Dünya çapında 20 ülkede, 3 bin 377 kiralık araç kullanıcısı arasında yapılan bir ankete dayandırılan küresel “LeasePlan MobilityMonitor”, araç seçiminde kullanıcıların yüzde 80’inin, aracın “boyutları”na çok önem verdiğini ortaya koydu. Sadece Brezilya veya Türkiye gibi ülkelerde, otomobilin “görünümü”, seçim kriteri olarak boyutlardan daha üst sırada yer alıyor. Türk kullanıcıların yüzde 46’sı masrafları hafifletmek için daha küçük bir araç tercih etmeyeceğini de söylüyor.
LeasePlan MobilityMonitor’ün sonuçlarına göre aracın boyutları (yüzde 80) ve görüntüsüne (vakaların yüzde 73’ünde en önemli seçim kriteri) ek olarak, kullanıcıların yüzde 62’sinin, yeni bir şirket otomobilinde “marka”yı da önemli faktörler arasında gördüğü ortaya çıkıyor. Türk kiralık araç kullanıcıları için aracın markası, görünümü ve motor performansı en önemli kriterler arasında yer alsa da, ancak yüzde 6’sı, tutkunu olduğu markayı seçme özgürlüğüne sahip. Kullanıcıların yüzde 24’ü şirketi tarafından önceden belirlenmiş bir araç listesi içinden tercih yapabildiğini belirtirken, yüzde 65’i de, seçim özgürlüğüne sahip olmadığını belirtiyor.
YAKIT FİYATLARI ÖNEMLİ
LeasePlan MobilityMonitor, birçok kiralık araç kullanıcısının akaryakıt fiyatlarına dikkat ettiklerini de ortaya koyuyor. Katılımcıların neredeyse yarısı (yüzde 45), yakıt alırken her zaman fiyat bilincine sahip. Yüzde 27’si akaryakıt fiyatlarına bazen önem verdiğini kaydederken, ülkemizde kiralık araç kullanıcılarının yüzde 35’i akaryakıt fiyatlarına her zaman dikkat ediyor.
ÇEVRECİLİK TEŞVİKLERE BAĞIMLI
LeasePlan’e göre yakıt fiyatlarındaki gelişmeler, doğrudan küresel kiralama filosunun daha çevreci hale gelmesini sağlamayacak. Genel Müdür Türkay Oktay, filo yöneticilerinin, hibrid ve elektrikli araçlarla ilgilenmesinin temel nedeninin maliyet kontrolü ve şirketlerin kurumsal ekolojik ayak izlerini küçültmek isteği olduğunu söyledi. Oktay, “Geçmişte akaryakıt fiyatlarının artışı, daha yeşil filo oluşturulmasında rol oynamasına rağmen, karbon emisyonlarını düşürmeyi amaçlayan yerel vergi teşviklerinin yanı sıra AB ve ABD yönetmelikleri, buna çok daha önemli bir gerekçe oluşturdu. Maliyet açısından bakıldığında, yakıt fiyatındaki (geçici) düşüşün filo kompozisyonuna etkisi var, ancak etkisi sınırlı. Filo yöneticileri kurumsal sosyal sorumluluğu, çevre dostu bir filo için temel bir değer olarak görüyorlar” açıklamasını yaptı.
(Milliyet)
LOJİPORT