Türkiye ekonomisinin ve ihracatının lideri olan otomotiv sektörüne ilişkin hükümetin kafası karışık. Çünkü son dönemde otomotiv için bir taraftan Cumhuriyet tarihinin en büyük teşvikleri devreye sokularak yeni yatırımlar çekilmeye çalışılıyor, diğer taraftan sektör cari açık kaynağı olarak değerlendirilip ÖTV artışlarıyla gelmesi istenen yatırımlar elin tersiyle itiliyor. Hükümetin 2023 hedeflerinde başrolde yer almasına rağmen dövizin yükseldiği her dönemde, bütçe açığı kapatılması gerektiğinde ilk başvurularının otomotiv olması akıllara, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ yorumlarını getiriyor. Sektör için sürpriz olan ÖTV artışına anlam veremeyen bazı sektör yetkileri ise “Herhalde sektör ‘Yerli oto’ için babayiğit çıkartamayınca cezalandırıldı’ görüşünden başka bir şey söyleyemiyor.
BAKANLIK FARKI
Halbuki Haziran 2012’de yeni teşvik sistemini devreye sokan, daha sonra otomotiv sektörün isteği doğrultusunda sistemde ayarlama yapan hükümet, sektörden beklentilerini artırmıştı. Bir taraftan Türkiye’de olmayan Volkswagen, Opel gibi uluslararası markaları Türkiye’ye yatırıma çağıran hükümet diğer taraftan ‘Türk malı otomobil’ üretimi için Başbakan Erdoğan’ın isteği doğrultusunda bastırıyordu. Geçtiğimiz yıl sektörün talebiyle ana sanayi yatırımlarına 5’inci bölge desteği veren (300 milyon TL’ye 100 milyon TL teşvik) hükümet, yatırımlar konusunda çok umutluydu. Ancak bakanlıklar arasında bile ciddi sıkıntılar yapılan son zamlarla gün yüzüne çıktı. Ekonomi ve Sanayi Bakanlığı uzun süredir, yeni yatırım çekmeye çalışıp bu yönde açıklamalar yaparken, Maliye ise cari açık ve bütçe dengesi için her zaman olduğu gibi faturayı otomotiv sektörüne kesiyordu. Günümüz koşullarında Türkiye’ye yatırım için uluslararası markaların baktığı en önemli kriter iç pazar. Eğer güçlü bir iç pazarınız varsa, markalar tarafından yatırım riski daha kolay alınıyor. Sadece ihracata dayalı bir üretim modeli yatırımlarda öncelik taşımıyor. Tabi verilen cazip teşviklere rağmen iç pazarda vergilerin anlatılamayacak düzeye çıkartılması, tüm olası yatırım planlarını da doğmadan öldürmüş oluyor. Böyle olunca Türkiye otomotiv sanayi mevcut yatırımların dışında yeni yatırımları çekemiyor, mevcut vergi sistemini yurtdışına anlatmakta zorlanıyor. Son dönemde en çok gündeme gelen Volkswagen’den yola çıkarsak, Türkiye’de iç pazarın ve kendi markasının büyümesi paralelinde yatırımı er ya da geç gündemine alacaktı. Ama şu andan itibaren yatırım bence hayal oldu.
7 düvel ÖTV’yi duydu
Çok değil kısa süre önce eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, amaçlarının hem yerlilik oranlarını artırmak hem de Türk markası yaratmak olduğunu belirterek, “Bu destekle artık yerli oto markasının yanı sıra yerli hafif ticari araç markasını da bekliyoruz” çağrısı yapmıştı. Çağlayan, yeni teşvik paketini yedi düvele duyuracaklarını da belirterek, dünyadaki otomotiv sektörünün bütün üst düzey yöneticilerine ve yönetim kurullarına yeni teşvik sistemini tanıtan bir mektup yazmıştı. Bu gelişmelerin ardından umutlanan otomotiv sektörüne yine ummadıkları anda cezalar kesildi. Ama bu kez 7 düvele mektuba gerek kalmadı. Çünkü Türkiye’yi dünya lideri yapan vergileri duymayan kalmadı.
