N. Kemal Kırıkkanat, Mersin’de baba mesleği olan freight forwarderliği sürdüren bir Türk genci. Uluslararası acente ağı konusu, öğrencisi olduğu Yeditepe Üniversitesi’nde ilgisini çekmiş. Bu ilgisini şu sözlerle aktarıyor: “Fark ettim ki, freight forwarder ve lojistik firmaları uluslararası acente ağının ne olduğunun bilincinde değil. Bu arada dünyadaki rakip firmaları inceledim. Dış ticaret uzmanlık programlarına katıldım, yazılım konusunda kendimi geliştirdim. Üzerine de yönetim organizasyonu üstüne yüksek lisans yaptım.” Kırıkkanat, ilk grubunu 2009 yılında Freight Forwarder Family (3F) adıyla kurmuş. Ve uluslararası acente ağı organizasyonu yapmaya başlamış. Dünyada 150’ye yakın acente ağı organizasyonu bulunuyor. İşte o organizasyonlardan giderek büyüyen üçü başarılı Türk genci N. Kemal Kırıkkanat’a ait.
3 F’i diğerlerinden ayıran en büyük farkı ‘tüm kararların grup içinde alınması’ olarak açıklayan Kırıkkanat, “İlk toplantımızı 2010’da İstanbul’da yapmıştık. 30 civarında firmanın katıldığı o toplantıda her ülkeden sınırlı sayıda üye alınmasına karar verdik. Belli kriterleri tamamlayan freight forwarder firmalarını aramıza kabul ediyoruz. Türkiye’den sadece bir firma var, o da yeni katıldı. Türkiye’den de 3 firma kabul edilecek. Şu anda 120 firma üye konumunda. Ülke bazında ise 40 ayrı ülkeden üyemiz bulunuyor. Gruba üye olmak için en az 3 yıl forwarding faaliyetinde bulunma şartı var. Sektörde çok büyük denilebilecek birkaç grup bulunuyor. Bu grupların da aslında birçok eksiği sayılabilir. Benim organizasyonumun en büyük farkı butik olmasıdır. Her geleni kabul etmem, 3 referans isterim. Yeri geldiğinde telefonlarını ararız, e-mailini kontrol ederiz. Ne tarz projeler yaptığını biliriz” açıklamasını dile getiriyor.
Uluslararası acente ağı organizasyonları, freight forwarder ve lojistik firmalarını biraraya getiren, birbirleriyle çalışmalarına olanak sağlayan ve belirli kriterlere göre hareket eden gruplar olarak tarif ediliyor. Freight forwarder ve lojistik sektöründe iç ve dış pazardan iş alınır. İç pazarı da ithalat ve ihracatçılar oluşturur. İşte bu yapı içinde somut bir durumu aktarmasını istediğimiz Kemal Kırıkkanat, bizi şöyle yanıtlıyor: “Örneğin ihracatçı, ‘benim yüküm var şu limana getir’ der. Onun adına operasyon yapabilmek için forwarder ya da lojistik firmasının yurtdışında acentesi olması lazım. Dış pazarda ise, nasıl ki iç pazarda A, B, C firması ‘Bir konteyner malzemem var, bunu Hamburg limanına götüreceksin’ diyorsa, ithalatçı da, Almanya’da tekstil ile uğraşan firmaya da şunu söyleyebilir: ‘X lojistik, benim İstanbul’daki ABC firmasında bir konteyner malım var, bana getir!’ Alman firma nasıl Türkiye’de operasyon yapacak? Tabi ki, forwarder partnerini arayarak, ABC Tekstil ile irtibata geçmesini ve teklif vermesini isteyecek. Türkiye’deki forwarder firması Almanya’daki forwarder firmasına teklifini verecek. Alman lojistik firması da, Almanya’daki ithalatçıya teklifini sunacak. Dolayısıyla, biz burada Almanya’daki partnerimiz adına operasyon yapmış olduk. Demek ki, her forwarder firmasının müşterilerine daha alternatifli hizmet verebilmesi için yurtdışında bir acenteye ihtiyacı var. Bir başka örnek, Çin’den bir makine getireceksiniz. Bana geliyorsunuz, Çin’deki partner acentemi arıyor ve teklif alıyorum. Siz de diğer forwarder firmalarından aldığınız teklifi kıyaslıyor ve benimle getirme kararı alıyorsunuz. Ben de, Çin’deki acentemi tedarikçiye bildirmelerini söylüyorum. Çünkü, malı o alacak. Siz de, ‘benim forwarderimin Çin’deki acentesi bu, malzemeyi teslim edebilirsin!’ diyorsunuz. Benim acentem tedarikçiyi arıyor, malı yüklüyor ve getiriyor. Bunu ancak, uluslararası acente ağı yoluyla yapabilirsiniz. Bu, Türkiye’de bilinmiyordu. Forwarding ve lojistik başarılı iletişim denemelerine dayanır. Sizin eğer partnerlerinizle özel bir dostluk ve ilişkiniz varsa tercihlerinizi de bu yönde belirlersiniz. Nasıl FedEx, DHL, TNT gibi firmalar bir başka ülkede kendi adlarıyla hizmet verebiliyorlarsa, forwarder ve lojistikte sizin adınıza hareket edebilecek firmaların biraraya geldiği bir network oluşturduk. İngiliz partnerimizle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kalibre edilmiş malzeme getirdik. O firma, İngiltere’de silah sanayiinden aldığı malzemeyi bizi alıcı olarak göstererek gönderdi; biz de, malzemeyi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim ettik. Normal şartlarda bu firma malzemeyi nasıl TSK’ya teslim edebilir? Başka bir firmayla da, İngiliz Konsolosluğu’nun zırhlı aracını getirdim. Diyelim ki, bir forwarder firması kurdunuz. Kurdunuz ama, birisi size ‘Çin’den malzeme getir’ dediği zaman kiminle irtibata geçeceksiniz? Kimseyi tanımıyorsunuz… Ama, benim grubuma üye olduğunuzda, otomatikman tüm dünyada 120 acenteniz olur. ”
ACENTE AĞINDA HER ŞEY KURALLARLA BELİRLENMİŞ
Uluslararası network oluşumlarının ilk faydasının, uluslararası standardizasyon süreçlerinden geçip, hizmet almanızı sağlamayı kolaylaştırmak olduğunu ifade eden Kırıkkanat, “Eğer sizin çalıştığınız forwarder firması, düzgün bir acente ağının parçasıysa, işleriniz tıkır tıkır yürür. Bizim network’ümüzde partneriniz size bir soru sorduğunda 24 saat içinde yanıtlamak zorundasınız. Partneriniz size fatura kestiğinde 30 gün içinde ödemeniz gerekir. Size, dolar olarak fatura kesildiyse, ben bunu Euro olarak ödeyeceğim diyemezsiniz. Bizim networkümüzde her şey kurallarla tespit edilmiştir. Banka komisyonlarını kimin ödeyeceği bile bellidir. Bir malzemeyi Almanya’daki partnerime gönderdim. Malzeme buradan çıktığında, bunu bir ön ihbarla partnerime bildiririm. Ya da gemi kalkmadan önce draft taslak evrakların teyidini alırım. Diyelim ki, bir art niyet oldu, networkten çıkarılır böylece de tüm acente ağını kaybeder” sözleriyle ağın disiplinini ortaya koydu.
Sisteme girişin bir yıllık üyelik aidatı var. Onun dışında hiçbir ücret alınmıyor. Kırıkkanat’ın 3F organizasyonu, ilk toplantısını İstanbul’da gerçekleştirmiş. Toplantılarda her firmanın 20’şer dakikalık oturumlar halinde birbirleriyle görüştüğünü belirten Kırıkkanat, “Bunu online sistemle ayarlıyoruz. Herkes çok önceden kimle görüşmek istediğini toplantı zamanına kadar sisteme girer. Bu veriler toplantı zamanında açılır ve firmalar arası görüşmeler yapılır. Firma, elinde bir programla, zamanın 20 dakikaya ayarlandığı masalarda görüşmelerini gerçekleştirir. Normalde bir İsrailli ile Lübnanlı’yı bir araya getiremezsiniz ama bizim toplantılarımızda gelir” sözleriyle aktardı, toplantıların farkını.
ETİK DIŞI DAVRANAN KARA LİSTEYE
Biraz daha büyüklere hitap eden Master Forwarders Unity’de (MFU) ise 29 üye firma bulunuyor. 3 F’te ülkelerden 3’er 4’er üye kabul edlilebiliyorken, MFU’da ise çoğu ülkeden 1 üye kabul ediliyor. Bu durumun sadakati artırmayla ilişkili olduğunu vurgulayan Kemal Kırıkkanat, bu savınıın altını şu sözlerle dolduruyor: “Örneğin, Almanya’da 3 acentem var ve ben de 3 F grubundayım. Üç acenteden ayrı ayrı teklif alabilirim. Farklı fiyatlar gelir, ben de kim daha düşük verirse onunla çalışır, malzemeyi ona veririm. Ama, benim grubumda MFU’da olduğu gibi bir acente varsa, malzemeyi de ona veririm. Çünkü, Almanya’daki MFU acentesinin o grupta kendinden başka rakibi olmaz. Yalnız, MFU’nun kriterleri daha ağırdır. Söz gelimi, bir üye diğerine ödeme yapmadı, ben ödüyorum. Operasyonel süreçlerde bazı ön bildirimlerin yapılma şartı vardır. Bir sorun olduğunda bu bildirimler incelenir, bütün gerekleri yerine getirdiği tespit edilirse, 5 bin dolara kadar zararı tazmin ederim. Diğer firmayı da BLACK LIST’e alırım. Kara listeye alınan firma, database’mize bildirilir; o firmayla çalışmamaları tavsiye edilir. Ödemesi gereken paranın da legal olarak tahsili için yapılması gerekenler yapılır. MFU’nun üyelik şartları daha ağırdır. Çin hariç, her ülkeden bir üye kabul ediliyor. Üyelik bedeli daha yüksek. Şu anki üye sayısı 29, bu da 29 ülke anlamına geliyor.”
