr. Selçuk Nas’ın Aliağa’daki limanların tamamlanmasıyla artacak gemi trafiğine dikkat çeken açıklamasıydı. Nas’ın topladığı verilere göre Aliağa’ya giren gemi sayısı yılda 5 binden 10 bine çıkacak, bu da hiç istemediğimiz kazaları beraberinde getirebilecekti.
İlk konuşmacı Nemport Genel Müdürü Oğuz Tümiş oldu. Tümiş, kombine taşımacılığın tarifini yaparak, olanakları anlattığı konuşmasını bölgedeki trafik sorununa getirerek şöyle sürdürdü: “Limanların bağlantı yolları olmazsa, nefes alamıyor. Mevcut yollar eklensin dedik daha da daraldı. Artan ise sadece çukurlar. Buraya yol bile denilemez. Yollar gerçekten risk taşıyor, ya yollar geliştirilmeli, ya da raylı sistem olanakları artırılmalı. Raylı sistemler limana bağlanmalı, raylı sistemlerde yük ve yolcu taşıması ayrı hatlarda olmalı. 24 saat taşımacılık ve operasyon yapılabilmeli.”
Ege Gübre Liman Müdürü Kapt. Usluhan Algür de, sunumunu Liman Yönetiminde Sıvı-Katı-Gaz Dökme Yükler ve Konteyner Taşımacılığı konusunda yaptı. Algür, verimliliği yüksek tutmak adına ekipmanların kara, demiryolu ya da bantlar gibi unsurlarla beslenmesinin önemini vurguladı. Limanlarda draft sorunu bulunmadığını belirten Algür, fakat rıhtım ve geri alan bulmakta zorlandıklarını ifade etti.
Ege Bölgesi ile Ambarlı kıyaslamasını da yapan Algür, “Biz yıllar itibariyle yüzde 64 büyürken Ambarlı niye yüzde 357 büyümüş bunu sorgulamak lazım” diye konuştu. “Özel sektör yatırım yapıyor ama karşılığında sadece sorunlarla karşılaşıyor” diyen Algür, “İdare, sorunlarımızı çözüyor ama altyapıyla ilgili hiçbir hizmet alamıyoruz. Ben vergimi veriyorsam, İdare de görevini yapmalı. Aliağa Gümrük Müdürlüğü’nün iki ayrı bölümde hizmet vermesi lazım” açıklamasını yaptı.
Petlim Operasyon Müdürü Süleyman Çokan da, konuşmasını Liman Yatırımları ve Bölgenin Kalkınması Açısından Sektörel Gelişiminin Desteklenmesi konusuna ayırmıştı.
Aliağa’da 6 hektar geri alan olmak üzere 48 hektar alanda hizmet verildiğini belirten Çokan, “Ülke ihracatının yüzde 30’luk payı İzmir Aliağa limanlarından gerçekleşiyor. Ambarlı yüzde 25, Mersin yüzde 23 ile üçüncü sırada. Bakanlık da, master plan çalışmasında Aliağa’yı yatırımlar bölgesi olarak işaret ediyor. Su derinlikleri müsait. Gemilerin yolu 50 deniz mili kısaldığından bu da armatöre yakıt tasarrufu olarak geri dönüyor. İthalatçı firmalar büyük sıkıntı yaşıyor. Yollar sahipsiz kalmış, bir türlü yapılamıyor. İhtisas gümrükleri maalesef haksız rekabete yol açmakta. Örneğin mobilya eşyası artık İzmir TIR gümrüğünden yapılamayacak. Öncelikle Aliağa’nın önünü açmak için İçin İzmir Gümrük Müdürlüğü’nün yetkilerinin Aliağa Gümrük Müdürlüğü’ne de verilmesini istiyoruz. Yüksek lojistik maliyetler nedeniyle yatırımlar limanlara yakın bölgelere yapılmalıdır. Yüzde 30 ile ihracatın lokomotifiyiz. Aliağa yükselen bir değerdir, herkesi bu değere sahip çıkmaya çağırıyorum” dedi
Dokuz Eylül Üniversitesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Nas, önemli bir tehlikeye dikkat çektiği sunumunu, Çandarlı Körfezi’nde Deniz Trafiğinin Analizi ve Kıyı Tesislerinin Gelişimine Etkileri başlığı ile aktardı.
Yılda 5 bin geminin bu bölgeye girip çıktığını ifade eden Nas, “Açılması planlanan Çandarlı, SOCAR’ın yapmayı planladığı terminallerle bu sayının 10 bine çıkması bekleniyor. Bu da Çanakkale’nin yükünü artıracak, Çanakkale’nin pek bir sorunu yok çünkü geliş ve gidiş diye bölünebiliyor. Ama bu yükü Aliağa Körfezi nasıl karşılayacak?” diye sordu.
6 gün boyunca 714 gemiyi incelediklerini ifade eden Nas, “Gemilerin çatışma olasılık değerlerini çıkardık. Gelecekte deniz trafiğinin içinden çıkılamaz hale geleceğini söyleyebiliriz. Nemrut ve Yeni Foça açıkları çatışma riskinin en yoğun olduğu alan olarak öne çıkıyor. Bu bölgeye yeni enerji terminalleri kurulacak. Bu yol üzerinde büyük bir konteyner terminali kuruluyor. Trafiğimizin bir merkezden yönetilmeye ihtiyacı var. Kıyı Emniyeti de önlemini aldı. Babakale’den Çeşme’ye kadar gemi trafiğini gözlem altına aldı. Gemi trafik emniyet analizlerinin sürekli yapılması gerekiyor” açıklamasıyla da, tüm bu sorunların çözümünün de teknolojik takip ve gelişmelerde olduğunun da altını çizerek yüreklere su serpti.
TCDD 3. Bölge Müdürü Murat Bakır, sunumunu araştırma ve istatistiklerle oluşturmuştu. Bakır, demiryollarındaki gelişmeyi özetleyerek sözlerini şöyle tamamladı: “2004 yılı başlarında hayata geçen blok tren taşımacılığıyla 500 tondan az olan yükler bu yöntemle taşınmaya başlanmıştır. Bunun sonucunda da 2004 yılında 18 milyon net tondan 28 milyon net tona ulaşılmıştır. TCDD, lojistik köylere çok önem veriyor ve bunların sayısının artırılması için çalışıyoruz”
UDHB Karayolları Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürü Abdulkadir Uraloğlu da, konuşmasının büyük bölümünü Körfez Geçişi Projesi’ne ayırmıştı. Uraloğlu, hazırladığı slaytta bu dev projenin tanıtımını yaptı. İstanbul’daki Marmaray'ın bir örneğinin İzmir'e yapılacağını söyleyen Uraloğlu, 1700 metre uzunluğunda olacak projenin, yapay ada, çevre yolları, bağlantı kavşakları, Çeşme ve İncir altı bağlantı kavşağı, Batırma tüp tünel ile İzmir'de gerçekleştirileceğini ifade etti.
Selçuk ONUR – İZMİR/LOJİPORT