Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği’nin (OYDER) sekizincisini Yeni Dönem Otomotiv Perakendeciliği temasıyla düzenlediği Otomotiv Kongresi’nde Dünyada Otomotiv Perakendeciliği başlıklı bir panel gerçekleştirildi.
Habertürk gazetesi otomotiv editörü Hakan Özenen’in moderatörlüğündeki panelde, otomotiv perakendeciliğinde değişen dinamikler ve trendler masaya yatırıldı.
Renault Mais CEO'su Berk Çağdaş, panelde yaptığı konuşmada, müşteri kaynaklı talebin niteliğinin değiştiğini belirterek, otomotiv sektöründe de sunulan ürün ve hizmetlerde ciddi bir değişim yaşandığını dile getirdi.
Artık mobilite ihtiyacının karşılanmasının en önemli unsur olarak öne çıktığına işaret eden Çağdaş, “Filo satışları toplam satışlar içinde önemli bir pay edinmeye başladı. Filo oranı ortalama bir markada yüzde 40-45’lere ulaşmış durumda. Artık insanlar ihtiyaçlarının nasıl daha hızlı, kaliteli ve verimli karşılanabileceği arayışı içinde. Bunun da yolu kiralama.” diye konuştu.
Otomotiv perakendeciliğinin dijitalleşmeyle kabuk değiştirmek zorunda olduğunu vurgulayan Çağdaş, markaların bir dijital stratejiye sahip olması gerektiğini söyledi.
Berk Çağdaş, "Türkiye’nin otomobili" projesinin doğru bir gelecek tasarımı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Otomotiv sektöründe bulunmanın yanı sıra bir Türk vatandaşı olarak bunu canı gönülden desteklemeliyiz ve yüreklendirmeliyiz. Bugün otomotiv sanayisinin 1,9 milyon araç üretim kapasitemiz var. Türkiye dünyada ticari araç üretim üssü. Sıfır hata ile üretim yapıyoruz. Çok değerli mühendislerimiz ve iş gücümüz var. Dolayısıyla bunu yapabiliriz. Alasını da yapabiliriz. Doğru gelecek tasarımı elektrikli araçlarda. Bu kaçınılmaz bir şey. Önümüzdeki dönem elektrikli araçların hızlı bir şekilde piyasaya gireceği bir dönemdir. Bunun çok uzun bir zaman alacağını da zannetmiyorum. Elektrikli araçlar alanında bir tasarım yapan ve bunun üzerinde ısrarla duran Türkiye’nin bu büyüyen alanda dünya rekabeti dikkate alındığında, fark yaratacağını görüyorum.”
"Birinci hedef karlılık değil, müşteriye değer yaratmak olmalı"
Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu ise marka sadakatinin tek başına bir anlamı olmadığını, bununla birlikte bayi ve satış danışmanına olan güven ve sadakatin de önemli olduğunu ifade etti.
Otomotiv perakendeciliğinde bir dönüşüm olduğunu anlatan Eroldu, sadece bayilerin değil markaların da perakendeci olduğunu, dolayısıyla perakendeciliği, markaların bayilerle birlikte yönetmesi gerektiğini dile getirdi.
Eroldu, “Karlılık, müşteri için yaratılan değerin sonucudur. Dolayısıyla birinci hedef karlılık değil, müşteriye değer yaratmak olmalıdır.” dedi.
Cengiz Eroldu, otomotiv perakendeciliğinin geleceğine ilişkin, “Uçtan uca kişiselleştirilmiş deneyim çok ön plana çıkacak. Bu kapsamda sanal ve gerçek otomotiv işi olacak. Bunlar birbirini destekleyerek var olmaya devam edecek. Yerel pazarlamanın ağırlığı artacak. Otomobil bayilerinde çalışanların profilleri değişecek. Satış danışmanı sayısı azalacak. Bayilerde veri analizi yapanların sayıları artacak. Satış danışmanlarının görevleri satış yapmaktan çok rehber olmaya gidecek.” yorumunu yaptı.
Türkiye’deki otomotiv sanayisinin üretimindeki yerlilik oranının zaten yüksek olduğunu ve sektörün ülkeye ciddi bir katma değer yarattığını belirten Eroldu, yerli bir otomotiv markasını global arenada tutundurmanın ise farklı bir konu olduğunu dile getirdi.
"Şu anda her şeyi yönlendiren müşteri talebi"
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün de hem ticari araç hem de otomobil müşterisi profilinin değiştiğine değinerek, “Çok farklı müşteri talepleri var. Her bir müşterinin talebine uygun araç yapma ihtiyacı var. Dolayısıyla ürün geliştirme süreci de buna göre işliyor.” ifadelerini kullandı.
Önceki yıllarda farklı dinamiklerle çalışan otomotiv dünyasının geleceğin, beklentilerinin peşinde koşan müşterilere karşılık vermek durumunda olduğunu aktaran Yenigün, “Aklımızın ucundan bile geçmeyen ihtiyaçları araçlarımıza koymamız gerekecek. Ürün geliştirme sürecinde şu anda her şeyi yönlendiren müşteri talebi. Bayilerde dijital platformu kullanarak müşteri beklentilerine uygun ürün yaratacak teşkilatlarımız olmalı.” diye konuştu.
Artık sadakatin farklılaştığını kabul etmek gerektiğini anlatan Yenigün, “Şimdi iş sizin ne değer yarattığınıza geldi. Bu yaratılan değer zinciri içinden şirketlerin, bayilerin tekrarlanabilir ciro yaratacak mekanizmaları kurması gerekiyor.” dedi.
Yenigün, “Türkiye’nin otomobili” projesine ilişkin, “Türkiye bunu yapabilecek konumda. Yapmak problem değil. Önemli olan nasıl bir stratejiyle ortaya çıkılacağı ve müşteriye ne sunulacağı. Dolayısıyla bu doğru bir projedir. Olması hepimizi çok mutlu eder, Türkiye’ye katkı sağlar. Ama bunu sadece standart yeni bir marka çalışması değil, gelecekteki müşteri ihtiyaçlarını karşılayan bir değer yaratma projesi olarak ele almak lazım ki öyle olduğunu da görüyoruz ve buna olumlu bakıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Dünya