Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım AŞ (ANFAŞ) tarafından düzenlenen Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı'nda açılan stantta yeni model otobüslerin tanıtımı toplantısına katılan Otokar Genel Müdür Yardımcısı Basri Akgül, ÖTV teşviki verilmesiyle binek otomobil sektörünün, geçen yıl yaşanan küresel krizi iyi şekilde atlattığını kaydetti. Orta ticari ve ağır ticari araçlar sektörünün teşvik alamadığını hatırlatan ve bu sektörün geçen yılki krizi kendi yağıyla kavrularak atlattığını ifade eden Akgül, şunları söyledi:
''Orta ve ağır ticari araç sektörü olarak krizde kendi yağımızla kendimiz kavrulduk. Bizim araçlardaki KDV oranı yüzde 1. Dolayısıyla devletin verdiği ÖTV teşviki yüzde 1'i sıfır yaptı. Bu, bizim araçlarda bir şey ifade etmedi. Kendi çabalarımızla kısmen ihraç, kısmen iç pazarda araç tedarik ederek geçen yılı başarıyla atlattık ve krizden başarıyla çıktık. Ancak sektör daraldı. Orta ve ağır ticari vasıta; 2008 yılına göre yüzde 50'nin üzerinde daralma gösterdi. Şimdi bu daralmayı, 2008 yılına göre yüzde 50 büyütme çabası içindeyiz. Bu kolay değil. Bu yıl sektör yüzde 50 daralmasına rağmen Otokar olarak bizim satışlarımızda yüzde 50'nin altında daralma oldu. Sektöre göre daha az küçüldük.''
-''STANDARTLAR YÜKSELDİ''-
Bu yıl 1 Ocaktan itibaren sektörün AB'ye uyumu sürecinin başladığını vurgulayan Akgül, Otokar araçlarının tamamının, bu tarihten itibaren Euro 4 motora geçtiğini anımsattı. Kendi sektörlerinde yüzde 100 oranında AB'ye uyumun sağlandığını ifade eden Akgül, şöyle konuştu:
''Aracın teknik donanımında da, gövdesinde de bir sürü yenilikler oldu. AB'ye uyum sürecinde yeniliklerin gelmesi, doğal olarak araçların fiyatlarını etkiledi. Biz bu yılın başında küresel krizi tam atlattık derken, bu sefer standartların yükseltilmesinden dolayı araç maliyetleri yükseldiği için ikinci bir yavaşlama ile karşı karşıya kaldık. Yılın ilk üç ayında da sektör bu yavaşlamayı çok ciddi şekilde hissetti. Bir durağanlık yaşamaya devam ediyoruz. Bunu ikinci bir kriz gibi düşünebiliriz. Ancak, bu aydan itibaren satışlar yukarıya doğru gitmeye başladı. Bu yıl geçen yılın biraz üzerinde satış hedefliyoruz. 2010 yılından sonra pazarın eski seviyesine yükselme trendine gideceğini düşünüyoruz.''
-''TÜRKİYE AVRUPA'NIN ÜRETİM MERKEZİ''-
Otokar'ın geçen yıl 1500 minibüs ve otobüs satışı gerçekleştirdiğini bildiren Basri Akgül, bu yıl bu sayıyı yakalayıp, daha sonra üzerine çıkmayı hedeflediklerini belirtti. Avrupa kıtası ağırlıklı olmak üzere 33-34 ülkeye ihracat yaptıklarını anlatan Akgül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Avrupa ağırlıklı olmak üzere üç kıtaya araç satıyoruz. Ürün gamımızı çok geliştirdik. 6 metreden 13 metreye minibüsten, otobüse kadar her türlü aracımız var. Ürün çeşidimiz çok fazla. Türkiyede en geniş ürün gamına sahip firmayız. Türkiye, Avrupa'nın otobüs üretim merkezi haline geldi. Tüm Avrupalı firmalar da Türkiye'deki bu potansiyeli gördüğü için ülkemizi tercih ediyor. Kaliteli iş gücünü gördükleri için tüm firmalar Türkiye'de üretim yapar hale geldi. Dolayısıyla toplu ulaşımın geleceği, Türkiye açısından baktığımızda 10-15 yıl içerisinde sürekli büyüyen trendde gidecektir. Biz sadece Türkiye'ye araç üretmiyoruz, hem dünyada hem de Türkiye'de iyileşmeleri üst üste koyduğumuz zaman, Türkiye'nin de bir otobüs üretim merkezi olduğunu da söylersek ki, şu anda zaten öyle, bunun etkisi Türkiye'deki üreticilere de yansıyacak.''
-''AVRUPA'NIN SAYILI AR-GE'LERİNDEN BİRİYİZ''-
Otokar firmasının 10 yıl önce 270 bin metre karelik alanda faaliyet yaptığına dikkati çeken Akgül, bugün 700 bin metre kareye ulaştıklarını bildirdi. Üretimini durduran Iveco'yu satın aldıklarını anlatan Akgül, büyümek için yatırımlarının son sürat devam ettiğini belirtti.
Otokar'ın büyüyen bir şirket olduğuna işaret eden Akgül, özellikle AR-GE'ye yatırım yaptıklarını vurguladı. Basri Akgül, ''Türkiye'nin değil, Avrupa'nın sayılı AR-GE'lerinden biriyiz. Avrupa'da sayılı araç geliştirme laboratuvarlarından biriyiz. Bizde o kadar ilginç araç geliştirme test cihazları var ki, bunlar Avrupa'da iki - üç laboratuvarda var. AR-GE test cihazlarına büyük yatırımlar yapıyoruz. Sadece minibüs, otobüs değil, treyler, askeri ve zırhlı araçlar da üretiyoruz. Türkiye'nin Milli Tank Projesi'nin yüklenicisiyiz. Milli tankı biz tasarlıyoruz. Dolasıyla çok iyi AR-GE teşkilatına sahibiz. Yaptıklarımız tamamen, yüzde 100 Türk mühendislerinin eseri ve başarısı.''
LOJİPORT