Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum Kesimi?nin Doğu Akdeniz?de petrol-doğal gaz araştırmasıyla ilgili verdiği ruhsatların hükümsüz olduğunu belirterek, bu ruhsat çerçevesinde Akdeniz?de araştırma yapmak isteyecek ülke ve şirketleri uyardı.
Dışişleri Bakanlığı?ndan yapılan açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi?nin (GKRY), 2003 yılından itibaren Doğu Akdeniz?deki ülkelerle deniz yetki alanlarını ilgilendiren ikili anlaşmalar yapma gayretlerini arttığı kaydedildi. Açıklamada, KKTC?nin ve Türkiye?nin en başından beri bu teşebbüslere karşı çıktığı ve yarı kapalı bir deniz niteliğindeki Doğu Akdeniz?de kıta sahanlığı veya münhasır ekonomik bölge sınırlandırmalarının ancak bütün ilgili ülkeler arasında ve bütün tarafların hak ve çıkarlarını gözetecek şekilde yapılacak düzenlemelerle mümkün olabileceğini savunduğu vurgulandı.
Bu doğrultuda, Türkiye?nin itirazına rağmen Mısır ile GKRY arasında 17 Şubat 2003 tarihinde imzalanan münhasır ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmasının Türkiye tarafından tanınmadığının hem Mısır nezdinde hem de Birleşmiş Milletler Örgütünde kayda geçirildiği belirtilen açıklamada, Mısır?la bu konudaki temaslar devam ettiği kaydedildi.
?ANLAŞMA OLMAYACAK DENMİŞTİ?
GKRY ile bu defa Lübnan arasında aynı konuya ilişkin müzakereler yürütüldüğünün öğrenilmesi üzerine, Lübnan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı nezdinde girişimde bulunulduğu da belirtilen açıklamada, ?Tarafımıza böyle bir anlaşmanın yapılmayacağının açıklanmasına rağmen GKRY ile Lübnan arasında sözkonusu anlaşmanın imzalanacağına dair 15-16 Ocak tarihinde basına da yansıyan haberler üzerine, Ankara?da Lübnan Büyükelçisi ve Beyrut?ta da Dışişleri Bakanlığı nezdinde yeniden girişimlerde bulunulmuştur? denildi.
Açıklamada, ?Ancak, sözkonusu anlaşmanın 17 Ocak 2007 tarihinde imzalandığı öğrenilmiş olup, Lübnan makamlarından anlaşmanın mahiyeti hakkında izahat istenmiş, her hal ve karda böyle bir anlaşmanın yürürlüğe konulmaması talep edilmiştir? ifadeleri yer aldı.
Son olarak, GKRY Meclisinde Kıbrıs Adasının deniz alanlarındaki petrol yataklarında arama yapılmasını düzenleyen bir yasanın kabul edildiğine ilişkin haberler çerçevesinde konunun hukuki ve siyasi boyutlarına bir kez daha dikkat çekilmesinde yarar görüldüğü kaydedilen açıklamada, ?KKTC tarafından da açıklandığı üzere, Kıbrıs Adasının deniz alanlarında KKTC?nin de hak ve yetkileri bulunmaktadır. Öte yandan, GKRY Adanın tümünü temsil etmemektedir. Dolayısıyla, GKRY?nin bu konuda çıkardığı yasaların veya ilgili ülkelerle yaptığı anlaşmaların bizim açımızdan hükmü bulunmamaktadır? denildi.
?TÜRKİYE ÇIKARLARINI KORUMAKTA KARARLI?
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye?nin Doğu Akdeniz?deki hak ve çıkarlarını korumakta kararlı olduğunu ve bunların aşınmasına yönelik teşebbüslere müsaade etmeyeceğini duyurdu.
Açıklamada son olarak, ?Bu bağlamda, Kıbrıs Adasının deniz alanlarında GKRY?nin vermeye teşebbüs edebileceği hükümsüz ruhsatlara dayanarak petrol-doğal gaz araştırmasıyla ilgili çalışmalar yapmayı düşünebilecek ülkelerin ve şirketlerin, durumun hassasiyetini ve Ada?daki diğer kurucu halk olan Kıbrıs Türklerinin iradesini de dikkate almaları, her hal ve karda Kıbrıs meselesinin çözüm sürecine olumsuz etkide bulunacak girişimlere yönelmemeleri gerektiğini hatırlatıyor ve buna göre davranmalarını bekliyoruz? denildi.
PETROL YATAKLARINI KİM KULLANACAK?
Kıbrıs'taki petrol krizi her geçen gün büyüyor. Krizi hali hazırda KKTC'nin yanı sıra Türkiye de karışmış durumda. Ankara bugün konu ile ilgili bir açıklama yaparak, Rumların direttiği "Adanın tüm kaynaklarını Rumlar'ın kullanacağı" yönündeki iddianın kabul edilemez olduğunu duyurdu.
Konu ile ilgili olarak bir açıklamada bulunan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas, Türkiye ile KKTC yönetimini, iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon çözümüne varmak amacıyla, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin, egemenlik haklarına gerekli hassasiyet ve saygıyı göstermeye çağırdı. Hristofyas, "Kıbrıslı Türkler kuşkusuz bu federal Cumhuriyetin ortakları olacaklar ve çıkacak olan petrolden Kıbrıslı Rumlarla ortaklaşa faydalanacaklardır.' dedi.
Sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin BM üyesi olarak uluslar arası hukuk temelinde yasal olarak çalıştığını savunan Meclis Başkanı, 'Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti'nin vatandaşlarıdır ve ortağımızdırlar -bu bir gerçektir- ancak ne yazık ki, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yönetimine katılmıyorlar, çünkü katılmak istemiyorlar ya da katılmamaya mecburdurlar' şeklinde konuştu. Hristofyas, "Kıbrıs"ın bağımsız bir ülke olduğunu, uluslar arası hukuk, Deniz Hukuku çerçevesinde yasal olarak hareket ettiğini, bu yüzden Türkiye'nin tutumunun kabul edilemez ve uluslar arası yasallık haricinde olduğunu iddia etti.
ANKA