ZAMLAR GELMEYE BAŞLADI
Yılbaşında ÖTV’ye yapılan artış sonrasında 1.6 lt’ye kadar otomobillerin sadece vergiden kaynaklanan fiyatları yüzde 3.6, 2 lt’ye kadar olanların yüzde 5.6, 2 lt üzerindekilerin ise yüzde 6.5 arttı. Otomotivciler halen stoklarında bulunan 2013 model araçlara yüzde 4 ile 12 arasında zam yaptı. En fazla zam oranı yapanlar arasında yüzde 10’un üzeri ile Ford geldi. Toyota bazı modellerinde kurlardan kaynaklanan maliyet artışını ortalama yüzde 5 yansıtınca Yaris 35 bin TL, Corolla ise artık 50.900 TL’den başlıyor. Renault Symbol 1.2 lt 75 Bg 33.4 bin TL’den yüzde 3.2 zamla 34.5 bin TL, 2 lt dizel Latitude yüzde 5.5 zamla 114 bin TL’ye çıktı. Volkswagen Polo 1.2 70 Bg 33.9 bin TL , Passat 1.4 TSI Trendline da 62.6 bin TL’ye yükseldi. Kredi peşinat sınırlamasının devreye girişinin 1 Şubat olarak açıklanmasının ardından bir kısım alımların bu aya çekilmesi ve toplam 40-45 binlik bir pazar oluşması öngörülüyor. 2014 model araçların ise şubattan itibaren devreye girmesi bekleniyor.
İşten çıkarmalar yakında başlar
Otomobil Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Şükrü Ilısal, yeni binek otomobil alımında ödenen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarındaki artışa ilişkin, “Özellikle sektörün perakende ayağında oluşacak kârsızlık ve satış adetlerinin tutturulamaması işten çıkarmaların başlamasına sebep olacak. Bu eğer sanayiye de sirayet ederse bu küçük küçük gördüğümüz taşlar bir tepe oluşturup sektörün önünde olumsuz bir girdap oluşturacaktır” dedi. ÖTV oranlarındaki artış kararının sektör için büyük bir sürpriz olduğunu ifade eden Ilısal, bunun sektörün temsilcilerine, sivil toplum örgütlerine, sektör akil kişilerine danışılmadan yapılmış olmasının, hem sektörün kısa yol kazaları geçirmesine hem de büyük sanayi içeren sektörün zarar görmesine neden olacağını anlattı.
YÜZDE 189 VERGİ
Yeni ÖTV artışıyla birlikte vergi yükünün yüzde 189’a kadar çıktığını anlatan Şükrü Ilısal, şunları kaydetti: “Avrupa’da araçların üzerindeki vergi yükü ortalama yüzde 16 ile 24 arasında değişiyor. OECD ülkelerinde bu yüzde 47, Türkiye’de yeni yapılan yüzde 5’le birlikte ÖTV ve Katma Değer Vergisi (KDV) katkısını da koyarsak yüzde 71’den başlıyor yüzde 189’a kadar çıkıyor. Bu kadar vergi yükünün olduğu ve buna rağmen sürekli artırıldığı bir ülkede hangi uluslararası yatırımcıyı düşünüyorsunuz ki gelsin bu ülkede ben yatırım yapacağım desin.”
Daha 1 milyona ulaşamadık
Türkiye’nin lider sektörü olan otomotiv son 8 yıldır üst üste ihracat şampiyonu oldu. 2013’de 21.5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektör hükümetin 2023 hedeflerinde de başrolde yer alıyordu. Strateji planında yer alan maddelerden en önemlisi ise iç pazarın büyütülmesi için vergi oranlarının kademeli olarak düşürülmesiydi. Bu strateji planına göre 2014 yılında 1600 cc arçların ÖTV oranı yüzde 30’a inmesi öngörülüyordu ancak bugün görüyoruz ki yüzde 40’dan yüzde 45’e çıktı. Ürettiği 4 aracın 3’ünü ihraç eden ancak maalesef satın aldığı 4 aracın 3’ünden fazlasını ithal eden bir ülkede olmamıza rağmen her yıl otomotiv sanayi dış ticaret artısı veriyor. 2023 hedefine ulaşabilmek için 3-4 yeni yatırım bekleyen otomotiv sanayi, yeni yatırımların karar için ilk sırada dikkat ettiği iç pazar büyüklüğünde maalesef henüz 1 milyonluk eşik rakamını dahi yakalayamamış durumda.
LOJİPORT