İhracatın lokomotifi otomotiv sektörü, devreye giren yeni projeler ve kapasite artırımları sayesinde yılın son çeyreğine girerken, daha önce 17 milyar dolar olduğu bildirilen ihracat hedefini, 18 milyar dolar olarak revize etti.
Uludağ Taşıt Araçları ve Yan Sanayi İhracatçılar Birliği (TAYSİB) Başkanı Erkut Özerman, otomotiv ihracatının ocak-ağustos itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34,1'lik artışla 13 milyar 224 milyon doları yakaladığını belirtti.
Sektörün geçen yıl ki toplam ihracatının ise 15,5 milyar dolar civarında olduğunu anımsatan Özerman, ihracattaki artık hızının memnuniyet verici olduğunu dile getirdi.
Özerman, bunda Oyak Renault, Fiat-Tofaş, Hyundai, Ford Otosan gibi otomotiv ana sanayi kuruluşlarında devreye giren yeni projeler ve kapasite artırımlarının etkili olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Otomotivde yıl sonu ihracat hedefini 18 milyar dolar olarak revize ettik. İhracatımızın büyük bölümünün euro bölgesine yapılması da bu başarıda etkili oldu. Şu anda otomotiv sektörünün, toplam ihracat içindeki payı yüzde 19,8'e ulaştı. Lider sektör konumundayız. Ocak-ağustos dönemi itibariyle en yakın rakibimiz olan hazır giyim ve konfeksiyon sektörüyle arayı yüzde 4 açtık. Hazır giyimin payı yüzde 15,8. Biz asıl, önümüzdeki 2 yıl içinde, şu anda 1 milyon olan üretim kapasitemizi 2 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. "
Otomotivde, kalifiye iş gücü, düşük maliyet ve yüksek kalite avantajıyla uluslararası alanda rekabetçi yapıya sahip Türkiye'nin, "AB üyesi olması halinde, bu avantajını kaybedebileceği" yönündeki görüşleri de değerlendiren Özerman, Türkiye'nin 50 yıla dayanan otomotiv kültürü ve tecrübesi ve güçlü altyapısının gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Özerman, AB üyesi ülkelerde iş gücü maliyetlerinin yüksekliğinin bir gerçek olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "AB ülkelerinde saat ücreti, örneğin Almanya ve Fransa'da 35 avro, İspanya ve İtalya'da 20 avro civarında. Türkiye'de tüm haklardan yararlanan sendikalı işçinin maliyeti 5 avro seviyesinde, şu anda 7 misli fark var. AB'ye girince maliyetler hızla yükselir, bu bir gerçek. Örnek İspanya'dır. Yatırımcılar İspanya'dan, Fransa'dan kaçıyorlar. Birliğe yeni katılan Orta Avrupa ülkeleri Slovakya, Çek Cumhuriyeti hala cazip. En büyük avantajları stratejik açıdan pazara yakınlıkları. Ancak, oralarda da nüfus az ve maliyetler kısa sürede artar.
Türkiye'de 50 yıla varan otomotiv tecrübesi oluştu. Onu vurgulamak lazım. 'Türkiye'de enerji pahalı, işçilik ucuz' gibi klişeleşmiş cümleler var. Oysa, işin esasına baktığınızda bugün Türkiye'de 50 yıla yaklaşmış bir otomotiv kültürü oluştu. Yetişmiş eleman, tecrübeli sanayici, yeni yan sanayi yatırımları, kalifiye eleman, bunlar Türkiye'nin asıl rekabet gücünü oluşturuyor. Romanya ve Çek Cumhuriyeti'nde bu altyapı yok. Bunun desteklenmesi lazım."
Erkut Özerman, Türkiye'de Ar-Ge ve özellikle geliştirme projelerinin desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, bunların yapılması halinde sektörün geleceğinin teminat altına alınacağını sözlerine ekledi.
LOJİPORT