ARAP ÜLKELERİ BİR TIK UZAĞINIZDA
INO Uluslararası Nakliye Organizasyonu’nun sahibi ve yöneticisi N. Kemal Kırıkkanat’ın network ağları yukarıda anlatılanlarla sınırlı değil. Türkiye ticaretinin yükselen trendine Kırıkkanat da, kayıtsız kalmamış. “Hükümetimizin bölgedeki açılımı doğru bir zamanda geldi” diyen genç organizatör, Arap ülkelerine yönelik çalışmalarını da şöyle özetliyor: “Spesifik bir bölgeye odaklı projeden yola çıktık. Türk ve Arap ülkelerinde, lojistik endüstrisi ve segmentlerini bir araya getirerek, dünya pazarıyla daha etkin şekilde buluşturmayı ve bu pazarı geliştirmeyi amaç edinen, uluslararası bir acente ağı organizasyonu ve online platformu şeklinde özetleyebiliriz. Ama, yine ana çatıda freight forwarder firmaları var. Twitter, facebook gibi sadece üyelik account’u açarsanız hiçbir işe yaramaz. Fakat ne zaman ki, bir şeyler paylaşmaya başlarsınız, gelişmeyi de görürsünüz. TAC da, Türk ve Arap ülkelerindeki firmaları birbirleriyle ve dünyayla buluşturmayı hedeflemektedir. Örneğin, tekstil makinesi üreten bir dış ticaret şirketi TAC’a üye olduğunda bir grup kurabilir. O gruba isteyen herkes üye olabilir. İstediği konuyu tartışmaya açabilir. Ama bu bir forum mantığında yürümez, sadece interaktifsinizdir. Artık aradığınız her firmanın internet sitesine ulaşmanız mümkün olabilir ama biz doğru insana ulaştırma hizmeti veriyoruz. TAC’ı diğerlerinden ayıran özellik belli kategorilere bölünmüş olması ve daha interaktif olmasıdır. Sadece firmalar değil tüm unsurlar yer alır. Bütün bu hizmetler için ödenecek meblağ ise yıllık 199 dolardır.”
LOJİSTİĞİ YAŞAYARAK ÖĞRETİYOR
N. Kemal Kırıkkanat, Türkiye’deki nitelikli eleman yokluğundan da rahatsız. Bunu da, yine bireysel çabalarıyla aşmaya çalışmış. Okuldan mezun olan öğrencilerin teorik bilgiler dışında çalışma hayatına dair birçok eksikleri olduğunu tespit ettiğini ifade eden Kırıkkanat, “Her 5 başvuruya bir sınıf açıyorum. Kullandığım altyapı da, diğer uzaktan eğitim veren kurumları aratmayacak kadar kaliteli. Bu sınıflarda öğrencilere hava, kara, deniz taşımalarını; operasyonel süreci ve evrak dokumantasyonunu belli bir müfredat dahilinde anlatıyorum. ‘Bir patron ne bekler’den, ekip arkadaşlarıyla uyumlu çalışma prensiplerine kadar tüm ayrıntılar öğretiliyor. Burada eğitim kurumu tarzından çok tecrübeler öne çıkıyor. Bir ay süresince haftada iki gün ikişer saatten hava, kara, deniz yüklemelerini uygulamalı olarak, bir senaryo dahilinde sunuyorum. Bu hizmetin bedeli de 599 TL. Katılımcının durumu uygun değilse, ispatladığı takdirde işe girdikten sonra da ödeyebilir” diyor.
SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
Öncelikle her öğrenciye bir işletme sahibi gözüyle bakılıyor. Bir e-mail adresleri oluyor; navlun teklifi verebiliyorlar. Yani bir firmada ne yapılacaksa onu yapıyorlar. Sorularını sesli ve görüntülü olarak sorabiliyorlar. Karşı tarafın da uygun olması durumunda kameralar açılıyor. Sistemden bütün katılımcılar görüşmeleri canlı olarak izleyebiliyor. Kurs bitiminde bir seminere katılım sertifikası veriliyor. Sertifikanın anlamı da, ‘bu katılımcı lojistik konusuna hakimdir ve ben buna inanıyorum’ demek. Bütün derslere katılmak zorundalar. Derslere katıldı ama yeterli değil. Bu durumda ek derse gelmek zorunda, o dersler için de ek bir ücret alınmıyor.
Selçuk ONUR - LOJİPORT